İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dilekçe: Değerli Bakanlarım,

Nazar Ozsahakyan / nazarozsahakyan@yahoo.com.tr

İstanbul, Sarıyer, Emirgan Mahallesi 135 ada 35 pafta 5 parselde bulunan II. Mahmud’un sarrafı ve vergi toplama görevlisi Misak Amira Misakyan tarafından 1843 yılında babası Eğinli Hacı Bedros ruhuna yaptırdığı ve Sarıyer Belediyesi uhdesinde bulunan çeşme maalesef bugün bu durumda. Çeşmeyi restore etmek de imkânsız bir hale geldi çeşmenin her iki yanına da duvar bindirdiler.

12 senedir tapusunu almak için hem Vakıflar Genel Müdürlüğüne hem de Kültür Bakanlığı’na müracaatlar yapıyoruz, uğraş veriyoruz ama hiçbir sonuç alamıyoruz.
Böyle mi ecdat malına sahip çıkacağız? Çeşmeyi kırmışlar dökmüşler üzerine yazı yazmışlar hiçbir yetkili sesini çıkarmamış yapanların peşine düşmemiş, biz tapusunu almak istiyoruz diye bütün bürokrasi başka isleri yokmuş gibi bizle uğraşıyor. Tapuyu vermemek için bindir dereden su getiriyorlar… Gelsinler görsünler 170 senelik kilisemiz ne durumda kendi uhdelerinde bulunan bize vermemek için uğraşanların elindeki çeşme ne durumda.
Sarıyer Belediyesi ihya kaydı ile bize sembolik bir fiyata satmak istiyor izin almak için bas vurduğumuz Kültür Bakanlığı yetkililerinin 12 yıldır aldığı kararlar trajikomik olaylar zinciri. Neymiş ” bu çeşme kamu maliymiş kamuda yani belediyede kalması daha doğruymuş ”  Bu zihniyete sahip insanlar nasıl koruma kurullarında görev alıyor. Önemli olan bu çeşmeyi ayağa kaldırmak oradan su içenlerin, yaptıranın ruhuna kendi dinine göre bir Fatiha okumasını sağlamak değil mi? Niye koruma kurullarında çalışanlar dini bütün kişiler olmuyor. Dini bütün olsa bir Fatiha’nın ne demek olduğunu ve manevi değerinin ne olduğunu bilir. Kültür Bakanlığında ve III Nolu Koruma kurulundaki dosyalarımız var, gidin bakin ayni ağır ceza mahkemelerindeki dosyalar gibi kalın. Biz tapusunu alarak ayni kiliseye sahip çıktığımız gibi sahip istiyoruz bürokratlar katiyen OLMAAAAZ diyor. İddia ediyorum Türkiye’de hiç bir çeşme için bu kadar uğraşılmamıştır.
Öte yandan, Vakıflar Genel Müdürlüğü sağ olsun 5737 sayılı yasanın geçici 11. maddesine sadece bizim istifade etmemiz için yasaya çeşmeyi yazdırdı ama bunu da 1936 beyannamesinde bulunması şartına bağladı. Affedersiniz 1936 senesinde yöneticilerimiz bu çeşmenin suyunu mu satıyordu ki akar olarak beyannamesine yazsın?
Bu çeşmeden su içen semt sakinleri belediyeye şikâyet dilekçesi yazmışlar belediyenin fen isleri yazıyı İSKİ’YA göndermiş…. Yani mal sahibi üvey baba olduğundan çocuğuna sahip çıkamıyor başkalarının ilgilenmesini istiyor, esas baba ortada ama çocuğu vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Çeşmemizin tapusunu istiyoruz bu bizim hakkimiz, o bize ata yadigârıdır onu ayağa kaldırmak bizim boynumuzun borcudur, lütfen bunu bize çok görmeyin unutmayın ki tarihi eserler ancak
bilinçli kişilerin elinde gelecek nesillere aktarılır….
Sevgiler
Nazar Ozsahakyan
Boyacikoy S.Yerits Mangants
Ermeni Kilisesi Başkanı
nazaret ozsahakyan [nazarozsahakyan@yahoo.com.tr]

Yorumlar kapatıldı.