Nurettin Değirmenci
“Devlet, görece merkezileşmiş bir hukuki düzendir.” Hans Kelsen. Arap toplumları yasalara yabancı olduklarından devlet oluşturamazlar. Bütün Arap toplumları sözlü Örf ve Gelenek kuralları gereği, güçlü lider ile yönetilirler. Lider güç ile gelir, güç ile yönetimini terk eder. Kurumlar cılız, başlarında liderin ayrıcalıklı yakınları bulunur.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde 30 yıldır iktidarda bulunan Devlet Başkanı Şeyh Zaid bin Sultan el-Nahayan’ın ölümü üzerine Yüksek Konsey, kurucu liderin oğlu Şeyh Halife bin Zayid el-Nahayan’ı oy birliğiyle devlet başkanı seçti. 3-11-2004
|
Arap Birliği üyeleri
Arap Devletleri Birliği (Esasında, Arap Toplumları Birliği) gönüllü bir kuruluştur. 22 üyeden oluşur; çoğunluğu Arapça konuşur ya da resmi dil Arapçadır.
Kuruluşun amacı Arap toplumları arasındaki ilişkileri güçlendirmek, ortak bir amaca uygun politikalar izlemektir.
Arap Birliği düşüncesi, 1942 yılında İngiltere tarafından ortaya atıldı; amaç, Arapları, Almanya’ya karşı kullanmaktı. Birlik 1945 yılına kadar oluşamadı, II. Dünya Savaşı sonunda ortaya çıktı.
Bu yıllarda Birliğin amacı, sömürge olarak yaşayan Arap toplumlarına bağımsızlık kazandırmak ve Ortadoğu’da Yahudilerin devlet oluşmasına engel olmaktı.
Birliğin en yüksek organı konsül’dür; üyelerin dışişleri bakanları ya da onların temsilcilerinden oluşur. Her üye bir oya sahiptir. Konsül, yılda iki defa toplanır.
Birlik, genel sekreter tarafından idare edilir.
Kuruluş: 1945
Merkez: Kahire-Mısır
Önemli üyeler: Mısır, Suudi Arabistan
Üye sayısı: Filistin dâhil 22
Yaklaşık nüfus: 300 milyon
Genel sekreter: Nabil el-Arabî
Bütün genel sekreterler Mısırlıdır. Sadece, 1979-1991 yılları arasında, Mısır, İsrail ile barış antlaşması yaptığı için Birlikten atıldı.
Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, İsrail’i ziyaret eden ilk Arap lider oldu. 19-11-1977
Arap Birliği ne görev yapar?
Arap liderler birbirlerini arkadan hançerlemeyi pek severler. Birlik arkadan hançerlenecek aday için toplanır.
Örnekler:
+Soğuk Savaş yıllarında bazı üyeler şiddetli ABD, diğerleri Sovyetler Birliği taraftarı oldular. Her iki küme var güçleri ile birbirlerine saldırdılar.
Sovyetler Birliği çöktükten sonra, Sovyetler ile sıkı ilişki içinde olan liderler teker teker temizleniyor.
+Saddam Kuveyt’i işgal etti; Arap Birliği herhangi bir etkilik yapamadı.
+Irak işgal edildi; bazı Arap Birliği üyeleri topraklarını işgalci güçlere açtılar.
+Birlik üyeleri, Batılı güçlerin Libya’ya saldırısını alkışladılar.
+Birlik üyeleri, Suriye’ye dış müdahaleyi savunuyor.
+Birlik, Filistin Davasını sözde destekler; destek, bildiri yayınlamaktan öteye gitmez.
Arap Birliğinin çok ilginç bir karar mekanizması vardır:
Konsül’de bir sorun ortaya atıldığında, değişik çözümler önerilir; her üye, kendisinin, “Evet” dediği çözümle sorumludur. Örneğin, 22 çözüm önerilirse, 22 çözüm de kabul edilmiş sayılır. Hiçbir çözüm, oy vermeyenleri bağlamaz.
Arap Birliği, Araplar arasında bilgi, beceri, yetenek artışı, çalıp-üretmenin yaygınlaşması için zerre kadar çaba harcamaz. Zaten, çoğunluk Arapların bilgi, beceri, çalışıp üretmeye ihtiyaçları yoktur. Kuran’da her bilgi vardır.
“Aylak gezen bir yurttaş kurnaz bir hırsızdır.”
Aylak gezmek ve geçinmek kullar için gurur ve övünç kaynağıdır.
Arap Birliği, bölgesel telekomünikasyon yaratılmasına yardım etti.
Neden?
Birlik liderleri, birbirlerini arkadan hançerlemeden, helalleşmeleri gerekir.
İsrail devleti kuruldu. 14-5-1948
===
Türkiye’nin Arap toplumları ile ilişkileri
Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliği’ne bomba atıldı. Bombayı Nasırcıların attığı belirlendi. Bunun üzerine Mısır’ın Ankara büyükelçisinden Türkiye’yi terk etmesi istendi ve Kahire’deki Türkiye büyükelçisi geri çağrıldı. 1-10-1961
Suriye’de Hafız Esat darbe ile iktidara geldi. 13-11-1970
Türkiye kapalı bir ülke iken Araplarla ilişkilerini sınırlı tuttu. Daha doğrusu, hem Türkiye, hem de Arap toplumları birbirleri ile ilişki kurmaktan kaçındılar. Niçin?
Araplar, laiklik; Türkiye, Şeriat bulaşıcı hastalıklarından insanlarını korumaya çalıştılar.
1-Türkiye’de bilgi, beceri, araç-gereç birikimi artıp, çalışıp üretme yaygınlaşınca Arap pazarlarına açılmak ihtiyaç haline geldi.
2-ABD ve Batılı ülkeler, Komünizme karşı, Müslüman toplumlarla set oluşturdular. ABD, Türkiye’ye, “Korkma! Ordu laikliği korur. Türklük sana yeterli olmuyor; Müslüman ve Türk ol!” Dedi. Böylece Araplara yaklaşmaya başladık. Aynı ABD, Araplara, “Korkmayın! Laiklik size göre değildir! Siz laik yaşamdan daha 3890 yıl uzaktasınız! Çalışıp üretmeye köle olarak başlayacak, sonra serf, daha sonra insan olacaksınız. İnsan olduktan sonra insan gibi yaşamaya ihtiyaç duyacaksınız. Biz Müslüman olmayı düşünüyoruz!” Dedi ve onları ikna ettiler. İkna olmayıp da ne yapacaklardı!
Böylece, ABD, Ortadoğu’da hem uysal hainleri yönetime taşıdı, hem kendi egemenliğini pekiştirdi.
Başbakan Süleyman Demirel, “70 sente muhtaç olduğumuz devirde hacılarımıza 70 milyon dolar bulduk” dedi. 9-11-1977
Osmanlı ve Türkiye’nin önemli resmi düşünceleri:
Tanzimat devlet adamlarının ideali: İttihad-ı anasır (Çağdaş medeniyet);
Osmanlıcı devlet adamlarının ideali: Azınlıkların zorla Osmanlılaştırılması;
İttihatçıların ideali: Azınlıkların zorla Türkleştirilmesi; bu düşünceyi Türkiye yıllarca sürdürür.
1970’den sonraki yöneticilerin ideali: Suni Müslümanlık+Türkçülük
2000’den sonraki yöneticilerin ideali: Çokça Suni Müslümanlık+ azıcık Türkçülük
Tanrılar izin verirse; ülkede bilgi, beceri, araç-gereç birikimi artacak, çalışıp üretme yaygınlaşacak, ilerideki yöneticilerin ideali: Doğaya uyumlu insani yasalar koruması altında özgür vatandaş yetiştirilmesi olacaktır. Âmin!
Buraya kadar anlaşılmayan bir sorun yoktur.
Sorun nerede başladı?
Sovyetler Birliği çöktükten sonra ABD’NİN Müslümanlığa ihtiyacı kalmadı ama yetiştirdiği Müslüman savaşçılar sorun çıkardı.
Afganistan’da Taliban lideri Muhammed Ömür, yayımladığı kararnameyle sakalsız erkeklere iş vermek de dâhil hiç bir hizmetin sağlanmayacağını açıkladı. 6-11-2000
Irak’ın Bakuba kenti yakınlarında enselerinden vurularak öldürülmüş 49 acemi askerin cesedi ulundu. Eylemi Ürdünlü Ebu Musab Zarkavi’nin Kaide’nin Irak’ta Cihat Grubu, “Dönekleri vurduk” diyerek üstlendi. 24-10-2004
Müslüman savaşçılara engel olmak, onları yönetimlerden uzak tutmak için ABD yöneticileri, “Ilımlı Müslümanlık” kuramını geliştirdiler. Bu kuram gereği, Afganistan’a savaş açıldı, Irak işgal edildi, Libya lideri devrildi ve her üç toplum kargaşaya itildi.
Bir sürü yazar-çizer ılımlı Müslümanlık ile ilgili destanlar yazıyor ama ben anlayamıyorum.
Neden?
Yasaların ılımlısı-serti olur. Örneğin, 100 birim borçlanan birine 3 yıl hapis öngören yasa sert, 30 gün hapis öngören yasa, göreceli olarak, ılımlıdır.
Müslümanlık yasaları olan bir din değildir ki, ılımlısı, serti, kalını, incesi… Olsun. Müslümanlığın çıkış noktası Kuran’dır ve yorumlayana göre değişiklik gösterir.
Kısaca: ABD desteği ile dünyada, “Ilımlı Müslümanlık” rüzgârı esiyor. Yani: Suni Müslümanlık ABD ve Batılılardan şimdilik kabul görüyor. ABD yöneticileri ve Batılılar Suudi Arabistan, Mısır, Kuveyt, Katar… Gibi ilkel yönetimlerdeki insana yakışmayan resmi davranışları şimdilik görmüyor, ya da görmek istemiyorlar.
Mısır, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Türkiye, ABD, AB ülkeleri hep birlikte Şii olan Suriye yönetimine saldırıyor, İran’ı tehdit ediyorlar. Bu arada, İsrail, ABD’DEN aldığı destekle Şii olan HAMAS’IN canına okuyor. Arap Birliği Suriye’ye yapılan saldırıları destekliyor, HAMAS’A yapılan saldırıları göremiyor. Gizlice, ABD aracılığı ile İsrail’e destek oluyorlar. Filistin (Batı Yaka) lideri Mahmut Abbas HAMAS’A yapılan saldırılardan habersiz gözüküyor.
Filistin toprakları:
1-Gazze,
2-Batı Yaka olarak birbirinden kopuk iki parçadan ibarettir.
Gazze’de, HAMAS; Batı Yaka’da, El Fetih (Mahmut Abbas) iktidardadır. Gazze’de yaşayanlar Şii, Batı Yaka’da yaşayanlar Sunidir. Bu iki yönetim kanlı-bıçaklıdır. Mahmut Abbas, İsrail, ABD, Suudi Arabistan, Batılı ülkelerden destek görüyor. Suriye, İran HAMAS’I destekliyordu. HAMAS lideri, Suriye’ye cephe aldı.
Erdoğan, El Fetih ve HAMAS’A seslendi: Neyi paylaşamıyorsunuz? 19-11-2012
Cevap: Saltanatı
Türkiye Başbakanı:
_Suriye yönetimine çatıyor; ABD ve Batılı ülke yöneticileri Erdoğan’ı alkışlıyor.
_İsrail’e çatıp duruyor; İsrail ve ABD yöneticileri gülüyorlar.
“İnsanın kendi kendisini aldatması oldukça kolaydır; çünkü insan genellikle istediğinin gerçek olduğuna inanır.” Demosthenes
İnsanlar kendi kendilerini aldattığı gibi, özgür bireylerin çoğunlukta olmadığı toplumlarda, yöneticilerin yönetilenleri aldatması oldukça kolaydır.
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.
Yorumlar kapatıldı.