İsveç’in en fazla ödül alan gazetecilerinden Ortadoğu Uzmanı Nuri Kino, ABD’nin Suriye’ye yönelik saldırısının geri teperek, ülkede yaşayan Hıristiyan ile Alevilere karşı aşırı dinci grupların saldırılarına yol açabileceği uyarısında bulundu. Kino, Suriye’de etnik ve dini bir temizlik harekatı yürütüldüğünü söyledi. İsveç Devlet Televizyonu’nun (Svt) “Tartışma” köşesinde yayımlanan makalesinde Nuri Kino, bağlantı halinde olduğu Suriye’deki Asurilerden gelen haber ve fotoğraflara dayanarak Hıristiyan azınlığın aşırı dinci grupların saldırılarına maruz kaldığını kaydediyor. Kino, Tabqa ilindeki Hıristiyanların evlerini terk etmeye zorlandıklarını belirtiyor.El Kaide ile ilişkili grupların Hıristiyan halka “Ya Müslüman olursunuz ya da burayı terk edersiniz” diyerek baskı yaptıklarını belirten Kino, Suriye’de etnik ve dini bir temizlik hareketi yürütüldüğünü ifade ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Suriye’nin kimyasal silah kullandığını ve “Sınır Tanımayan Doktorlar”ın (MSF) ABD’ye, muayene ettikleri yaralıların kimyasal saldırıya maruz kaldığı bilgisi verdiği yönünde iddiada bulunduğunu hatırlatan Kino, oysa Sınır Tanımayan Doktorlar’ın Suriye sorumlusu Bart Jannsen’in bu iddiaları yalanladığını söyledi. Kino, Jannsen’in “Yaralanma nedeni ve saldırının kimler tarafından yapıldığı” konusunda bilgileri olmadığını açıkladığına dikkat çekiyor.
Kerry’nin konuşmasında ABD’nin en fazla baskılara maruz kalanları koruması gerektiğini söylediğine işaret eden Kino, “Onlar en fazla baskı altında olan Suriye’nin Hıristiyanları için parmaklarını bile kıpırdatmayacak” ifadelerini kullanıyor.
ABD’nin saldırması durumunda savaşın daha da tırmanacağını ifade eden Kino, Alevilerin de korunması gerekeceğini çünkü El Nusra liderinin geçenlerde Alevileri kesecekleri yönünde açıklamada bulunduğunu hatırlatıyor. Kino, ABD’ye “Bunun engellenmesi için ne yapmayı düşünüyorsunuz?” sorununu yöneltiyor.
Mezopotomya Demokratik Dönüşüm Partisi de yazılı bir açıklama yaparak El Nusra çetelerinin Kürt halkına yönelik saldırılarını kınadı ve Suriye’ye yönelik askeri bir müdahaleye karşı olduğunu açıkladı.
Kürt halkına yönelik saldırıların 1914-15’lerde Asuri-Süryani-Keldani, Ermeni ve Rumlara yönelik soykırımı andırdığı belirtilen açıklamada şöyle denildi: “O dönemde de emperyal politika, Türk ırkçı zihniyeti, İslam fanatizmi ve yerel işbirlikçilik vardı. Bugün ise dönemin bütün mağdurlarını bir araya getiren mantığa her taraftan ciddi bir yönelim var, niye? Çünkü Kürt halkının öncülük ettiği alternatif, yüzyılın emperyal, işbirlikçi, gerici, milliyetçi, baskıcı, inkarcı ve her türden siyasi İslam’ın ezberlerini bozdu. Gelinen aşamada Suriye savaşında yüzyılın politikaları, olduğu gibi teşhir oldu. Ama hala bu güçler, halkların durumlarını dikkate almadan, tiyatrolarla ortama muğlaklaştırıp kendilerini yaşatmak istiyorlar. ABD, Türkiye, Katar vb ülkelerin destekledikleri muhalefet Baas rejimine karşı, günden güne zayıflarken, diğer yandan Kürt halkının öncülük ettiği üçüncü demokratik alternatif, Suriye’de halkların yeni süreçte nasıl bir sistemde yaşayacaklarını ortaya koyarken, kimyasal hikayesi tekrar gündeme geldi. Bu tiyatro daha evvel Irak’ta oynanmıştı, seyredenler bıktı, ABD, Müttefikleri ve işbirlikçileri bu tiyatroyu oynamaktan bıkmadılar. Ama burası Irak değil. Burası Suriye ülkesidir. Bizde Baas tekçi rejimin, halklara uyguladıklarına karşıyız. Aynı zamanda kimyasal bahanesiyle işgale de karşıyız!”
Yorumlar kapatıldı.