İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Malları Bulmak da Kanıtlamak da Zor

Cemaat vakıflarının el konan mülklerinin iadesiyle ilgili kararnamenin süresi doldu.”Malların kanıtlarını bulmak çok zor; çünkü önceki dönemlerde tapu müdürlüklerinde vakıflar ciddi sorunlar yaşamış. Yerleri tespit etmekte sıkıntılar var. 100 sene önceki adres kayıtları var ancak kent sürekli değişiyor. Sokak ismi, kapı numarası birçok kez değişmiş, üzerine kadastro yapılmış. “Bir de 1912 yılına kadar tapu tesciline kilise, vakıf adı yazılamadığı için bir azizin, papazın ya da hademenin ismi yazılmış. Bu yüzden kilise değil şahıs ismi gözüküyor ve sorun yaşanıyor. Oysa, devlette hangi cemaatin nerede hangi malı olduğuna dair kayıtlar var.”

***
Cemaat vakıflarının el konan mülklerinin iadesiyle ilgili kararnamenin süresi doldu. Hrant Dink Vakfı’ndan Eren ve Rum Kilisesi Vakfı’ndan Parizianos vakıfların mallarını kanıtlama konusunda büyük sıkıntılar yaşadığını söyledi.
Nilay VARDAR nilay@bianet.org
İstanbul – BİA Haber Merkezi 31 Ağustos 2012, Cuma
Bir yıl önce çıkan cemaat vakıflarının el konan mülklerinin iadesiyle ilgili kanun hükmünde kararnamenin (KHK) öngördüğü başvuru süresi sona erdi. Vakıflar iadelerin az olmasından şikayetçi.
Bugüne kadar İstanbul, Diyarbakır, Bursa, Hatay ve Balıkesir’den 165 cemaat vakfından 56’sı 430 taşınmaz için başvurdu. 51 taşınmaz iade edildi; bir mülk için tazminat ödendi ve 32 iade talebi reddedildi. Son başvurular değerlendirilmeye devam edecek.
Bir yılda iade edilen mallar arasında şunlar var: Karaköy’deki Galata Rum İlkokulu, Feriköy’deki Bulgar Mezarlığı, Bursa’da Yahudi mezarlığı, Edirnekapı Ermeni Mezarlığı. Hrant Dink’in doğduğu ve yöneticiliğini yaptığı Tuzla Kampı  yasa kapsamına girmediği için iade edilmedi.
“Vakıflar kanıt bulmakta zorlanıyor”
Hrant Dink Vakfı’nda İstanbul’daki Ermeni vakıflarının mülkiyet sorunuyla ilgili projede çalışan Özgür Eren, bugüne kadar (bu sayı her gün değişiyor)  İstanbul’daki Ermeni vakıflarına ait 750’si mülkiyet sorunu yaşamış 1322 mülk tespit ettiklerini söyledi.
On 10 yıl içinde İstanbul’daki Ermeni vakıflarına ait 144 mülk iade edildi ya da bedeli ödendi. Yarısı mahkeme yoluyla geri alındı.
Eren, mülklerin iadesini “çok yetersiz” bulduğunu belirterek malların kanıtlanması konusunda vakıfların büyük sıkıntı yaşadığını söyledi.
“Devletin yürüttüğü politikalar sonucu özellikle cumhuriyet döneminden itibaren büyük bir hak gaspı söz konusu. Üstelik devletin neden olduğu sorunu çözmek için uyguladığı yöntem de tartışmalı. 10 yıl içindeki bütün yasal düzenlemelerde kısıtlamalar söz konusu; bunlardan bazıları 1936 beyannamesinde kayıtlılık şartı, süre sınırlaması ve kanıtlama yükümlülüğü.
“Devlette malların kayıtları var”
“Malların kanıtlarını bulmak çok zor; çünkü önceki dönemlerde tapu müdürlüklerinde vakıflar ciddi sorunlar yaşamış.Yerleri tespit etmekte sıkıntılar var. 100 sene önceki adres kayıtları var ancak kent sürekli değişiyor. Sokak ismi, kapı numarası birçok kez değişmiş, üzerine kadastro yapılmış.
“Bir de 1912 yılına kadar tapu tescidine kilise, vakıf adı yazılamadığı için bir azizin, papazın ya da hademenin ismi yazılmış. Bu yüzden kilise değil şahıs ismi gözüküyor ve sorun yaşanıyor. Oysa, devlette hangi cemaatin nerede hangi malı olduğuna dair kayıtlar var.”
“Burgaz adadaki mezarlık kadastroda bile yok”
Samatya Aya Nikola Rum Kilisesi Vakfı yöneticisi  Andon Parizianos, Burgaz adadaki Rum mezarlığının kadastroda bile gözükmediğini söyledi.
“Burgaz adada hala defin işlemlerin yapıldığı Rum mezarlığı için iade başvurusu yaptım. Mezarlığın kaydı ne kadastro, ne orman ne de mezarlıklar müdürlüğünde var. O yüzden muhtemelen red kararı gelecek mecburen mahkemeye başvuracağız.
“1936 beyannamesinde kayıtlı olma şartı büyük sıkıntı yaratıyor. Birçok mülkün kaydı yok. Bazı gayrimenkuller ortaya çıkıyor, tapu da kaydı çıkıyor. Belge bulmak zor; arşivlerimizi iyi değil. Bu yüzden biz de yeterli başvuru yapamadık. Duyduğuma göre, oluşan sıkıntılar çerçevesinde yeni bir kararname çıkarılacakmış yani iyi niyet var çözülür herhalde.”

Yorumlar kapatıldı.