İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Avrupa ‘azınlık’ dersinde sınıfta kaldı

Seyit Arslan
Alman Bertelsmann Vakfı’nca yapılan ‘Toplumsal Birliktelik Radarı’ başlıklı araştırma, birçok ülkeye azınlıklar konusunda dersler veren Avrupa’da ana toplum ile göçmenler arasında ciddi sorunlar yaşandığını ortaya koydu. Avrupa’da 5 milyon Anadolu insanı yaşıyor. Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde sık sık entegrasyon tartışmalarının merkezine oturtulan insanımız, uyum sağlamadığı gerekçesiyle özellikle sağ siyasetçiler tarafından yoğun bir şekilde eleştiriliyor. Kısa süre önce yayınlanan bir araştırma, birçok Avrupa ülkesinin toplumsal birlikteliği sağlamada sınıfta kaldığını gösteriyor.

Alman Bertelsmann Vakfı’nca yapılan ‘Toplumsal Birliktelik Radarı’ başlıklı araştırma, birçok ülkeye azınlıklar konusunda dersler veren Avrupa’da göçmenlerin ana toplumla ciddi sorunlar yaşadığını ortaya koydu. Daha önce yapılmış 12 uluslararası araştırmanın ikincil değerlendirilmesi olarak hazırlanan rapora göre, Avrupa’nın yoğun göçmen barındıran ülkelerinin çözmeleri gereken önemli bir entegrasyon süreci mevcut.
Raporda en başarılı ülkeler sıralamasında ilk dört sırayı İskandinav ülkeleri alırken; onları Yeni Zelanda, Avustralya, Kanada ve ABD takip ediyor. Türk göçmenlerin yoğun yaşadığı Almanya, Fransa ve Belçika  birçok konuda geçer not alamadı.
Toplumsal birlikteliğin ‘Belli bir bölgede birlikte yaşayan grupların birlikte yaşama kalitesi’ olarak tanımlandığı raporda, uyumlu bir toplumun taşınabilir esnek sosyal ilişkiler, olumlu manada duygusal birliktelik ve ortak hislerle hareket etme kabiliyetlerine sahip olması gerektiğine işaret edildi. Toplumsal birliktelik raporunda, özellikle eşit gelir dağılımı konusunda başarılı olan ülkeler, sıralamalarda üst basamaklarda yer aldı.
Almanya’da gidişat kötü
Modern toplumların ‘benzerlikler üzerinden gelişen bir dayanışma’ üzerinde gelişmemesi gerektiği ifade edilen raporda, ‘Bunun yerine farklılıklar ve karşılıklı mecburiyetlere dayanan bir dayanışma var olmalıdır’ tespitine yer verildi. Heterojen demografik yapıya sahip ülkelerdeki azınlıkların durumuna işaret eden raporda “Çoğunluğun birlikteliğinin sağlanması, azınlıkların dışlanması ile elde edilemez.” ifadeleri kullanılıyor.
‘Sosyal İlişkiler’, ‘Bağlılık’, ‘Birlikte Hareket Etme’ üst başlıklarında derecelendirilen ve 2009-2012 yıllarını kapsayan araştırmada Türkiye kökenli göçmenlerin yoğun yaşadığı ülkelerden İsviçre 9, Hollanda 11, Avusturya 13, Almanya 14, Fransa 16, Belçika ise 18. sırada yer aldı. Listenin son üç sırasını Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya oluşturdu.
Değerlendirmede orta sıralarda yer alan Hollanda, Almanya ve İngiltere, ‘Kendini toplumun bir parçası olarak hissetme’ olarak tanımlanan ‘Özdeşleştirme’ başlığında en kötü notu aldı. ‘Sosyal adalet’ ve ‘Kamu kurumlarına güven’ gibi başlıklarda tam not alan Hollanda’nın tek kırık notu ‘Özdeşleştirme’ oldu. Türkiye’yi son dönemde insan hakları konusunda yoğun bir şekilde eleştiren Almanya’da son 20 yılın fotoğrafı çekildiğinde ilginç bir resim ortaya çıkıyor. Ülkede farklılıkların kabulü konusunda 2003’ten itibaren ciddi bir geriye gidiş yaşandığı görülüyor.
İsviçre, Avusturya ve Belçika’nın ‘farklılıkların kabullenilmesi’ konusunda sorunlar yaşadığına yer veren raporda, bu ülkelerde yüksek göçmen oranının toplumsal birlikteliğin sağlanmasında büyük bir engel teşkil etmediği ifade edilirken, farklılıkların kabul edilmesinde yaşanan sorunların birlikte yaşamı zorlaştırdığı belirtiliyor.
Avrupa’da önemli miktarda Müslüman nüfusun yaşadığı Fransa, sıralamada orta sıralarda kendisine yer bulurken, dört başlıkta (Farklılıkların kabulü, kişilerin kendilerini oplumun bir parçası olarak görmesi, sosyal adalet hissi ve toplumsal dayanışma) ‘ortanın altı’ notunu aldı.

Yorumlar kapatıldı.