Dr.med.Sarkis Adam / sarkis_adam@yahoo.de
Osmanlı’nın İttihat ve Terakki zihniyetinin, Cumhurriyetin başlangıç dönemlerindeki takipçisi olarak tanınan parti tarafından hazırlanan <<Azınlıklar Raporu>> nun Rumlarla ilgili bölümünde şu ifadelere yer verilmektedir:<<Anadolu’da bugün,Rum yok denecek kadar azdır,hiçbir yerde ilerde bir tehlike teşkil edecek durumda değildir,binaenaleyh Rumlar için esaslı tedbir alınması gereken yerimiz İstanbul’dur.Bu hususta söylenecek tek söz İstanbul’un fethinin 500.yılı dönümüne kadar İstanbul’u tek Rumsuz hale getirmektir>>.
: (Kaynak:1-Kürt Sorununa Çözüm Arayışı-Faik Bulut -Ozay Yayın 1998: 2-Bir Resmi Metinden Planlı Türkleştirme Dönemi-Rıdvan Akar -Birikim Yayını)
Bu zihniyetin hedeflerine ulaşmasına için vesile olan olaylardan biri de 6-7 Eylül 1955 olaylarıdır.Osmanlı’nın son döneminde İttihat ve Terrakinin amacı, milli bir sermaye yaratmak ve azınlıkları mülksüzleştirmekti.Bu amacla 1915 Ermeni tehciri,1924 Nufus mübadelesi,1942-1944 Varlık Vergisi ve 6-7 Eylül 1955 olayları düzenlendi.Bu insanlık ayıbı kara olaylar ve acılar, zamanın Türk burjuvasinin amacına ulaşmasında dönemeç noktaları oluşturdu:
2.Dünya savaş sonrası yıllarında Uluslararası arenada yeni siyasi dengeler kurulmaya başlamıştı,zamanın Kıbrıs’ında ise İngiliz sömürgeciliğine karşı Rumların başlattığı bağımsızlık mücadelesi <<Kıbrıs Sorunu>>unu doğurmuştu,İngilizler ,buna karşı Kıbrıs adasında sayıları Rumlardan az olan Türkleri harekete geçirdi,bu durum her iki kesimde milliyetçilliğin artmasına neden oldu ve iki ulus arasında gittikçe artan gerginlik yarattı:Bu gerginlik Yunanistan,Türkiye ve İngiltere’yi üçlü konferansa götürdü:
Gerilen siyasi ortamda ,Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin bombalı saldırıya uğradığı haberi,ortamı daha da gererek 6-7 Eylül 1955 Olaylarını ateşleyen kıvılcım oldu:
Daha önce Rumlara ait olduğu tesbit edilen mekanlar ve evler kırmızı haçlarla işaretlendi ve daha sonra yağmalandı,azınlıklara ait mezarlara, kutsal mekanlara, okullara,kiliselere saldırıldı ve tahrip edildi, kadınlara tecavüz edildi:Yağmacılara ve tecavüzcülere göz yumuldu, ne polis, ne asker ve ne de herhangi bir yetkili müdahale etmedi, kimi yerde yağmacılar arasında uniformalı yetkililere bile rastlanıldığı oldu :Olaylar biraz yatıştıktan sonra gece yarısı sıkıyönetim ilan edildi ve hemen ertesi sabah sıkıyönetim kaldırıldı:
Olayların bilancosu çok ağırdı,kayıtlara ve www.Odatv.com’un <<6-7 Eylül Kimlerin Eseriydi>>başlıklı yazıdan alınan bilgilere göre 73 kilise,1 fabrika,8 ayazma,1 sinagog,2 Manastır,5538 gayrimenkül,1004 iş yeri,26 azınlık okulu,5 spor külübü,2 mezarlık tahrip edildi,400 e yakın kadın tecavüze uğradı,30 dan fazla ağır şekilde yaralananlar oldu, ve bu kara gün 3 can aldı :İstanbul’da görülen bu ağır tablonun yanında İzmir’de de birçok kilise,ev, iş yeri,tahrip edilmişti:Olayların hemen ardından tutuklamalar olmuş fakat kısa bir süre sonra tutuklananlar sebest bırakılmış ve 6-7 Eylül ayıbı <<Halkın duygusal Tepkisi>> ve <<Milli Galeyan>> şeklinde isimlendirerek geçiştirilmeye ve unutturulmaya çalışılmıştı:
Geçmişindeki yaşadığı darbelerle ve o zihniyetle yüzleşmeye başlayan çagdaş Türkiye’nin demokrasi anlayışı,çagdaşlık ve demokrasi adına ,demokrasi ve insanlık ayıbı olan 6-7 Eylül Olayları ve zihniyetini ile de yüzleşmeli ve bu kara günün ve ayıbın sahiplerini yargılamalıdır: Her Ulusun tarihinde kara lekelere ,acılar ve ayıplar vardır, ancak bunları hafifletmek geçmişle yüzleşmekle, barışmakla, geçmişi doğru okumak ve yorumlamakla ve aynı zamanda doğru ve adil sorgulamkla olur diye düşünüyorum:
Dr.med.Sarkis Adam
3 Eylül 2013.
Yorumlar kapatıldı.