İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Afrika’nın ortasındaki ‘büyük azınlık’ Kıptiler

Selin Barlas / selin@selinbarlas.com
Ortadoğu’da ‘Arap Baharı’ sürüyor. Kimi rejimler değişirken ‘arada’ kalan hayatlar, azınlıklar, sürgünler, medya tarafından ıskalanabiliyor…  Kıptiler, 85 milyonluk Mısır’da yaklaşık 12 milyon nüfusuyla en büyük ‘azınlık’.  7. yüzyılda bu topraklara ulaşan İslam ve Arapça’dan evvel Mısır’da Kıpti lisanı ve gelenekleri mevcuttu. Bu dili nereden biliyoruz? Roma döneminde Firavunların konuştuğu dil olduğu için aşinayız ismine. Köklerinin M.Ö. 3400 senelerine kadar indiği tahmin edilen bu lisanı, meşhur Kleopatra’nın da sonradan öğrendiği biliniyor…. Tüm dünyada yaklaşık 20 milyon Kıpti’nin yaşadığını ve siyasi sebeplerden çeşitli ülkelere dağıldıkları aşikar. Arap Baharı’nı özgürleşme hareketinden çok radikalleşme olarak gören bazılarının çıkardığı olaylar nedeniyle 200 bin Kıpti, Mısır’dan ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Kıptiler gelenek ve görenek bakımından hakikaten Nil’in çocukları. Doğu Ortodoks kilise ve geleneklerine bağlılar. (Ermeni Apostolik kilisesi de Doğu Ortodoks kiliseine bağlıdır. HYETERT)

 ***
Ortadoğu’da ‘Arap Baharı’ sürüyor. Kimi rejimler değişirken ‘arada’ kalan hayatlar, azınlıklar, sürgünler, medya tarafından ıskalanabiliyor… Mısır’ın yerlisi Kıptiler geçtiğimiz günlerde yeni patriklerini seçti. Hem bu seçime, hem de bu vesileyle Kıptiler’e biraz daha yakından bakalım istedik.
SELİN BARLAS / selin@selinbarlas.com / www.selinbarlas.com
Ortadoğu çalkalanırken gözler hep olayların en sıcak olduğu noktalara odaklanıyor. Devrilen liderler, kurulan yeni düzenler, scudlar, molotoflar ve pankart açan insanların olduğu fotoğraf karelerine odaklanırken o insanların hayatlarını ıskalıyoruz. Yüzeye bakarak orada yaşananların bir ‘bahar’ olup olmadığını anlamak mümkün değil.
Bölgedeki azınlıkların ne kadar ciddi bir tehdit altında olduğunu birçoğumuz düşünmüyoruz belki ama bu toprakların en eski medeniyetlerine mensup insanlar sürekli saldırı altında. Ortadoğu ve Afrika’da sessiz geçen bir gün yok.
Mısır da bu hareketlilikten payına düşeni yaşamayı sürdürüyor.
Geçtiğimiz günlerde Mısır’da dünya basının pek ilgisini çekmeyen bir seçim yapıldı.
40 senedir Kıpti kilisesinin patrikliğini yapmakta olan Shenuda öldüğü için yapıldı bu seçim. 2 başpiskopos ve 3 keşişin arasından 118’inci İskenderiye Papası ve tüm Afrika’nın Patriği olarak Tawadros seçildi. Seçim demişken bildiğimiz anlamdaki seçim gelmesin aklınıza. Kilisenin kaderini 7 yaşında gözü bağlı bir çocuk belirledi. Gözleri bağlı bir çocuğun kilisenin geleceğini şekillendirmesi, en basit açıklamasıyla, ‘masum ve kirletilmemiş bir ele adil bir biçimde bu vazifeyi bırakmak’ olarak okunabilir.
Büyük ve ihtişamlı bir törenin ardından gözleri bağlı çocuk cam kasedeki 5 isimden birini seçerek aylardır boş duran liderlik koltuğunun sahibini belirledi.
Nil Deltası’nın başpiskoposluğundan patrikliğe seçilen Tawadros, Mısır’da çok çalkantılı ve tehlikeli bir dönemde göreve geçti.
Önce Kıptiler’in, kim olduğuna ve geçmişlerine şöyle bir bakalım…
Kıptiler, 85 milyonluk Mısır’da yaklaşık 12 milyon nüfusuyla en büyük ‘azınlık’.        
7. yüzyılda bu topraklara ulaşan İslam ve Arapça’dan evvel Mısır’da Kıpti lisanı ve gelenekleri mevcuttu. Bu dili nereden biliyoruz? Roma döneminde Firavunların konuştuğu dil olduğu için aşinayız ismine. Köklerinin M.Ö. 3400 senelerine kadar indiği tahmin edilen bu lisanı, meşhur Kleopatra’nın da sonradan öğrendiği biliniyor. Kleopatra’nın Grek bir hanedana mensup olması yerel lisanı bilmemesinin sebebi olarak tahmin ediliyor. Hükmettiği toprakların dilini sonradan öğrendiği için mi yoksa kültürü reddettiği için mi bilinmez ama Grekçe’yi daha çok kullandığı tarihçilerce kaydedilmiş bir bilgi.
Belki de Kleopatra bu dilde Mark Antony’e ilan-ı aşk etti ama şimdi bu lisanı kullanan bir nesil yok. Geleneklerden önce lisan karanlığa gömüldü ve yok oldu. Yalnızca dil bilimcilerin araştırmalarında veya kilise törenlerinde kullanılmak üzere yaşatılıyor.
118. İskenderiye Papası seçilen Tawadros için yapılan vazife kabul törenine Cumhurbaşkanı Mursi’yi temsilen Başbakan Hişam Kandil geldi. Törene iki saat gecikerek… Tawadros, seçildikten hemen sonra verdiği ilk röportajında yurtdışına kaçmak zorunda olan Kıptiler’e gel çağrısının yapılıp yapılmayacağı sorusunun üzerine çok sert ama kesin bir tonla ‘Biz her şeyden evvel Mısırlıyız burası bizim de evimiz’ dedi… Bir önceki Patrik Shenuda’nın ılımlı ve temkinli adımlarında ilerleyeceğini ekleyen Tawadros, İslamcı Özgürlük ve Adalet Partisi’nin onu ziyaretinde verdiği mesajda ‘Adalet ve huzur istiyoruz’ diyerek barışın ilk adımını atmış oldu.
Bugünlerde Mısır’da yükselen mutsuzluk seslerini tanklar veya polisler bastırmaya çalışıyor fakat bir gerçeği unutmamak lazım, Kıptilerin dediği gibi, ‘Bir memleket dinle değil ancak kanunlarla yönetilir.’
NİL’İN HAKİKİ ÇOCUKLARI
Kökleri, tarihi ve hikayesi çok eskiye giden Kıpti Kilisesi’nin var olma savaşı Müslüman Kardeşler’in baskıcı bakışlarının altında oldukça zor olacağa benziyor.
Tüm dünyada yaklaşık 20 milyon Kıpti’nin yaşadığını ve siyasi sebeplerden çeşitli ülkelere dağıldıkları aşikar.
Arap Baharı’nı özgürleşme hareketinden çok radikalleşme olarak gören bazılarının çıkardığı olaylar nedeniyle 200 bin Kıpti, Mısır’dan ayrılmak mecburiyetinde kaldı.
Kıptiler gelenek ve görenek bakımından hakikaten Nil’in çocukları. Doğu Ortodoks kilise ve geleneklerine bağlılar. 
‘Biz hiç Kıptileri duymadık onlar da kim?’ derseniz; en meşhur Kıpti belki de Hazreti Muhammed’in haremindeki hanımlardan, Kıpti Maria.
Bir başka meşhur Kıpti ise 1908-1910 seneleri arasında Mısır’ın Başbakanlığını yapmış olan Butros Gali ve onun belki de kendinden çok daha iyi tanıdığımız torunu, Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreti Butros Butros Gali.
 http://www.aksam.com.tr/afrikanin-ortasindaki-buyuk-azinlik-kiptiler–154411h.html

Yorumlar kapatıldı.