İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Rusya`nın Yeni Dış Politika Doktrini: Küresel Öncelikler

İktidarda olduğu süre boyunca özellikle ulusal güvenlik ve dış politika alanlarında doktrin hazırlanmasına özel önem veren Putin 18 Şubat`ta yeni konsepti onayladı. 5 bölümden ve 104 maddeden oluşan doktrinin giriş niteliğindeki ilk bölümünde belgenin dayandığı yasal ve ulusal çıkar motifleri genel olarak yer almakta, anayasaya, Rusya ulusal güvenlik ve askeri doktrinlerine ve ülkenin ulusal çıkarlarının siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel boyutlarına yer verilmektedir. Doktrinin ikinci bölümünde ise Rusya`nın küresel sisteme ilişkin resmi anlayışı yansıtılmaktadır. 


***
Putin`in 3. devlet başkanlığı dönemindeki dış politika anlayışını ortaya koyan yeni dış politika doktrininin 7 Mayıs 2012`de başlayan hazırlanma serüveni nihayet sona erdi.

İktidarda olduğu süre boyunca özellikle ulusal güvenlik ve dış politika alanlarında doktrin hazırlanmasına özel önem veren Putin 18 Şubat`ta yeni konsepti onayladı.
5 bölümden ve 104 maddeden oluşan doktrinin giriş niteliğindeki ilk bölümünde belgenin dayandığı yasal ve ulusal çıkar motifleri genel olarak yer almakta, anayasaya, Rusya ulusal güvenlik ve askeri doktrinlerine ve ülkenin ulusal çıkarlarının siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel boyutlarına yer verilmektedir.    
Doktrinin ikinci bölümünde ise Rusya`nın küresel sisteme ilişkin resmi anlayışı yansıtılmaktadır. Bu çerçevede yapılan ilk tespit mevcut uluslararası sistemin en önemli özelliğinin küresel mali-ekonomik krizin etkisi ile şekilleniyor olması. Uluslararası sistemin çok kutuplu sisteme doğru evrildiği belirtilen bir diğer husus. Rusya`nın uzun süreden beridir çok kutuplu sisteme ilişkin hevesi, beyanları ve çabaları dikkate alındığında bu durumun Kremlin için önemli olduğu söylenebilinir.
Uluslararası ilişkilerin öngörülebilirliğinin giderek zorlaştığı belirtilen belgede, Batı`nın küresel sistemi domine etme yolundaki siyasi ve ekonomik olanaklarının zayıfladığı bir başka önemli vurgu. Doktrin bu gelişmeye paralel olarak Doğu`nun, özellikle Asya-Pasifik`in artan önemine dikkat çekiyor.
Nükleer ve konvansoyenel büyük savaşların yaşanma ihtimalinin azaldığı belirtilen belgede, klasik askeri blokların yetersizliği vurgulanarak, askeri gücün yanı sıra diplomasinin, ekonominin, demografinin, ekolojinin, bilginin, bilim ve teknolojinin artan önemi kaydedilmekte.
Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki gelişmelerin kültürel kimlik faktörünün uluslararası sistemdeki artan önemini gösterdiği belirtilmekte, BM Güvenlik Konseyini by-pass eden müdahalelerin uluslararası istikrar ve güvenlik için önemli tehdit olduğu kaydedilmekte. Yeni ve farklı içerikli tehditlere de dikkatin çekildiği belgede, bu durumların Rusya için ciddi riskler yarattığı belirtilmekte ve Rus dış politikasının bu sorunları açık, öngörülebilir ve pragmatik yaklaşımla çözme iddiası ortaya konmakta.
Dış politika doktrinin üçüncü bölümünde Rusya`nın küresel öncelikleri yer almakta. Bu çerçevede Rus diplomasinin ilk önceliği yeni bir uluslararası sistemin oluşumunu sağlamaktır. Doktrine göre, 21. yüzyılda küresel sistemin merkezinde BM olmalı. Kremlin yönetimi bu süreçte BM Güvenlik Konseyinin etkinliğini artırmayı ve bu arada daimi üyelerin statüsünün korunmasını öngörmekte. Keza, uluslararası sistemin yönetilmesinde önemli devletlerin “kolektif liderliği” ve BM`nin merkezi ve koordine edici konumunun yanı sıra G-8, G-20, BRIC ve Şangay İşbirliği Örgütü`nün rolü önemsenmekte.                     
Doktrinde Rusya`nın ikinci küresel önceliği, uluslararası ilişkilerde hukukun egemenliğini sağlamak şeklinde tanımlanmaktadır. Kremlin bu çerçevede BM Anlaşması, AGİT belgesi ve benzeri uluslararası hukuk belgelerine önem verilmesini istemektedir. Bu noktada özellikle dikkat çeken hususlar güç kullanılmaması, iç işlerine müdahale edilmemesi ve uluslararası yaptırımların sadece BM Güvenlik Konseyi aracılığı ile yapılmasıdır.
Konseptin üçüncü önemli özelliği ise uluslararası güvenliğin güçlendirilmesi şeklinde belirlenmiş. Bu noktada küresel ve bölgesel istikrara önem veren belge, nükleer güçler arasında işbirliğine ve bu çerçevede ABD ile ilgili sürece ve silahsızlanmaya önem verildiğini ortaya koymakta. Ayrıca belgede ülkelerin “barış amaçlı nükleer edinme hakkı” kabul edilmekte,  tektaraflı füze savunma sistemlerinin kurulmasına karşı çıkılmakta. 
Belge küresel öncelikler arasında uluslararası ekonomik ve çevresel işbirliğine özel önem vererek, böylece uluslararası sistemde ekonomi ve ekolojinin artan etkisinin dikkate alındığını göstermektedir.   Keza küresel öncelikler arasında bir başka konu Rusya`nın uluslararası insani yardım ve insan hakları konusuna önem vereceğinin beyan edilmesidir.  
Doktrinin küresel öncelikleri içersinde son ve ilginç sayılabilecek bir boyut da Rus dış politika faaliyetlerinde bilgilendirme ve imaj düzeltme meselesinin özel yer almasıdır. Belge Rus diplomasinin Rusya`nın uluslararası arenada imajının düzeltilmesi için Rus iç ve dış politikasına dair gerekli enformasyon faaliyetlerinin yapılmasını ve bu bağlamda son teknolojik araçlarla desteklenen kamu diplomasisi uygulanmasını öngörüyor.
Bu konu ilk kez önceki Rus dış politika doktrininde kısaca yer almıştı. Anlaşılan Kremlin yönetimi Rus siyasal sistemine ilişkin olumsuz manzara ile “Arap Baharı” sürecinde alınan tavrın Rusya için ciddi bir handikap oluşturmaya başladığının farkına varmış.
Şimdilik 1993 yılında ilan edilen “yakın çevre doktrini” veya 2000 yılında kabul edilen konsept kadar dikkat çekmese de, yeni doktrin Kremlin yönetiminin küresel sisteme bakışı ve kendisinin önceliklerine ilişkin önemli ip uçları barındırmakta. Doktrinin bölgesel öncelikleri ise bir başka yazının konusu olacak kadar önemli. 
Dr. Nazim CAFERSOY, Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM-www.qafsam.org) Analisti
F.V
http://www.1news.com.tr/yazarlar/20130223010313232.html

Yorumlar kapatıldı.