İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir Ermeni Ailesinin Yitik Geçmişine Tanıklıklar

Fotoğrafçı kardeşler Tsolag Dildilian ile Aram Dildilian’ın objektifinden koskoca bir ailenin soykırıma ve tehcire karşı hayatta kalma mücadelesi Tütün Deposu’ndaki sergide ziyaretçilerle buluşuyor… “Dildilian Kardeşlerin Objektifi’nden Bir Ermeni Ailesinin Yitik Geçmişine Tanıklıklar” Sergisi 26 Nisan – 8 Haziran arasında Karaköy Tütün Deposu’ndaki Depo’da gezilebilir.

***
Fotoğrafçı kardeşler Tsolag Dildilian ile Aram Dildilian’ın objektifinden koskoca bir ailenin soykırıma ve tehcire karşı hayatta kalma mücadelesi Tütün Deposu’ndaki sergide ziyaretçilerle buluşuyor.
Elif AKGÜL elif@bianet.org
İstanbul – BİA Haber Merkezi 26 Nisan 2013, Cuma
Tsolag Dildilian ile Aram Dildilian soyları Sivas’a dayanan Merzifon ya da Ermenilerin söylediği şekliyle Mersovan’da yaşamış, tehcir ile önce Samsun’a göçmüş ardından Yunanistan, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) dağılmış Dildilian Ailesi’nden fotoğrafçı kardeşler.
Tsolag ve Aram’ın 1872-1923 yılları arasındaki fotoğraflarını, Maritsa Medaksian’ın, annesinden öğrendiği hikayelerini, Dildilian kardeşlerin Ermenice ve İngilizce tuttukları hatıratları derleyen Tsolag’ın torunu Armen Tsolag Marsoobian “Dildilian Kardeşlerin Objektifi’nden Bir Ermeni Ailesinin Yitik Geçmişine Tanıklıklar” sergisinde bir araya getirdi.
1915 Ermeni Soykırımı öncesi Merzifon’daki sosyal hayata dair fotoğrafların yanı sıra sergide soykırımda ayakta kalmaya çabalan bir ailenin Merzifon’dan başlayıp dünyanın dört bir yanında son bulan hikayesini de izliyoruz.
ABD’de Southern Connecticut Devlet Üniversitesi’nde Felsefe Profesörü olan Marsoobian dayıları Ara Dildilian ve Humayag Dildilian’dan devraldığı yüzlerce fotoğraf, ses kaydı ve hatırat mirasını bu sergide hayata geçiriyor.

Dildilianların hikayesi
Marsoobian büyükbabası Tsolag’ın hikayesini şöyle anlatıyor:
“Büyükbabam Merzifon’daki Anadolu Koleji’nde fotoğrafçı olarak çalışıyordu. 1915’in Ağustos ayıydı, tüm Ermeniler tehcir ediliyordu. Merzifon’da bir polis müdürü büyükbabama gelip din değiştirebileceğini iletti.
“Din değiştirerek Türk isimleri alma teklifi Merzifon’da sadece 307 Ermeni’ye yapıldı. Bunların hepsi önemli bir zanaat sahibiydi. Örneğim büyükbabam Merzifon’daki tek fotoğrafçıydı, hatta 1. Dünya Savaşı’nda askere fotoğrafçı olarak alınmıştı.
“Bize Merzifon’da kalma izni verildi ama Türk ve Müslüman olmak kaydıyla. İlk önceleri birçok kişi bunu reddetti. Bu koşuldan yararlanabilecek olanların çoğu kimliklerini değiştirmektense tehcire edilmeyi tercih etti. Büyükbabamın kız kardeşi Hayganuş (Haiganouch) ile büyükannem de buna karşıydı. İlk zamanlarda büyükbabam da din değiştirmeyi reddetti.
“Amerikalı misyonerlerin Anadolu Koleji’ndeki Ermenileri koruyamayacağını açıklamasının ardından bizim aile için de kaçar yol kalmamıştı. Hemen ertesi gün yola çıkmaları isteniyordu. Evde büyük bir tartışmanın ardından büyükbabam kız kardeşi ve büyükanneme isterlerse gidebileceklerini ancak çocukların gitmesine izin vermeyeceğini söyledi. İkisinin de beşer çocuğu vardı. Ertesi sabah erkenden Hükümet Konağı’na gidip Müslüman oldular ve Türk isimleri aldılar.”
Ailenin isimlerini anlamlarına uygun bir şekilde kolejin Ermenice profesörü Krikor Gulian belirledi. Artık Tsolag’a Pertev, Aram’a Zeki, Hayganuş’a Nadire adı verdi.
Ölüm tarihleri 1915
Tsolag Dildilian tehcirden sadece Merzifon’daki kardeşlerini ve çocuklarını kurtarabildi. Sivas’ta, Tarbzon’da, Samsun’da bulunan Dildilianların hepsi tehcir yolunda yaşamlarını yitirdi.
“Müslüman ve Türk” olan Dildilianlar Paskalya’yı, Noel’i kapalı perdeler arasında gizlice kutlarlar. Yanlarında tehcirden kurtardıkları 18 Ermeni de vardı. 18 Ermeni iki yıl boyunca hiç gün ışığına çıkmaz.
Kapalı perdeler ardında Noel
1916 Noel’i, Merzifon
“Bu fotoğrafta arkada yer alan yazıda ‘İsa Doğdu, Ocak 1916’ yazıyor. Bu benim için en önemli ve aynı zamanda en etili fotoğraflardan bir tanesi. Çünkü her şeye rağmen, yıllar sonra bu fotoğrafın yüzlerce insan tarafından görüleceğinden habersiz bir şekilde dinlerine ve kimliklerine sahip çıkarak bakıyorlar objektide. Bu fotoğrafın çekildiği 1916 Noel’in de karede aynı zamanda tehcirden kaçan ve Dildilianlara gizlenen üç genç de var. Yaklaşık iki yıl boyunca beraber yaşıyorlar.”
Samsun’a göç

Anadolu Koleji 1914-15 öğretim kadrosu.  İşaretli olanlar 1915-21 arasında öldürüldüler.
Ne var ki Dildilianların Merzifon’daki varlıkları ancak 1920’ye kadar sürebildi.
“Merzifon’a gelen İngiliz işgal kuvvetleri Ermenilerin isterlerse eski kimliklerine geri dönebileceğini söyledi. Büyükbabam hem okumuş yazmış hem de toplumda bilinen biriydi. Bu yüzden kimlik sorununu daha derinden hissediyordu. Ancak onun Ermeni kimliğine geri dönmesi Merzifon’da birilerini kızdırdı. Büyükbabamın yakın olduğu birkaç Türk canının tehlikede olduğunu, Merzifon’u terk etmesi gerektiği konusunda uyardı.”
1920’de Tsolag Dildilian Samsun’a gitti. Samsun’da kuzenleri Sumpad’ın işlettiği bir fotoğraf stüdyosu vardı, burada tekrardan hayatlarını kuracaklardı. Sumpad ve ailesiyse tehcir ile Samsun’dan gönderilmiş ve yolda hayatını kaybetmişti.
Tsolag Dildilian Samsun’daydı ama ailesi Merzifon’da kalmaya devam etti. İşte tam bu sırada Topal Osman Merzifon’a geldi. Dildilianlar Topal Osman’ın kıyımından ancak kampüste saklandıkları için kurtulabildi. 1921’de tüm aile Samsun’a göç etti.
“Ama 1922’nin Kasım ayında Samsun’daki yönetim en kısa süre içinde ülkeyi terk etmelerini istedi. Onlara açık açık ‘Ermeni kalmak istiyorsanız Türkiye’de kalamazsınız’ dendi. O dönemde Samsun’daki yerel yönetim Ankara Hükümeti’nde bağlıydı. “Savaş devam ediyordu ama büyükbabamlar da bir şekilde hayatlarını yeniden kurmaya çalışıyorlardı. Aram stüdyonun yanı sıra, Samsun’da bulunan ve tehcirin ardından ortada kalmış onlar yetime yuva sağlayan yetimhanelerle ilgileniyordu.
“Yunanistan hükümeti Samsun’daki biri Ermeni biri Rum iki yetimhane için tekne ayarlama sözü verdi. Bunun üzerine 24 saat içinde yetimler, aile, ev, bark her şey toparlandı. Ama iki tekne göndereceğine söz veren hükümet sadece bir tekne yolladı. İki yetimhane dolusu çocuk ve ailem tek bir tekneyle Yunanistan’a göç etti.”
Hayatta kalanlar

 Tehcirin ardından Dildilian Ailesi’nden hayatta kalanlar
Sergi iki kattan ve bir karanlık odadan oluşuyor. Karanlık odada Dildilian Ailesi’nin soykırımdan kurtulamamış üyelerinin fotoğrafları yer alıyor.Soykırımdan geriye kalan Dildilian Ailesi’nin yolları burada ayrıldı. Bir kuzen Fransa’ya bir diğeri ABD’ye göç etti. Tsalag öldükten sonra Marsoobian’ın büyükannesi de ABD’ye göçtü.
“Anmalarda daha fazla Ermeni ve Ermenice olmalı”
Marsoobian, Ermeni Soykırımı’nın 98. yıldönümünde 24 Nisan Çarşamba günü Taksim Meydanı’nda gerçekleştirilen anmadaydı. 
“Türkiye dışından gelen, tarihinde bu ülkenin yaşattığı acıları çekmiş biri olarak benim için çok etkileyici bir deneyimdi. Hem bir rahatlama vardı, hem de duygusal anlamda çok vurucuydu. Her şeyden önce Türkiye’de böyle bir anmanın yapılabilmesine inanamıyordum.
“Umarım sonraki senelerde Türkiye Ermenilerinin katılımı daha da fazla olur. Azınlıkta bir toplum olarak yaşamanın yarattığı psikolojiyi, dikkat çekmeme kaygısını anlayabiliyorum. Ancak bu anmalar ayrımcılıkların önüne geçecektir. Sonraki anmalarda daha fazla Türkiyeli Ermeni’nin, diasporadan daha fazla kişinin gelmesi gerekiyor. Ve de daha fazla Ermenice konuşma yapılması gerekiyor. Çünkü soykırım aynı zamanda kültürel bir kırımdı da. Dile, dine kültüre yönelikti. Bu yüzden daha fazla Ermenice konuşulması gerekiyor.”
Sergi Marsoobian’ın, eskiden Merzifon’da Tsolag’ın fotoğrafçı olarak çalıştığı bugün Selanik’te bulunan Anadolu Koleji, yeni ismiyle Selanik Amerikan Koleji’nin ve Dickran Kouymjian’ın arşivlerinden oluşuyor.
Anna Turay’ın metinlerini yazdığı, Kirkor Sahakoğlu’nun tasarımını yaptığı sergide sergi fotoğrafları, el yazıları, çizimler, kartpostallar ile Dildilian Ailesi’nin soykırımdan kurtulan ve soykırımda öldürülen üyelerinin fotoğrafları sergileniyor.
“Dildilian Kardeşlerin Objektifi’nden Bir Ermeni Ailesinin Yitik Geçmişine Tanıklıklar” Sergisi 26 Nisan – 8 Haziran arasında Karaköy Tütün Deposu’ndaki Depo’da gezilebilir. (EA)

Yorumlar kapatıldı.