“İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRİSİ
26 Haziran 1945 tarihinde imzalanan Birleşmiş Milletler Antlaşması ile ikinci kez devletler üstü bir örgüt kuruluyordu. Antlaşmanın başlangıç bölümünde ve bazı maddelerinde insan haklarından söz edilmektedir. Ancak insan haklarını sayılmamış ve içeriğini açıklanmamıştır. Daha sonra Bayan Roosevelt başkanlığına kurulan İnsan hakları komisyonu, bildirinin babası sayılan Fransız hukukçu René Cassin ‘in büyük katkısıyla bildirgeyi hazırlamıştır. Bildiri 10 Aralık 1948 günü Birleşmiş Milletler’e üye 56 ülkeden 48 ülkenin oyuyla kabul edilmiş, sekiz ülke çekimser kalmıştır.
Bildiri incelendiğinde, bildirinin o güne kadar çeşitli belgelerde yer alan bütün hakları kapsadığı gibi, bazı yeni hakları da ele aldığı görülür. Bildirinin başka bir özelliği de temelini doğal hukuktan değil, insan hakları hukukundan almasıdır. Bildiri aydınlanmanın rasyonalizmi ve liberalizmin pragmatizmini, Sovyetlerin sosyalist düşüncesi ile bağdaştırmaya çalışmıştır.
İlk 22 maddede klasik haklar, 22-28 maddelerinde ise ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ele alınmıştır. Son iki madde ise hakların kullanımı ile ilgili genel kuraları belirler. Yeni haklar ilki,13. maddenin a bendinde yer alan serbest dolaşım ve yerleşme hakkıdır. Maddenin uygulanabilmesi için devletlerin sınırlarını kaldırmaları gerekir. Bu nedenle bu hak, hayalî bir hak olarak tanımlanır. Yine başka bir yeni hak 14. maddede yer alan sığınma hakkıdır. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar arasında yeni haklar, Sosyal güvenlik, çalışma ve işsizlikten korunma, sendika, ücretli tatil, dinlenme, eğlenme ve sağlık gibi haklardır. 29. maddede hakların sınırları ve hakların yanında yer alan ödevler belirtilir.30. maddede ise bu hak ve özgürlüklerin, hak ve özgürlükleri yok etmek amacıyla kullanılamayacağı, yani özgürlük ve hakları yok etme özgürlüğü olmadığını açıkça belirtilir.”
İlk çağdan Evrensel Beyannameye kadar insan haklarının gelişmeleri için :
http://hyetert.blogspot.com/2011/12/ilk-cagdan-evrensel-bildiriye-insan.html
“İNSAN HAKLARI, İnsanla ilgili ve insana ait olan; belli bir tarihsel aşamada, ulusal ya da uluslararası hukuk, etik ve bilim adamlarının ortak görüşü olarak beliren; sadece olanı değil, olması gerekeni de kapsayan ve bu nedenle pozitif hukukun üstünde yer alan; karşılığında kişilere kesin olarak bir takım ödevler yükleyen; bazı durumlarda insanın doğmadan ya da öldükten sonra da sahip olduğu, genel ve evrensel hak ve özgürlüklerdir. Kısaca insan haklarının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz. Hak ve özgürlük insana ait ve insanla ilgili olacaktır; belli bir tarihsel aşamada hukuk, etik ya da bilim adamlarının ortak görüşü olarak belirecektir; karşılığında kişilere bir ödev yükleyecektir; genel ve evrensel olacaktır.”
İlk çağdan Evrensel Beyannameye kadar insan haklarının gelişmeleri için :
http://hyetert.blogspot.com/2011/12/ilk-cagdan-evrensel-bildiriye-insan.html
“İNSAN HAKLARI, İnsanla ilgili ve insana ait olan; belli bir tarihsel aşamada, ulusal ya da uluslararası hukuk, etik ve bilim adamlarının ortak görüşü olarak beliren; sadece olanı değil, olması gerekeni de kapsayan ve bu nedenle pozitif hukukun üstünde yer alan; karşılığında kişilere kesin olarak bir takım ödevler yükleyen; bazı durumlarda insanın doğmadan ya da öldükten sonra da sahip olduğu, genel ve evrensel hak ve özgürlüklerdir. Kısaca insan haklarının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz. Hak ve özgürlük insana ait ve insanla ilgili olacaktır; belli bir tarihsel aşamada hukuk, etik ya da bilim adamlarının ortak görüşü olarak belirecektir; karşılığında kişilere bir ödev yükleyecektir; genel ve evrensel olacaktır.”
Murat Bebiroğlu
Yorumlar kapatıldı.