Nadya Uygun / nad0910@hotmail.com
Ermeni Soykırımının yüzüncü yılı yaklaşırken malum kesimin etekleri de tutuşmuş vaziyette! Gün geçmiyor ki yeni bir iğrenç uygulama ortaya çıkmasın. Herkes el birliği ile bu büyük günahın, bu insanlık suçunun üstünü örtmeye ve inkarda ısrarcı olmaya devam ediyor.
Bir yandan, bir süre önce tamamen tesadüf eseri, Türkiye’de yaşayan gayrimüslim azınlığın, Ermenilerin çok uzun zamandır fişlenmiş olduğunu öğrendik… Daha bunun öfkesi geçmeden, iki gün önce, Ermeni Soykırımı ile ilgili akademik çalışma yapanların da fişlendiğini öğrendik… Amaç çok açık tabi, bu insanlara tehdit, şantaj ve baskı yoluyla engel oluşturmak ve hatta “ikna” ederek, tamamen resmi tezi destekleyici görüşler yazdırmak…
20 küsur yıl önce TRT’nin yapımı bir iğrenç dizi vardı, Duvardaki Kan.. Nefret ve kin saçarak Ermenilerin ne kadar kötü olduklarını ve başlarına gelenleri nasıl hakettiklerini anlatan bir iğrenç yapıt! Hiç utanmadan kalkıp eski diziyi, bölümleri yapıştırmak suretiyle bir TV filmi haline getirip, televizyonda göstermeye başladılar ki yeni nesle de nefret tohumları saçsınlar ve bu, sadece kendilerinin inandıkları büyük yalan sürsün!
Öte yandan yurtdışındaki temsilciliklerde ulusal kanattan yazarlar, işadamları, akademisyenler, politikacılar, hiç bir vesileyi kaçrımadan, her durumda bunu bir inkar gösterisi haline getiriyorlar.. Aman da bayraklar, Atatürk posterleri, Türk Türk diye inleyen şarkılar, türküler… Ne kadar çağdaş, ne kadar modern ve ne kadar laik olduğunu gösteren “örnek Türk insan”ları boy gösteriyor.. Miyonlarca para harcanıyor.. Gayet hoş kıyafetler içinde cici beyler, ağır makyajlı şirinlik muskası hanımlar, Türk insanının hiç korkulacak birileri olamadıklarını, bilakis ne kadar şeker çocuklar olduklarını sergileyip, arkadan hemen bayrakları çıkarıp Ermenilerin ne kadar tu, kaka olduklarını anlatmaya başlıyorlar… Bu öyle bir görsel kurgu ki, direkler arası eğlencelerine taş çıkartır! Bunlara kim inanıyor peki? Çok az kişi.. Bu çok az kişiden bir kaçı da maaşlı memuru oluyor inkar lobisinin! Kendi aralarında çalıp, söyleyip, dünyanın parasını da harcayıp evlerine dönüyorlar.. Ertesi sabah ilk rastladıkları yabancı yayında “Armenian genocide..” diye başlayan cümleleri gördükçe, daha da çıldırıp tekrar yeni bir gösteriye hazırlanıyorlar!
Sosyal medya da ise, Ermenilerin üstüne saldırtmak, sitelerini hack etmek, sinirlerini bozmak ve ağır hakaret etmek için, din kardeşleri Azerileri kullanıyorlar… Bu nefret saçan Azeri siteler resmi görevli, hiç kuşku götürmez; çünkü bir avuç insan bu işle uğraşmaya, bunu durdurmaya çalıştıkça, söz konusu sosyal medyanın yönetimleri, bunların sürmesi için elinden geleni ardına koymuyor.. Suç duyurusu filan da hiç para etmiyor.. Din kardeşleri ittifakı!
Gelelim diğer din kardeşlerine.. Yani Kürtlere.. Onlar da bu konuda üç maymunu oynamakla meşguller.. Birkaç vicdan sahibi güzel insanın çabası dışında, derin bir sessizlik var.. Daha hiçbir şekilde resmi bir özre, bir partiden veya bir kuruluştan gelen, şahit olmadık.. Tek tek insanlardan duyduk ama BDP’den resmen duymadık.. Üstelik bir kapı da açık bırakılıyor ki, duruma göre eski suç ortakları ve din kardeşleri ile olası bir ittifakın yolu kapanmasın! Adlarını tek tek sıralamak yersiz ama, o kadar çok sayıda Ermeni malını, mülkünü, karısını, kızını gaspedip, bu saltanatını hala günümüze kadar sürdürüp, yaşayan yöneticiler var hem BDP içinde, hem de Kürt özgürlük hareketi içinde.. Ağzımızı açıp eleştirecek olsak, aman BDP’ye dil uzatmayın deniyor.. Yok kardeşiz biz filan.. Biz nereden kardeş oluyoruz, onu da hiç anlayabilmiş değilim ya, neyse!
En son olarak da, HDP’den çok üzücü bir hareket gördük: yaptıkları bir afişte, Ermenileri ve Rumları koymamışlar, adları bile geçmiyor… Bu topraklarda en çok zulüm görenlerden, iki kadim halkın adı yok! Sebep? Unutmuş olabilirler mi? Sanmam, mümkün mü unutmak bu iki halkı? O halde sebep nedir? Sorduk kendilerine , hala cevap bekliyoruz. Cevap vermemeleri halinde onların da samimiyetinden kuşku duymaya başlayacağım.. Ya da bu bir laubali özensiz çalışma sonucu bir hata ise, o daha da vahim çünkü bu iş, o partinin kalitesini gösterir, maalesef!
İşte 2015’e bu kadar az vakit kala, Türkiye’den insan manzararaları bu kadar utanmaz, bu kadar acınacak haldedir!
İnkara devam edin bakalım, nereye kadar! Bizim vaktimiz bol, hafıza da silinmedi, bir asır nedir ki, yine bekleriz…Yeter ki adalet yerini bulsun!
Yorumlar kapatıldı.