İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alevilik sorunu teolojik değil, özgürlük ve demokrasi sorunudur. Aleviler 3 Kasım 2013 Pazar Kadıköy’de…

İsmail Barası

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana uygulanan tek dilli, tek ırklı, tek dinli, tek ideolojili, tek mezhepli homojen bir millet yaratma çabası, toplumda var olan farklılıkları ortadan kaldırmaya çalışmasından dolayı bütün toplumu değiştirmeyi hedeflemiştir. Kürtler, dindarlar, Aleviler, Gayrimüslim azınlıklar mağdur edilen kesimin başında gelmektedir… Bugün gelinen nokta şunu gösteriyor ki; resmi devlet paradigması çürümeye yüz tutmuştur. Şimdi kadar dışlanan kesimler mücadele ederek kendilerini hep görünür kıldılar. Kendilerini görünür kılan gruplardan biri de Alevilerdir.

***
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana uygulanan tek dilli, tek ırklı, tek dinli, tek ideolojili, tek mezhepli homojen bir millet yaratma çabası, toplumda var olan farklılıkları ortadan kaldırmaya çalışmasından dolayı bütün toplumu değiştirmeyi hedeflemiştir. Kürtler, dindarlar, Aleviler, Gayrimüslim azınlıklar mağdur edilen kesimin başında gelmektedir. Son yıllarda mağdur olan dindarların desteğiyle başa gelen AKP de Kemalist programı zamanın ruhuna uygun bir şekilde yürütmektedir. Farklılıkları yok etmek isteten eski Kemalist yaklaşım yerine, farklıkları kendince tasarlamaya çalışan yeni bir Kemalist yaklaşım var karşımızda. Bu durum bir demokrasi tuzağını da beraberinde getiriyor çünkü.
Bugün gelinen nokta şunu gösteriyor ki; resmi devlet paradigması çürümeye yüz tutmuştur. Şimdi kadar dışlanan kesimler mücadele ederek kendilerini hep görünür kıldılar. Kendilerini görünür kılan gruplardan biri de Alevilerdir. Alevileri yıllarca yedeğinde tutan CHP’nin ve İzzettin Doğan gibiler üzerinden Alevileri kontrol altında tutmaya çalışan merkez sağ partilerin gerçek yüzü artık apaçık ortadadır. Alevilerin artık bu yapıların elinden kurtulup, yeni bir söylem geliştirmeleri gerekiyor ve bu konuda şu an çok iyi bir düzeyde olduklarını söyleyebiliriz. CHP yıllarca laiklik ekseninde Alevileri yedeğinde tuttu. Aleviler, CHP’nin bir nevi oy deposu haline geldi. Özelikle 90’lı yıllardan sonra Kürt hareketinin yükselişi bu durumu sarstı. CHP, Kürt illerinden, Kürt Alevilerden epey oy alıyordu. Ama şu an durum CHP için çok vahim.
İçerde Alevilere baskı kuran devlet, AB müzakere süreçlerinde Alevilerin varlığı konusunu koz olarak kullandı: “Siz, Türkiye’de şeriat istemi var diyorsunuz ama bakın ülkemizde çok büyük Alevi nüfusu var” söylemiyle bu durumu koz olarak kullanıyor ama içerde Alevilerin taleplerine kulaklarını tamamen tıkamış durumda.
Bu ülkede Alevilik konusundaki tartışmalar hep sığ bir alana çekilmek isteniyor. Alevilerin sorunlarına, taleplerine özgürlük, çoğulculuk ve hukuk açısından yaklaşmak yerine “Alevilik bir din mi yoksa mezhep mi?” ekseninden bakmayı dayatıp sığ bir tartışma yaratılıyor. Alevilik sorunu, her şeyden önce bir özgürlük sorunudur, bir varlık meselesidir, bundan dolayı Alevi sorunu, daha fazla özgürlüğü talep eden bir perspektifle gündeme getirilmelidir.
Devlet, Kürt kimliğine yaklaştığı gibi Alevi kimliğine de hamur gibi şekil verilecek, yeniden tasarlanacak bir şey olarak bakmaktan vazgeçmelidir. Bu yaklaşım sorunları çözmekten ziyade daha da derinleştirmektedir. Kürtler kendi kimlikleri kendileri tanımlamalıdır, Aleviler kendi kimliklerini kendileri tanımlamalıdır. Alevilik, devletin ihtiyaç ve arzularına göre değil, Alevilerin talepleri ışığında tanımlanmalıdır. Alevilerin kendilerini tanımlamaları, anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Devlet, Alevilikten elini çekmesi gerektiği gibi, bütün kimliklerden ve mezheplerden de elini çekmelidir. Devletin kontrolündeki bir Kürtlük, Alevilik çözüm değil, sorundur. Kürt kimliği, Alevi kimliği, hiçbir toplumsal mühendisliği projesinin bir unsuru olarak görülmemelidir.
Mevcut anayasanın ve bir önceki anayasanın “değiştirilemez” maddelerinden biri de “Laiklik” maddesidir. Alevilik sorunu, devletin laiklik anlayışının aslında ne kadar da faşizan olduğunu gözler önüne sermektedir.
Alevilik sorununun demokratik yollardan çözülmesi için devletin Aleviliği tanımlamaktan vazgeçmesi, cemevlerine hukuki, anayasal statü verilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Diyanet’in lağv edilip, anayasal bir kurum olmaktan çıkarılıp, teknik bir koordinasyon kurumu olarak yeniden düzenlenmesi, nüfus cüzdanlarındaki din hanesinin kaldırılması, Dersim, Sivas, Gazi, Maraş, Çorum başta olmak üzere bütün katliamların ve cinayetlerin sorumluların ortaya çıkartılıp, cezalandırılması gerekiyor.

Yorumlar kapatıldı.