İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

9 Kasım 1938: Kristallnacht

Almanya’da 9 Kasım 1938’de patlak veren Nazi saldırıları, tarihe “Kristallnacht” olarak geçti. Almanca “kristal gece” anlamına gelen Kristallnacht, 9 Kasım 1938 gecesi Almanya’da Nazilerin Yahudi işyerlerine ve sinagoglarına karşı başlattığı organize kanlı saldırıların adıdır. Bu ad, saldırıdan sonra sokakları kaplayan cam kırıklarının ışıltılarından esinlenilerek verildi.

Nazi Almanya’sında soykırım başlamadan önce yaklaşık 500 bin Yahudi (nüfusun yüzde 0,76’sı) yaşıyordu. Nazi propaganda mekanizması, Yahudileri, Almanya’nın 1918’deki yenilgisinin ve bunun sonucu ortaya çıkan yoksulluğun sorumlusu olarak “iç düşman” ilan ederek, organize etnik saldırılara başladı.
Hitler daha iktidarının ilk yılında, 1933’te Yahudi dükkânlarına karşı boykot çağrısı yaptı. Naziler o yıl içinde Alman Yahudilerinin toplumsal yaşamını sınırlayan toplam 42 yasa çıkardı. Bu yasaların en ağırı, Yahudilerin kamu alanlarında çalışmalarını yasaklıyordu. 1934 yılında 19 ve 1935 yılında 29 ayrımcı yasa daha çıkarıldı. Yahudilerin 1936 yılında seçimlere katılmaları yasaklandı ve ülkenin hemen her yerinde “Yahudiler giremez” levhaları yayılmaya başladı. 1938 yılının ilk yarısında Yahudilerin ekonomik faaliyetleri ve çalışmalarını kısıtlayan yeni yasalar çıkarıldı. 1938 yılının temmuz ayında kabul edilen bir yasa, 1 Ocak 1939’dan itibaren tüm Yahudilerin, Yahudi olduklarını gösteren bir kimlik kartı taşımasını zorunlu kıldı.
“Nihai çözüm” adımı
8 Kasım 1938 günü Yahudilere karşı kolektif cezai yaptırımlar uygulanmaya başlandı. Buna göre, tüm Yahudi gazeteleri ve dergileri derhal yayına son vermek zorundaydı. Bu yasak, Yahudi toplumu ile liderleri arasındaki bağı koparmayı hedefliyordu. Böylece, Yahudilerin ülkeden ayrılması yönündeki liderlerin yönlendirici rolü kısıtlanmıştı. O sıralar Alman Yahudilerinin üç gazetesi, dört kültürel dergi, birkaç spor dergisi ve birkaç düzine de cemaat bülteni ulusal düzeyde yayımlanıyordu. Yine 8 Kasım günü ilan edilen yaptırımlar, Yahudi çocuklarının “Aryan” okullara katılmasının ve tüm kültürel faaliyetlerinin yasaklanmasını da içeriyordu.
“Alman kanı ve onurunu korumak” üzere kabul edilen “Nürnberg Yasaları”, bizzat Hitler tarafından imzalanmıştı. Bu yasalar Yahudiler, Sinti ve Romanlar, siyahlar veya bu grupların çocuklarının Almanya’da vatandaşlık haklarından yararlanmalarını sınırlamakla kalmıyor, “Alman kanı taşıyanlarla” evlenmelerini de yasaklıyordu.
9 Kasım 1938 gecesi başlayan pogrom, bazı tarihçiler tarafından Holokost’un başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Bu aynı zamanda, Hitler’in Yahudileri bütünüyle yok etmeye yönelik “nihai çözüm” için atılan somut adımların ilkiydi.
9 Kasım’da gerçekleşen pogromu unutmamak sadece bir insanlık görevi olmakla sınırlı değil. Nitekim son yıllarda Avrupa’daki neo-Nazi partilerin yükselişi, sorunun ne kadar güncel olduğunu gösteriyor. Batıda giderek yayılan ve Müslüman olsun olmasın, tüm farklı etnik gruplar ve ten rengi farklı insanlara yönelik İslamofobi giderek yayılıyor. Antisemitizm ise yükselmeye devam ediyor. Öte yandan Holokost’a yönelik inkârcılık ise sürüyor.
Tüm bu olgular karşısında ırkçılığa, faşizme ve her türlü ayrımcılığa karşı mücadele daha bir anlam kazanıyor.
***
Kristallnacht nedir?
Kristallnacht, beş yıldan fazla süren ırkçı ayrımcılık ve zulmün zirveye çıktığı, Holokost’un ilk adımı olarak kabul edilen geceye verilen ad. Kristallnacht, o güne kadar süren zulmün ekonomik, siyasi ve toplumsal yapısını, fiziki saldırılar, tutuklamalar ve cinayetler şeklinde değiştirdi. Tarihçi Max Rein’in sözleriyle, “Kristallnacht” geldikten sonra… her şey değişti.”
Naziler, bu pogrom için Paris’te düzenlenen bir suikastı bahane etti. Söz konusu suikastın arkasında ise bir başka Yahudi dramı yatıyordu. 18 Ekim 1938 günü Naziler, Hitler’in emri üzerine Almanya’da yaşayan yaklaşık 12 bin (sayı çeşitli kaynaklara göre 17 bine kadar çıkıyor) Polonyalı Yahudi’yi sınır dışı etti. Sınır dışı emri tek bir gecede uygulanmış ve sınır dışı edilenlerin yanlarında birden fazla valiz almalarına izin verilmemişti. Bu kişilerin geride kalan tüm mallarına ise Naziler el koydu.
Bu sınır dışı edilenlerin 4 bininin Polonya’ya girmesine izin verildi, ancak yaklaşık 8.000 kadarına izin verilmedi. Polonya’ya sokulmayan Yahudiler, çaresizlik içinde iki sınır arasında sıkışıp kaldı ve bu nedenle çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere, çok sayıda Yahudi hastalık ve açlık nedeniyle yaşamlarını yitirdi. Bu trajediyi yaşayanların arasında kendi ailesinin de bulunduğunu öğrenen, Paris’te yaşamakta olan 17 yaşındaki Herschel Grynszpan, Paris’teki Alman Büyükelçiliği’ni basarak, karşısına çıkan ilk kişi olan Konsolos Yardımcısı Ernst von Rath’ı vurdu.
Bu münferit saldırı, Hitler ve sağ kolu olan Goebbels’e Yahudilere karşı kinlerini kusmaları için bir fırsat yarattı. Goebbels, bu saldırının planlanarak düzenlenmiş olan bir Yahudi komplosu olduğunu ileri sürerek, Alman “ırkı”nın bunun öcünü alması gerektiğine dair propaganda yürüttü. Yahudilere karşı yürütülen çeşitli saldırıları öven Naziler, parti olarak Yahudilere karşı saldırı gerçekleşmesi halinde müdahale etmeyeceklerini açıkladı. Nazi ajanlarının da halkı kışkırtması sonucu, 1938 yılının 9 Kasım gecesi Almanya’da organize kanlı saldırılar başladı ve 10 Kasım günü ülkenin her yerine yayıldı. Polis ve itfaiye olaylara müdahale etmedi. Saldırılar yer yer 13 Kasım’a kadar sürdü. Olaylar sırasında Alman polisi seyirci kalırken, saldırı ve cinayetlere Nazi paramiliter gençlik grupları ve SS’ler de katıldı.
Kristallnacht ile birlikte Naziler tasarladıkları tüm hedeflere ulaşmış oldu: Savaşa hazırlık olarak gerekli askeri hazırlıklar için ihtiyaç duyulan paranın elde edilmesi için Yahudilerin mallarına el konulması; Yahudilerin bir birinden ayrılarak, tecrit edilmesi; o güne kadar sürdürülen ayrımcı antisemit propaganda ve yasaların, fiziki saldırılara dönüştürülerek sürdürülmesi.
9 Kasım gecesi başlayan pogrom sırasında, SS lideri Reinhard Heydrich’in raporuna göre, 91 Yahudi öldürüldü, binlercesi ağır yaralandı, yaklaşık 25 bini tutuklanarak toplama kamplarına sürüldü. Yahudilere ait 7 bin 500 civarında iş yeri yağmalandı ve saldırıya uğradı, 267 sinagog yakıldı 177’si bütünüyle yıkıldı ve çok sayıda Yahudi mezarı da tahrip edildi. Saldırılar Almanya’nın yanı sıra Avusturya ve Nazilerin denetimi altındaki diğer bölgelerde de gerçekleşti.
Kristallnacht, ülkedeki varlıkları Roma İmparatorluğu’na kadar geri giden Yahudilere karşı yürütülen sistematik bir soykırımın ilk adımları oldu.
***
Nazilerin çıkardığı dersler
Kristallnacht Nazilerin o tarihten sonra atacağı adımlar için bir dönüm noktası olmuş ve Hitler ve danışmanlarına durum değerlendirmesi için yeni veriler ve deneyim sağlamıştı. Saldırı Naziler açısından şu sonuçları ortaya çıkarmıştı:
O andan itibaren Hitler ve üst düzey danışmanları için Yahudilerin zorla göç ettirilmelerinin uygulanabilir bir seçenek olmadığı anlaşıldı.
Hitler artık Polonya’nın işgalini gündemine almıştı.
Çok sayıda toplama kampı ve çalışma kampı işletilmeye başlanmıştı bile.
“Alman kanı taşımayanlar” için düzenlenen ayrımcı Nürnberg yasaları kabul edilmişti.
Hitler’in ideolojisine şekil veren “lebensraum” (yaşam alanı) doktrini şekillenmişti.
Alman halkının gelişmeler karşısındaki tepkisizliği, Nazilerin çok az bir muhalefetle karşılaşacağını netleştirmişti. Olaylar karşısında Alman kiliseleri bile tepkisiz kalmıştı.
Artık Almanya’nın “Aryanlaştırılmasının” önünde herhangi bir engel kalmamıştı.
***
Yahudilere karşı yaptırımlar
Kristallnacht’ın ardından geçen ilk üç aylık süre içinde, Naziler Yahudilere karşı şu yaptırımları yürürlüğe koydu:
Yahudilerin tüm değerli madenlerden eşyalarını hükümete vermesi emredildi.
Yahudiler için emeklilik güvencesi iptal edildi ve kamu görevleri kısıtlandı.
Artık Yahudilerin sahip olduğu senetler, hisse senetleri, mücevherler ve sanat eserleri sadece Alman devletine devredilebilecekti.
Yahudiler fiziki olarak tecrit edilmeye başlandı.
Yahudilerin posta güvercinlerine sahip olmaları yasaklandı.
Yahudilerin ehliyetleri iptal edildi.
Yahudilerin sahip olduğu radyolara el kondu, gazeteleri yasaklandı.
Yahudilerin akşam 21.00 ile sabah 05.00 (kışın 20.00 – 06.00) saatleri arasında sokağa çıkmaları yasaklandı.
Kiracıları koruyan yasalar, Yahudi kiracılar için geçersiz kılındı.
İçişleri Bakanlığı, Yahudilerin sahip olduğu silahlara yönelik bir yönetmelik yayınladı. Bu yönetmelik, Yahudilerin ateşli silahlar ve bunlara ait cephaneleri almaları, sahip olmaları ve taşımalarını yasakladı.
***
Toplam 6 milyon insan öldürüldü
Naziler, 1945 yılına kadar Avrupa’nın tümünde yaklaşık 6 milyon insanı sistematik bir şekilde işkence edip, öldürdü. Öldürülenlerin büyük bir kısmı Yahudi’ydi (yaklaşık 2,7 milyon), ancak Naziler sadece Yahudileri öldürmedi. Aralarında Sinti ve Romanların da bulunduğu 500 bin insanı da sistematik bir şekilde yok etti.
Bunlara daha sonra muhalif siyasetçiler, eşcinseller, sakatlar ve komünistler de eklendi. Almanya, bu tarihi unutulmaması ve geçmişin gençlere aktarılması amacıyla, 1996 yılından başlayarak, 27 Ocak gününü “Yahudi Soykırımını Anma Günü”, yani ”Holokost” günü ilan etti.
Derleyen: F. Levent Şensever
Avrupa çapında “Faşizme ve Antisemitizme Karşı Kampanya” bilgileri için: United for Intercultural Action Kampanya bilgileri.

Yorumlar kapatıldı.