Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu CHP’de güçlü ve başarılı olmak istiyorsa, CHP’nin 6 okunun anlamını çağa uygun olarak mutlaka güncellemesini öneriyorum. Örneğin:
1.Ok: Cumhuriyetçilik ya da Demokratik Cumhuriyet,
2.Ok: Demokrasi ya da sosyal demokrasi
3.Ok: Çağdaşlık ya da Evrensel İnsan Hakları ve özgürlükler,
4.Ok: Evrensel Hukuk, ya da hukukun üstünlüğü,
5.Ok: Laiklik, ya da evrensel laiklik,
6.Ok: Bilim ve Teknoloji
Olarak güncelleyebilir.
***
Bilindiği üzere; CHP’nin amblemi; laiklik, devletçilik, halkçılık, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, inkılâpçılık yani Atatürk ilkelerini içeren altı ok ile sembolize edilmektedir.
Ulusalcılık; milliyetçiliğin öz Türkçe versiyonudur. Çünkü CHP’nin kurulduğu yıllarda Türkçede milliyetçilik kullanılmaktaydı. Milliyetçilik ve ulusalcılık anlamdaş sözcüklerdir. “Milliyetçiliğin yerine ulusalcılık diyorlar, hıyara salatalık dediğinizde adı değişiyor ama tadı değişmiyor.” (okuyucu yorumu)
6 ok da, 9 ışık ta çağımızda geçerliliğini kaybetmiştir.
Ülkemiz artık postalcı ve takunyacı Kemalist sistemle yönetilemez.
Evrensel insan hakları ve hukuk kurallarının işlenmediği bir yönetim biçiminin adı cumhuriyet olması hiçbir şeyi değiştirmez. İnsanlara zorla şapka giydirmeyi inkılâpçılık diye sunulması da bir aldatmacadan ibarettir.
Ülkemizin ticareti bir avuç kapitalist tarafından yönlendirilmektedir. Eğitim, sağlık ve hukuk alanları bile özelleştirme adı altında bu bir avuç kapitalistler arasından paylaşılmıştır.
Kemalizm’in laiklik anlayışı da sahtedir. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle tek din, tek mezhep inancına dayalı bir sistemin laik olması mümkün değildir. Bir taraftan Laiklik adına ezanı Türkçeleştiriyor, öbür taraftan da komünizme karşı dini koruyucu güç olarak kullanıyor. Sahte bir laiklikle yıllardır halklar aldatılmaktadır.
“Türkiye vatandaşı olan herkes Türk’tür”, “Atatürk milliyetçiliğine bağlıdır”, “Türkiye’de yaşayanların %99 Müslüman’dır” şeklinde oluşturulan Türk-İslam sentezli tek tip insan türeten bir milliyetçiliğin ve bu çerçevedeki laiklik anlayışının günümüzde hiçbir anlamı ve önemi kalmamıştır. Zaten “Atatürk milliyetçiliği” de uydurulmuş bir kavramdır.
Dünya’da milliyetçilik tanımı kişiye değil, millete dayanmaktadır. Yani Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Rus, Rum… Milliyetçisi gibi. Fakat kişiye özel Ali, Mustafa, Muhammed milliyetçisi olamaz. Dolayısıyla “Atatürk milliyetçisi” veya “Atatürk milliyetçiliği” gibi kişiye dayanan bir milliyetçilik bilimsel olarak kabul edilemez.
Yüzde on seçim barajı olan bir ülkede halkçılıktan bahsedilir mi?
O nedenle günümüzde CHP’nin 6 oku işlenmeyen, uçları paslanmış birer demir parçası haline dönüşmüştür.
CHP Genel Başkanı olan hemşerim Sayın Kemal Kılıçdaroğlu “Atatürk Milliyetçiliği” ya da “Atatürk milliyetçisi” gibi bilimsel olmayan kavramların arkasına sığınmamalıdır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu CHP’de güçlü ve başarılı olmak istiyorsa, CHP’nin 6 okunun anlamını çağa uygun olarak mutlaka güncellemesini öneriyorum.
Örneğin:
1.Ok: Cumhuriyetçilik ya da Demokratik Cumhuriyet,
2.Ok: Demokrasi ya da sosyal demokrasi
3.Ok: Çağdaşlık ya da Evrensel İnsan Hakları ve özgürlükler,
4.Ok: Evrensel Hukuk, ya da hukukun üstünlüğü,
5.Ok: Laiklik, ya da evrensel laiklik,
6.Ok: Bilim ve Teknoloji
Olarak güncelleyebilir.
Ancak hemşerim Kılıçdaroğlu’nun böyle bir gücü var mı? Son günlerde “korsan grup toplantısı”nı yapanlara baktığımızda biraz zor görünüyor.
CHP’nin “Atatürk milliyetçisi” gibi bilimsel olmayan söylemlerden hızla uzaklaşıp, sosyal demokrat bir çizgiye kayması ülkemizin ve halklarımızın yararına olacağını düşünüyorum.
CHP’nin Atatürk’ün partisi olması başbakan için çok önemlidir. Başbakan CHP’nin içindeki ulusalcı kanattan çok yararlanıyor. Yani CHP’nin içindeki ulusalcı kanat AKParti’nin can simididir. CHP sosyal demokrat olacak diye Başbakan’ın ödü kopuyor. Çünkü CHP sahte Atatürkçülük ve milliyetçilik konumundan kurtulup, sosyal demokrat bir çizgiye gelirse AKParti iktidarını kaybedecektir.
Hâlbuki AKParti ile CHP’nin içindeki takunyacı ve postalcı Kemalistler birbirleriyle tepişirken halklar eziliyor. Bunların baskısından kurtulmak için demokrasi güçleri kendi aralarında ittifaklar kurarak alternatif siyasi örgütlenmelerin oluşması yönünde çaba göstermesi gerekir. Bu çerçevede projelerin üretilmesi ve eleştirilerin yapılması bizleri ortak paydalarımızda birleştirir, daha doğru bir çizgiye götürür diye düşünüyorum.
Resmi ideolojinin cilalı versiyonu olan AKParti’ye alternatif demokratik bir siyasi oluşum ”sudan bahanelerle” gerçekleştiremiyoruz. Bence esas sorun halklara güçlü bir seçenek sunamıyor olmamızdır.
Hâlbuki demokratik kitle örgütleri (HDP vb. siyasi oluşumlar dâhil) kendi siyasi kimliklerini koruyarak, ortak paydalarda bir araya gelip iktidara alternatif oluşturabilirler. Buna bir nevi Demokratik Koalisyon da diyebiliriz.
Kürtlerin, Alevilerin, emekçilerin ve tüm ezilen halkların Demokratik Koalisyon çerçevesinde güç birliği yapmaları, kendileri için bir kurtuluş projesi olacaktır. Aynı zamanda düşünce ve ifade özgürlüğü alanında çok sıkıntı çeken, bu nedenle zindanlarda tutsak edilen aydın ve sosyalistlerin de kurutuluşu olacaktır.
NOT: Bu satırları yazdığım sırada (14 Şubat 2013, Perşembe “Sevgililer Günü”nde) TC. Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi tarafından “TÜRK MİLLETİ ADINA” verilen 2013/35 Sayılı Karar posta görevlisi tarafından bana tebliğ edildi. Kararın sonuç bölümünde şöyle bir hüküm kurulmuş; “…Erteleme kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içinde basın yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup temel şekli itibari ile adli para cezasını ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suç işlediği takdirde kovuşturmaya devam olunacağının ihtarına (gerekçeli kararın tebliği ihtaratına)…” şeklinde devam ediyor. (Yargılama giderleri vs.) Karar hükmünü hukukçu arkadaşlarımla görüşeceğim. Okuyucuların bilgisine sunulur. (ME)
14/02/2013
Mustafa Elveren
mustafa elveren [mustafaelveren@gmail.com]
Yorumlar kapatıldı.