İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gayrimüslimlerin Tüzel Kişilikleri” Konferansı

AB Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya, “Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Orta Doğu’da insanlar kendi dilini konuşuyorsa, kendi dinini yaşıyorsa, kendi kimliğini biliyorsa bütün bunların arkasında Türk milletinin hoşgörüsü ve bu kültürün olduğunu görebilirsiniz” dedi. Büyükkaya, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Cemaat Vakıfları Temsilci Ofisi işbirliğinde Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun katkılarıyla “Sorunlar ve Haklar II” başlığıyla düzenlenen, “Gayrimüslimlerin Tüzel Kişilikleri” konulu konferansta yaptığı konuşmada, sevgi ve hoşgörü temeli üzerinde yükselmiş, yüzyıllar boyu insanlığa ışık tutmuş, engin medeniyet birikimiyle dünyaya barış tohumları ekmiş ve ekmeye devam eden bir milletin çocukları olduklarını söyledi. (Sayın bakan unutmasın her imparatorluk çok dinli, çok dillidir.İstenen hoşgörü ve lütuf değil kabul edilmektir. HYETERT)

Kardeşçe yaşama kültürünü insanlığın ortak değeri olarak gördüklerini vurgulayan Büyükkaya, “Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Orta Doğu’da insanlar kendi dilini konuşuyorsa, kendi dinini yaşıyorsa, kendi kimliğini biliyorsa bütün bunların arkasında Türk milletinin hoşgörüsü ve bu kültürün olduğunu görebilirsiniz” ifadesini kullandı.
Büyükkaya, özellikle 2002 yılından bu yana farklı inanç grubuna mensup vatandaşların, daha huzurlu yaşamaları amacıyla çalışmaların yürütüldüğüne işaret ederek, bunlardan en önemlilerinden birinin 12 Mayıs 2010’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlara ilişkin genelge olduğunu kaydetti. Büyükkaya, Vakıflar Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle cemaat vakıflarına yaklaşık 2 milyar avronun üzerinde bir bedele tekabül eden taşınmazların iadesi yönünde karar alındığını dile getirdi.
Birçok cemaate mensup kuruluşa vakıf statüsü tanındığını ifade eden Büyükkaya, bu kapsamda yapılan çalışmalardan bahsetti.
Hoşgörü ve karşılıklı anlayış ortamının güçlendirilmesi için önemli gelişmelerin yaşandığını, Sümela Manastırı, Van’ın Akdamar Adası’ndaki ve Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Ermeni kiliselerinde dini törenlerin gerçekleştirildiğini anlatan Büyükkaya, şöyle konuştu:
“Yani diyebilirsiniz ki bu da çok mu önemli dini törenlerin gerçekleştirilmesi. Evet, bunlar önemli. Lozan Antlaşması’ndan bahsettik. Lozan Antlaşması sadece Türkiye’ye dönük bir anlaşma değil, karşı tarafları var. Sorumlu olan ülkeler var. Biz imparatorluk mirası bir ülkeyiz. Orada vatandaşlarımız olan insanlar var, bu anlaşmanın taraf olduğu ülkelerde. Mesela Atina’da bir cami bile yok, Selanik’te insanların gömüleceği mezarlık yok. 600 sene insanlar öldü burada. Bu mezarlıklarda yok, bugün de onlar yok edilmiş. Gömülmek için insanlar Batı Trakya’ya götürülmek durumundalar. Dolayısıyla bunları da hep beraber görmemiz lazım. Buradaki gayrimüslim vatandaşlarımızın hukukun korumak, onlara her türlü kolaylığı göstermek bizim vazifemiz. Hiçbir vatandaşımız arasında ayrım gözetemeyiz, bu bizim için esastır. Ama sadece kendi hukukunuzu değil, sadece buradaki hukuku değil… Unutmayın oradaki başka insanların da gördüklerini dile getirmelisiniz. Bunların hukukunu savunan şeyler de yapmalısınız.”
Büyükkaya, Batı Trakya’da cemaatin kendi seçilmiş müftüsünü atayamadığını, Türk kelimesini kullanamadığını aktararak, bunların gündeme getirilmesinde büyük fayda olacağını söyledi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Cemaat Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas da “Tüzel kişilik eksikliğini ve dolayısıyla 91 yıl boyunca oluşan belirsizlikleri gidermek, onların temel hakkı olan örgütlenme özgürlüğü ve yaşama  özgürlüğü ile mütenasiptir. Yapısal reformlarını tamamlayamamış olan toplumların, gelecek garantisi yoktur, hatta gelecekleri meçhuldür” değerlendirmesinde bulundu. – İstanbul

http://www.haberler.com/gayrimuslimlerin-tuzel-kisilikleri-konferansi-5607092-haberi/

Yorumlar kapatıldı.