İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ortak Acımız: 24 Nisan 1915 Soykırımı

24 Nisan’a sayılı günler var. Siyasetçiler o gün Obama’nın “Ermeni Soykırımı” ifadesini kullanmamasını dileyecekler. Obama “soykırım” demezse içimiz ferahlayacak(!) 1.500.000 insan eceliyle öldü, diye düşüneceğiz, herhalde! Ermeni Soykırımı ile ilgili arkadaşlarınızla hiç tartıştınız mı? Tartışmanın ilk bölümünde kıyasıya bir inkâr etme vardır. Sonraki aşamalarda “ama önce onlar başlattı” denir. Yüz binlerce insan, çoluk çocuk demeden öldürülürken bir ‘nefsi müdafaa’ mıymış yani Osmanlı Devleti’nin yaptığı? Tarihin bilinen ilk soykırımı olan Ermeni katliamı (Büyük Felaket) soykırıma zemin hazırlama anlamında da uzun bir plan ve çalışma gerektirmişti.

Bizzat Osmanlı Hükümeti tarafından kışkırtılan Ermeni çeteleriyle bir iç karışıklık gerçekleştirilmiş, Osmanlı Devleti de halkını ‘korumak’ adına askeri ve siyasi operasyonlara girişmişti. Tahmin edildiği üzere devlet, olan bitenin hesabını çetelerden değil, halktan sormayı tercih ederek, büyük bir yer değiştirme planıyla, Ermeni halkını göçe zorlamıştı. Aslında tüm katliamlar, bu göçler sırasında çetelerin saldırısıyla gerçekleşti. Ve göç şartlarının çetinliği de bu felaketi daha da büyüttü. Soykırımın siyasi ayağı ise İstanbul’daki Ermeni aydınların ve siyasetçilerin tutuklanmasıyla gerçekleşti. Ermeni soykırımının en büyük özelliği de soykırımın bir aydın kıyımı olarak başlamış olmasıydı. Sonraki aşama ise gerçekleri söyleyecek, tepki gösterecek bir aydın topluluğu ortadan kalkınca göç görüntüsünde bir soykırım olarak halka yönelik sürdü.
Görüldüğü gibi tarihin en planlı katliamı ve sistematik soykırımı olan Ermeni Soykırımı, kabul ettiğimiz diğer tüm soykırımlardan birkaç karakteristik özellik dışında, farksızdır.
Bu olan devlet tarafından bir soykırım olarak değerlendirilmiyor olsa bile, devletin de bugün kabul ettiği üzere o göç sırasında çok sayıda Ermeni hayatını kaybetmişti. Ancak şu noktada gerçek tarihle resmi tarih ayrışıyordu. Resmi tarih bu göçün ve ölümlerin bilinçli bir devlet politikası olmadığını söylüyordu. Ancak taşları yerine koyduğunuzda, bugünkü derin devlet kavramının da ilk uygulamasını görüyoruz. Ermeniler üzerine bir suç yapıştırmak adına, devlet destekli çetelerin Müslüman köylerine salınmış olması, size hiç tanıdık bir yöntem gibi görünmüyor mu?
Ermeni Soykırımı’nın Ermeni halkı tarafından çok geç anılmaya başlanmasının sebebi yukarıda bahsettiğim detayda gizli. Karakteristik bir yöntem olarak olaylara karşı bir kamuoyu oluşturacak aydın kesim, soykırımın ilk ayağı olarak bastırılmış, katledilmiş veya hapishanelere gönderilmişti. Dünyadaki diğer soykırımlardan farklı olarak aydın kesimden kaçmayı başarabilen pek kimse olamayışıydı. Olsa da bu kitlesel olarak bir anlam ifade edemeyecek sayıdaydı. İşte bu yüzden Ermeniler Sovyetler zamanında ilk kez 1965 yılında bu soykırımı belgeleyebilmiş ve anma törenleri düzenlemeye başlamıştı.
Günümüzde halen etkili bir siyaset aracı olan milliyetçilik, bu gerçeğin yok sayılmasına neden olmaya devam ediyor. “Önce o başlattı” diye bahaneler üreten, dövdüğü arkadaşını suçlu ilan etmeye çalışan ergenlik öncesi çocuklar gibiyiz. Ama artık büyümeliyiz. Çünkü biz bir halkın fertleri olarak bunu yapabilirsek, bir siyasi malzeme olarak, konjonktüre göre gündeme gelerek bir araç olarak kullanılmamış olur bir halkın acıları. Bir siyasi şantaj malzemesine dönüşmesine izin vermemeliyiz.
Ama dedim ya, biz işte o gelişmeye başlamamış bir çocuk gibiyiz. İşin garibi gelişmeye direniyoruz. Büyüyemiyoruz. Bu toprakların kadim halklarından biri olan Ermenilere düşman olmak için suni sebepler üretiyoruz.
1915’e kadar Anadolu’daki nüfusun %35’i gayrimüslim olduğu halde, soykırımdan sonra bu oranın %5’lere düşmesini soykırım dışında hangi sebeplerle açıklayabiliriz? Politik tüm kaygıları bir kenara bırakarak, bunu bir düşünmek gerek…
Biz bu torakların bir diğer kadim halkının fertleri olarak, bir zamanlar bir devletin yaptığı bir katliamı daha fazla sahiplenmeyelim. 24 Nisan’da meydanlarda olalım. Bu topraklarda gerçek kardeşliği yeniden yeşertebilmek için…

Yorumlar kapatıldı.