Ayşe Günaysu
Aynı toprağın altında yatıyorlar. Ermenilerden ve Kürtlerden bahsediyorum. Aslına bakarsanız, Ermenilerin yanına Rumlar, Süryaniler, Ezidiler, tüm Müslüman olmayan Küçük Asya halklarını eklemem gerek. Ama bugünlerde Ermeni-Kürt ilişkileri gündemde. Soykırım, tanıma, inkâr, unutma, hatırlama bağlamında Ermeniler ile Kürtler arasında bir yandan artan temaslar, bir yandan yükselen gerilim önem kazandı. Mesele apaçık önümüzde duruyor: İlişkilerin mi, gerilimin mi artması zalimlerin işine gelir?
Gazetede okudum: Diyarbakır-Mardin karayolunda Roma dönemine ait Zerzevan Kalesi kalıntılarını kazan defineciler derin bir su sarnıcında çok sayıda insana ait kafatası ve kemik parçaları bulmuş. Kafataslarını çıkarmışlar. 20 kişiye aitmiş. Bölge 1990’lı yıllarda JİTEM’in cirit attığı, OHAL döneminde askeri yasak alanmış.
Okuduğum gazeteler arasında yalnızca Taraf’ın konuyla ilgili haberinde bir alt başlık vardı: “ERMENİLERE AİT OLABİLİR”. Bu kısmı olduğu gibi alıyorum: “Taraf’a konuşan Çınar Yukarı Konar köyü [Aşağıkonak olması gerek, yukarı konar diye bir köy yok Diyarbakır’da ñ not bana ait] Muhtarı Bedirhan Balta, bölgenin 1990 yıllarda JİTEM’in cirit attığı bölge olduğunu doğruladı. Balta, kemiklerin Ermeni’lere ait olabileceği görüşünde. Balta, ëKemikler bence Ermenilere ait. Dedelerimiz sürekli anlatıyordu. Ermeniler 20-30’ar guruplar halinde toplanıp öldürülüyor, kuyulara atılıyordu. Ermeni katliamı döneminde öldürülen Ermenilere ait olabilir kemikler’ dedi.”
Muhtar, dedesinden dinlemiş bunları. Bunları dinleyen daha çok insan var oralarda. Ama Muhtar gibi konuşan az. Hayrettir biz nedense en çok “bilmiyorlar, halk bilmiyor, anlatılmamış, duymamışlar” laflarını duyarız. Bu “bilmeme” meselesi gayet karışıktır. Bilmezden gelme ya da işine geleni bilme, gelmeyeni bilmeme diye bir şey var. Hatta, bildiğini kendi kendine unutturmak ve sonunda gerçekten “bilmeme” durumuna gelmek var. Çünkü inkâr çok karmaşık bir mekanizma. Bir savunma mekanizması. Hem devlet politikası bağlamında, hem bireysel bağlamda. Soykırım inkârında devlet politikası ile bireysel bağlam iç içe geçiyor, birbirini besliyor, birbirini güçlendiriyor.
Bireysel düzlemde inkâr psikolojinin başlıca konularından birir. Kişi kendini suçluluk duygusundan, bir kaybın sarsıntısından, acıdan ve endişeden korumak için yaşadığı ya da yaptığı bir şeyi inkâr eder. Yalnızca dışarı karşı değil, içe yönelik bir inkârdan bahsediyorum. Ama mesele kişisel yaşamın da ötesinde, soykırım ise, sadece suçluluk duygusu, vicdan azabı değil, bir de el konulan mallar, kadınlar, kızlar vardır üstüne üstlük.
Devlet politikaları bağlamında da aynı şekilde bir savunma mekanizması. Bireysel bağlamda olduğu gibi hem gayrı-maddi, hem maddi nedenleri var. Devlet inkâr eder, toplumu bir arada tutan “ulusal bilinci” korumak, dağılmasını önlemek, insanları birbirine yapıştırmak için. Ama bir de işin tıpkı bireysel düzleminde olduğu gibi, mal-mülk boyutu var. Çünkü devlet kayıpları tazmin etmemek, bedelini ödememek için inkâr eder.
Başa dönelim. Yaşadığımız memlekette topraktan kemikler fışkırıyor. İnsanlar kafa kafaya verip, kemikler Kürtlere mi, Ermenilere mi ait diye merak ediyorlar. Bunun anlamını ta içimizde, en derinlerimizde hissedebiliyor muyuz?
Müslüman kardeşliği bayrağı altında Küçük Asya’nın Hıristiyan halkları imha edildi, malları paylaşıldı, yağmalandı. Hıristiyan halklar yok edildikten sonra, zalimin esas derdinin Müslüman kardeşliği olmadığı meselenin Türkleştirme olduğunu artık saklamaya gerek yoktu. Bu defa göğ ekin gibi biçilen Kürtler oldu. Şimdi aynı toprağın altında yatıyorlar. Zalim şimdi yine, sanki hiçbir şey olmamış gibi, Hıristiyanları düşmanlaştırıp, İslam bayrağı altında Müslümanları birleştirme çabasında. İktidarını ve inkârı sürdürmek için. Susun. Dinleyin. Duyacaksınız: Kemikler fısıldıyor, sesleri birbirine karışıyor, Kürtçe ve Ermenice, “hayır” diyorlar. “Hayır…”
http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=97734&haberBaslik=Dinleyin:%20Kemikler%20topra%C4%9F%C4%B1n%20alt%C4%B1ndan%20bize%20ne%20diyor&action=haber_detay&module=nuce&authorName=Ay%C5%9Fe%20%20G%C3%9CNAYSU&authorID=222
Yorumlar kapatıldı.