İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan’ın Askeri Problemleri ve Güvenlik Endişesi: Rusya Kurtarıcı mı?

Ermenistan 22 yıldır bağımsızlığını ilan etse de bu güne kadar askeri problemlerini ve güvenlik endişesini tam olarak halledememiştir. Bunun nedeni bağımsızlığını takiben Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve ekonomik alanda yaşadığı sorunlar olmuştur. Elbette, Ermenistan bu sorunlarını halletmek için her zaman arayış içersinde olmuştur ve bu arayışları bu gün de devam etmektedir. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Ermenistan Rusya ile her alanda ilişkilerine önem vermiş, sonuç itibarıyla ekonomide, askeri ve güvenlik alanlarında istemeyerekte olsa Rusya’nın denetimine ve bağımlılığına girmiştir.

Ermenistan askeri ve güvenlik bağlamında Rusya ile bir kaç antlaşma imzalamıştır. Bu antlaşmalardan biri de 16 Mart 1995’te imzalanmıştır. Anlaşma gereğince Gümrü’de bulunan 102. Rus askeri üssüne yaklaşık 3000 kişiden oluşan birlik, SU-27 savaş uçağı filosu, hava savunma birlikleri ve S-300 roketleri konuşlandırılmıştır. Bundan başka ‘Rusya Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Hava Savunma Güçleri Arasında Ortak Eylem’ anlaşması imzalanmış, ortak hava savunma sistemi kurulmuş ve koalisyon savunma birliklerinin oluşturulması için çalışmalara başlanmıştır. Rusya ve Gürcistan arasında Rus askeri üslerinin çıkarılması konusunda imzalanmış anlaşma gereğince Rusya, Gürcistan’ın Vizaini bölgesinde bulunan askeri üssünden asker ve silahların bir bölümünü Ermenistan’a sevk etmiştir. Ermenistan bununla da yetinmeyip 22 Aralık 2002’de Gürcistan’da çıkan muhabere birliklilerinin bir kısmını kendi sınırlarında konuşlandırmıştır. Bu birlikler, Rusya’nın Güney Kafkasya Askeri Birlikleri Komutanlığı’na verilmiştir. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Rus üslerinin Ermenistan’a konuşlandırılmasına itirazını bildirmiş, bu durumun Dağlık Karabağ sorununun çözümünü engelleyeceğini ifade etmiştir. Ayrıca, silahların Ermenistan’a nakledilmesi Rusya’nın ve Ermenistan’ın Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’nın şartlarını ihlal ettiği anlamına gelmektedir. 
Günümüzde Rusya’nın, Ermenistan’ın Gümrü şehrinde 12, Ahuryan’da 4, Aragaç’ta 2, Eşterek’te 1, Erivan’da 7, Kafan’da 1 ve Nubaraşen kasabasında 2 askeri karakolu olmak üzere toplam 29 askeri karakolu bulunmaktadır. Rus askeri karakollarının yerleştiği bölgelere dikkat edilirse toplam 14 üssün Türkiye sınırına yakın bölgelerde konuşlandığı görülmektedir.
Şubat 1992’de Ermenistan ve Rusya arasında imzalanmış olan anlaşmaya göre Ermenistan-İran ve Ermenistan-Türkiye sınırları Rusya Sınır Kuvvetleri Komutanlığı tarafından korunmakta ve Ermenistan Sınır Kuvvetleri Komutanlığı’nda yaklaşık 1500 Rus subayı görev yapmaktadır. Anlaşmanın imzalanmasından sonra Rus basınında konu ile yapılan yorum ve değerlendirmelerde, Ermenistan sınırlarının BDT ve Rusya sınırları olduğu ifade edilmiştir. Burada dikkati çeken bir nokta, Ermenistan’ın Rusya ile kara bağlantısı olmamasına rağmen, sınırlarının Rusya sınırları gibi gösterilmesidir.
Ermenistan ve Rusya 2000’de Gümrü’de konuşlanan Rus askeri üssün gayri menkulleri ile birlikte karşılıksız olarak 25 yıllığına Rusya’nın kontrolüne verilmesini öngören bir antlaşma imzalamıştır. Ermenistan Rus sınır koruma kuvvetleri masraflarının % 30’unu karşılamaktadır. Ermenistan’da konuşlanan Rus askeri üsleri ve mühimmat bölge güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Zira herhangi bir tehlike söz konusu olursa, Ermenistan bu birlikler ve silahlarla kısa bir sürede ordusunu bir kaç defa güçlendirmek imkânına sahiptir. Ermenistan’da Rus askeri varlığının bulunması Rusya’ya sadece Ermenistan’ın değil, aynı zamanda tüm Kafkasya’da gelişen siyasi olaylara müdahale etmek olanağı sağlamıştır. Ermenistan’da konuşlanan 102. Rus askeri üssü ve Ermenistan ordusu sık sık askeri tatbikat düzenlemektedir. Eylül 1996’da düzenlenmiş en büyük tatbikata ise yaklaşık dört bin asker, bin tank ve zırhlı araç, elli topçu sistem ve dört Su-27 savaş uçağı katılmıştır.
Eylül 2001’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ermenistan’ı ziyaretinden kısa süre önce, Ermenistan ve Rusya savunma bakanları düzenledikleri basın konferansında taraflar arasında 40’tan çok askeri anlaşma imzalandığını bildirmiştir. Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov, Rusya’nın kısa ve orta vadede Kafkasya ve özellikle de Ermenistan’daki askeri üslerden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, bunun Rusya açısından jeopolitik bir zorunluluk olduğunu dile getirmiştir. Ermenistan ve Rusya arasında 27 Eylül 2000’de ‘Ortak Güvenliğin Sağlanması Açısından Ortak Askeri Birlikler/Güç Kullanılması Hakkında’ anlaşma imzalanmıştır.
Bu askeri anlaşmalardan başka Rusya, 1993–1996 yılları arasında Ermenistan’a karşılıksız olarak yaklaşık 1 milyar dolarlık silah göndermiştir. Azerbaycan Parlamentosu Rusya Devlet Duma’sına mektup yazarak bu konunun araştırılmasını talep etmiş ve Rusya’nın Ermenistan’a bir milyar dolarlık silah vermesi ile Karabağ sorununun çözümü için arabulucu girişimlerine ters düştüğünü ifade etmiştir. Rusya Hükümeti konuyla ilgili yaptığı açıklamada Ermenistan’a verilen silahların yasadışı yollarla değil iki ülke arasında imzalanmış olan anlaşmalar çerçevesinde verildiği konusunda açıklama yapmasına rağmen Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Rusya’nın Ermenistan’a silah vermediği bildirilmiştir.
2008 de Rusya Ermenistan’da konuşlandırılan 102. askeri üssünden karşılıksız olarak Ermenistan’a yaklaşık 800 milyon dolar değerinde silah vermiştir. Azerbaycan verilen bu silahların listesini elde etmiş ve yayınlamıştır. Rusya’nın Bakü Büyükelçisi Vasiliy İstratov, bu gelişmeler üzerine Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Araz Azimov tarafından bakanlığa çağrılmış ve bu haberler hakkında kendisinden açıklama istenmişti.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da, ‘Konu inceleniyor’ denilmişti. Öte yandan Ermenistan Savunma Bakanlığı Basın Sözcüsü Seyran Şahsuvaryan, yaptığı açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, ‘Ermenistan Ortak Güvenlik Anlaşması Teşkilatı’nın bir üyesi ve Rusya ile bu çerçevede askeri ilişkilere sahip. Ama ben son yıllarda bu çapta bir satın alma hatırlamıyorum’ demiştir. Rusya yetkilileri ise Şahsuvaryan’ın açıklamalarını tekzip ederek bu silahların Ermenistan’a ikili antlaşmalar çerçevesinde verildiğini bildirmiştir.
Ortak Güvenlik Anlaşması Teşkilatı’na üye devletlerin gayrı resmi toplantısı, 20 Ağustos 2010’da Ermenistan’da gerçekleştirildi. Toplantıya Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’dan başka KGAT’a üye diğer devletlerin devlet başkanları katılmıştı. Toplantıda KGAT’ın geleceği, son zamanlarda Kırgızistan’da yaşanan iç savaşın sonuçlarının ortadan kaldırılması ve bu ülkeye yardım edilmesi, üye devletlerin güvenlik sorunları, bölgesel ve uluslararası sorunlar müzakere edilmiştir.
Toplantının en önemli konularından biri de, Rusya ve Ermenistan arasında imzalanan anlaşma olmuştur. Bu anlaşma, iki ülke arasında 1995 yılında 25 yıllığına imzalanmış olan askeri işbirliği anlaşmasının süresini, 2049 yılına kadar uzatmıştır. Anlaşmanın bölge güvenliği için önemli olan bir yanı da 1995 yılında imzalanan anlaşmada yer almayan bir konudur. Yeni anlaşma ile Ermenistan’da konuşlanan 102. Rus Askeri Üssü, sadece Rusya’nın ulusal çıkarlarını korumayacak, aynı zamanda Ermenistan’ın karşılaştığı güvenlik sorunlarının çözümünde de yer alabilecek ve bu ülkeye askeri araç ve mühimmat yardımı yapacaktır. Ermenistan bununla, son zamanlarda Dağlık Karabağ’da askeri operasyonların başlaması ihtimaline karşı kendisini güvenceye almak istemiştir.
Rusya, son zamanlarda, gayet ciddi şekilde Güney Kafkasya’da siyasi ve askeri etkisini artırmaya çalışmaktadır. 2008 yılında Rusya’nın Gürcistan’ı işgal etmesi, Rus siyasi ve askeri elitinde imparatorluk arzularının iyice yükseldiğini göstermektedir. Gürcistan’ın ‘ağabeyi’ ABD’nin bu işgale gereğince tepki vermemesi, en azından Gürcistan’ın beklediği kadar ilgi göstermemesi, “Acaba ABD Güney Kafkasya’yı Rusya’ya mı bırakıyor?” sorusunu doğurmaktadır.
Konunun sözü edilmeyen ve gizli tutulan bir diğer hususu da, anlaşmaya ek olarak imzalanan gizli protokoldür. Bu protokol gereğince Ermenistan Hükümeti, gerektiğinde muhalif güçlerin itirazlarının, tepkilerinin önlenmesi ve dindirilmesinde de 102. Rus Askeri Üssü’nün gücünden yararlanabilecektir. Rusya ve Ermenistan bu konunun dışarıya sızmaması için uğraşsalar da, güvenilir kaynaklardan alınan bilgiler böylesi gizli bir protokolün varlığını doğrulamaktadır. Böylesi bir protokol, Ermenistan Hükümeti’nin kendi ordusuna güvenmediği, iktidarının sağlam temeller üzerinde kurulmadığı, muhalefetin iktidarı devirmek gücüne ve imkanına sahip olduğunu bildiği anlamına gelmekte ve ülke genelinde sosyal-ekonomik durumun her an patlamaya müsait olduğunu da gözler önüne sermektedir.
Ermenistan Hükümeti, kendi iç güvenliği konusunda üstelik kendi toplumuna yönelik bu denli ciddi ve derin endişeler taşıyorsa, sözde “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti”nin bağımsızlığını korunmaya dönük girişimleri inandırıcılığını yitirmektedir. Anlaşılıyor ki, Rusya’nın ‘ağabeyliğini’ 2049 yılına kadar uzatması, Dağlık Karabağ sorununda Azerbaycan’a karşı caydırıcılık gücünü artırmasından ziyade konjonktürel anlamda bir iç güvenlik meselesidir.
Ermenistan ve Rusya, aralarındaki askeri işbirliğinin stratejik önem taşıdığını ve bölgede her iki devletin siyasi ve askeri çıkarlarına hizmet ettiğini çeşitli vesilelerle dile getirmiştir. Ermenistan, topraklarında konuşlanan Rus askeri üslerini denge unsuru görürken, Rusya hem Kafkasya sınırlarının güvenliğinin korunması açısından hem de bölgeyi kontrol etmek açısından askeri işbirliğinin önemini vurgulamıştır.
Dr. Hatem Cabbarlı, Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
10 Haziran 2013
F.V

Yorumlar kapatıldı.