İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye’de Ermeni, Rum ve Yahudiler neden numaralandırılıyor?

Orhan Kemal Cengiz

Her şey İstanbul’da bir annenin çocuğunu Ermeni okuluna kaydettirme çabasıyla başlıyor(1). Bu Ermeni hanımefendinin ailesi, 1915’deki kıyımdan kurtulmak isteyen pek çok Ermeni’nin yaptığı gibi din değiştirip “Müslüman” olmuşlar. Ancak Ermeni hanımefendi, atalarının kimliğine geri dönmek istiyor; vaftiz olup nüfuz cüzdanına “Hristiyan” diye yazdırıyor. İşte nüfusunda yazan bu ibarenin…

Her şey İstanbul’da bir annenin çocuğunu Ermeni okuluna kaydettirme çabasıyla başlıyor(1). Bu Ermeni hanımefendinin ailesi, 1915’deki kıyımdan kurtulmak isteyen pek çok Ermeni’nin yaptığı gibi din değiştirip “Müslüman” olmuşlar. Ancak Ermeni hanımefendi, atalarının kimliğine geri dönmek istiyor; vaftiz olup nüfuz cüzdanına “Hristiyan” diye yazdırıyor.

İşte nüfusunda yazan bu ibarenin yeterli olacağını düşünerek, çocuğunu Ermeni okuluna götürüp kayıt ettirmek istiyor. Ancak, başvuruda bulunduktan sonra, bunun o kadar da kolay olmadığını, bazı bürokratik adımların izlenmesi gerektiğini öğreniyorlar. Kendilerine “Milli Eğitimden okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın” deniyor.

Bunun üzerine aile Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurarak, çocuklarının Ermeni okuluna kayıt yaptırmasının önünde bir engel olmadığına dair yazı verilmesini talep eder. İstanbul Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün yazılı olarak verdiği cevap ise, şok edici nitelikte:

“…Söz konusu okullara kayıt olacak öğrencinin velisinin mahkeme kararı ile din, isim, mezhep değiştirip değiştirmediğinin bilinmesi, 1923 yılından bu yana ‘Vukuatlı’ nüfus kayıtlarının gizli soy kodunun da (nüfus kayıt örneğinde Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2 dir) çıkartılması gerektiğinden ancak adı geçen öğrencinin velisinin ilgili nüfus ve vatandaşlık müdürlüğünden nüfus kayıt örneğinde gizli soy kodunun 2 olması halinde kaydının yapılabileceği hususunda gereğini rica ederim.”

Radikal gazetesinin bu haberin yayılmasının ardından yaptığı araştırma ve yetkililerle görüşmeler, yüz yıllık bir ayrımcılık hikayesini ortaya koyar nitelikte (2): Buna göre, Türkiye’de ‘soy koduyla’ fişleme 1924 yılında imzalanan Lozan Anlaşmasına kadar geriye gidiyor. Radikalin edindiği bilgilere göre, Nüfus idaresi tarafından Rumlara 1, Ermenilere 2, Yahudilere 3 kodları verilmektedir.

Radikal’in görüştüğü yetkililer bu soy kodlarının, azınlıklara ait “eğitim kurumlarına kimlerin” kayıt olacağını düzenlemeyi amaçladığını söylüyorlar. Ancak yine Radikal’in yaptığı bir araştırma (3) bu gerekçenin doğru olmadığını gösteriyor; çünkü görüşülen ilk yetkilinin söylediğinin aksine, Türkiye’de sadece Rum, Ermeni ve Yahudilere değil, aynı zamanda Süryanilerin 4 ve diğer Gayrimüslimlerin 5, gizli kodlarıyla fişlendiği anlaşılıyor. 1,2,3 numaralarıyla kodlanan azınlıkların kendilerine ait olan okulları bulunduğu halde, Süryanilerin ve diğer grupların okulları bulunmuyor.

Ortada Türkiyeyi kökünden sallaması gereken bir skandal var, ama bir kaç günlük kısa bir tartışmanın ardından Türkiye hemen kendi gündemine geri dönüverdi. Türkiye’nin Gayrimüslimlerin kıyımlarıyla dolu tarihi göz önüne alındığında, bu skandalın ne anlama geldiğini kıyas yoluyla anlamak mümkün olabilir.

Bir an için Almanya’da, Yahudilerin Alman nüfus idaresi tarafından gizli kodlarla numaralandırıldığını ve bunun bugün açığa çıktığını hayal edin. Herhalde bu, bütün Alman siyasal sistemini kökünden sallayacak büyük bir siyasal depreme dönüşürdü. Halbuki, bu skandal Türkiye’de sadece bir kaç gün, o da sınırlı sayıda gazetenin manşetlerinde kalabildi.

Ortaya çıkan, aslında bir biçimde hep şüphelenilen ama bir türlü belgelenemeyen bir olgudur. Türkiye’de orduda, yargıda, emniyet teşkilatında bir tane bile olsa gayrimüslim bulunmuyor. Yani Türkiye Yahudi kökenli bir albay; Rum kökenli bir emniyet müdürü veya Ermeni kökenli bir yargıç tanımıyor. Belki de, nüfus müdürlüklerinde gizlice tutulan bu soy kodlamaları, gayrimüslimler bir biçimde kimlik değiştirseler, örneğin çocuğunu okula kaydettirmek isteyen Ermeni annenin üst soyu gibi, Müslüman olsalar bile onları bu kamu görevlerinden uzakta tutmayı garanti altına alıyor.

Yüzyıllık bu uygulama, belki de Türkiye tarihinde pek çok olaya yeniden ve tazelenmiş bir bakış açısıyla bakmayı gerektiriyor. Örneğin 1946’da çıkarılan ve büyük oranda gayrimüslimleri hedef alan Varlık Vergisi (Wealth Tax) ancak bu sayede mi mümkün olabildi? 1934 Trakya’da Yahudi kökenli vatandaşların, 1955’de ağırlıklı olarak Rum kökenli vatandaşların ev ve iş yerlerinin talan edildiği pogromlarda bu fişlemelerin bir etkisi var mıdır?

Bu kodlamalar 1915’de Türkiyeyi Ermenilerden arındıran İttihat ve Terakki yönetiminin bütün politikalarının 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarafından olduğu gibi devralındığını mı ortaya koyuyor? Nüfus kodları bir tür kurumsallaşmış ırkçılık olarak değerlendirilebilir mi? Bu kodlar, Türkiye’de gayrimüslimlerin hayatlarını hangi görünmez duvarlarla çevreledi? Onların hayatlarını nasıl kısıtladı?

Türkiye’de bütün toplumun Gayrimüslimlerin başlarına gelenler konusunda, daha sormaları gereken çok fazla soru var. Yeni ortaya çıkan bu soy kodları belki de Türkiye’nin sürekli olarak ertelediği geçmişle hesaplaşmanın ne kadar önemli ve güncel bir mesele olduğunu ortaya koyuyor.

Merakla cevabı beklenen bir başka soru ise, kodlandıkları ortaya çıkan Türkiyeli gayrimüslimlerin bu ayrımcı uygulamaya karşı hukuki yollara başvurup başvurmayacakları. Türkiye’de yasal mevzuata göre, idare yol açtığı “hizmet kusurları” için tazminat ödemek zorundadır. Bu hükümler çerçevesinde, bu ayrımcı uygulamalara karşı Türkiyeli gayrimüslimlerin Türkiye’de İdare Mahkemelerine ve ardından da Anayasa Mahkemesine başvurma imkanları bulunuyor. Bu iç hukuk yollarından sonuç alınamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve yine Birleşmiş Milletler bünyesindeki bazı mekanizmalara başvurulabiliyor.

Aslında, ortaya dökülen bu soy “kodu” skandalı bütün modern Türkiye tarihine, gayrimüslimlerin yaşadıkları sıkıntılara ve Türkiye’nin ayrımcılık sorunlarına yeniden bakabilmek için altın bir fırsat ortaya koyuyor. Türkiye’nin bu fırsatı kullanıp kullanamayacağı ise önümüzdeki zamanda ortaya çıkacak.

1)     http://www.agos.com.tr/haber.php?seo=90-yildir-soy-kodu-ile-fislemisler&haberid=5479

2)     http://www.radikal.com.tr/turkiye/iste_soy_kodlari_rumlar_1_ermeniler_2_yahudiler_3-1144444#

     3)  http://www.radikal.com.tr/turkiye/soy_kodu_osmanlidan_suryaniler_4_numara-1144612

https://www.al-monitor.com/pulse/tr/contents/articles/opinion/2013/08/turkish-ancestry-codes.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın