İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Agop Martayan’ı biliyor musunuz?

Fevzi Günenç / fev27@mynet.com

Atatürkçü Düşünce Derneğinden bir ileti aldım. “Bu iletide belirtilen gerçekleri bilmek sizlerin de hakkıdır,” diye düşünerek iletiyi paylaşımlarınıza sunuyorum: 1915’lerde ve tabii bugün de Türkiye’de pek çok Agop Martayan’lar vardır. Eğer Türkler Ermenilere soykırım uygulasaydı bu topraklarda bir tek bile Agop Martayan’ın mezarı dahi kalmazdı. (Sayın Yazarın mantığına hayran (!) olmamak elde değil. Agop Maratayan gibi kişiler sağ kaldığına ve hatta Osmanlı devletinde görev aldıklarına göre soykırım olmamıştır. Müthiş basit bir çözüm. Bu duruma göre Avrupa’da, Almanya’da binlerce Yahudi hayatta kaldığına ve Hitler öncesi binlerce Yahudi Alman Devleti hizmetinde görev aldığına göre Yahudi soykırımı da yalan olur. Sırp ve Ruanda Soykırımları ise hayal ürünüdür(!). Ayrıca ADD’ni de tebrik ederiz geç de olsa A. Dilaçar yerine Agop Martayan demeyi öğrenmişler .HYETERT) 

Agop Martayan İsminden de anlaşıldığı üzere bir Ermenidir.
22 Mayıs 1895’te İstanbul Büyükdere’de ticaretle uğraşan köklü bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak doğmuştur.
Sizlerin, “Osmanlı bize soykırım uyguladı” dediğiniz 1915’te Robert Kolej’i bitirmiştir.
Neymiş? Demek ki, Bir Ermeni 1915’te Robert Kolej’de okuyabiliyormuş.
Ticaretle uğraşan ailesine yan gözle bakılmıyormuş.
Üstelik Agop Martayan bir Ermeni olarak Osmanlı ordusunda Birinci Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak görev alır.
Demek ki yine neymiş:
Osmanlı o yıllarda bir Ermeni’yi en mahrem noktasında eline silah verip vatan ve bayrağını ona emanet edebiliyormuş. Soykırım yapan bir millet böyle “abukluk”lar yapar mı?
Hitler, Yahudileri orduya alıp subay yaptı mı, ellerine silah verdi mi?
Doğu cephesinde yani kimi Ermenilerin Osmanlıyı arkadan vurduğu
cephede Osmanlı saflarında görev yapan Agop Martayan bu cephenin ihanet eden soydaşlarının da yardımıyla çözülmesi üzerine Güney Cephesinde görev alır.
Ve burada Mustafa Kemal Paşa’nın karşısına kötü bir talih olarak “esir” diye çıkartılır.
Uzatmayalım…
Mustafa Kemal Paşa Agop Martayan’a hürriyetini iade eder. Cebine para koyar, eline serbestçe dolaşabileceğini dair bir belge verir.
Bu süreçte gelişen ilgi çekici olayları bilmeyenlerin merakını tahrik için atlıyor, sonuca geçiyorum.
Hani biz Mustafa Kemal Paşa’ya “Atatürk” diyoruz ya..İşte bu Agop Martayan, Mustafa Kemal Paşa’ya “Atatürk” soyadını teklif eden adamdır.
Agop Martayan, Mustafa Kemal Paşa’ya “Atatürk” dediği için
biz O’na Atatürk diyoruz.
Çünkü Mustafa Kemal vatanı kurtarıp Cumhuriyeti kurduktan sonra her
alanda olduğu gibi Türk dili üzerinde de derinlik ve genişliğine
çalışmalara başlar.
22 Eylül 1932 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirilen Türk
Dili Konferansı’na Agop Martayan ile birlikte İstepan Gurdikyan ve
Kevork Şimşyikyan da uzman olarak davet edilirler.
Çünkü Agop Martayan devrin en büyük dil alimlerinden biridir.
İngilizce, Yunanca, İspanyolca, Latince, Almanca, Rusça ve Bulgarca
bildiği gibi, “Türkçe gramer” kitabı da yazmıştır.
“Türk-Sümer ve Hitit Dilleri Arasındaki İlişkiler” bildirisini Agop bu
kurultayda sunar.
Ve 1934 yılında Atatürk tarafından TDK Başuzmanı olarak atanır.
Yabancı sözcüklerin kökünü açmada uzman olduğu için Atatürk tarafından
kendisine “Dilaçar” soyadı teklif edilir,
O da bu soyadı memnunlukla kabul eder.
“Beni buraya Atatürk getirdi, ölünceye kadar O’na ve Türkçeye layık
olmaya çalışacağım” diyen Agop Dilaçar TDK Başuzmanı olarak 45 yıl
görev yaptı.
Soyadı Kanununda Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadını teklif eden de oydu.
Ey, “Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır” diyen iftiracılar, Agop
Martayan’ı bu tezinizde nereye oturtacaksınız?”

Yorumlar kapatıldı.