İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrikhane’den izlenimler

Yurdagül Beyoğlu

Fener Rum Patrikhanesi’ni gezmeye gittiğimiz 20 Temmuz tarihinde Patrik’le görüşüp görüşemeyeceğimiz soruyoruz. O gün için randevu alamıyoruz ve ziyaretten 10 gün sonra Patrik’in bizi kabul edeceği haberi geliyor. Randevu İstanbul’da olacağım tarihe geldiğinden çok seviniyorum.

Tedirginliklerimiz…
Ancak bazı tedirginliklerimiz var. Hristiyanların ritüellerini, kurallarını ve hassasiyetlerini bilmediğimiz için çekiniyoruz. Ne giymeliyiz, nasıl davranmalıyız gibi…
Giyim konusunda tereddüt ediyoruz…
El mi öpülür, tokalaşılır mı onu da bilmiyoruz. Dolayısıyla bize randevu veren Peder Andreas’ı arıyoruz. Peder Andreas giyim kuşam konusunda bir sıkıntı olmadığını söylüyor. Gerisini de gidince göreceğiz.
Bizi bekletmeden içeri alıyor…
Randevumuz saat 15.30’da ama biz randevu saatinden 20 dakika önce Patrikhane’de oluyoruz. Daha önceki gidişimizde kendisiyle konuştuğumuz kamera odasındaki görevli Patrik’in bulunduğu kata çıkıp orada bekleyebileceğimizi söylüyor, çıkıyoruz. Kapıda yine görevliler var. Adımızı alıyorlar. Daha sandalyeye oturmadan Patrik’in bizi beklediği söyleniyor. Biz randevudan 15 dakika önce Bartholomeos’un odasındayız.
Bizim oturduğumuz koltuğun karşısında oturuyor…
Patrik bizi son derece sevecen bir ifadeyle karşılıyor. Masasında değil, bizim oturduğumuz koltuğun karşısındaki koltukta oturuyor. Orada dini bir lider değil, tanıdığımızı görmeye gitmiş gibi hissediyoruz kendimizi.
Ramazanımızı kutluyor…
Patrik Bartholomeos öncelikle Ramazanımızı kutluyor. Daha sonra sohbete geçiyoruz.
Şerbetler geliyor…Oturur oturmaz yarıya kadar su dolu bardağın içinde bir kaşık macun kıvamlı tatlı geliyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Nasıl yenildiğini de… Bırakmanın yakışık almayacağını düşünüp bildiğim usülle yemeye çalışıyorum.
Ardından kahveler geliyor. Bartholomeos içmiyor.
Siyaset konusuna girmemeye özen gösteriyor…Bartholomeos çok temkinli ve akılcı konuşuyor. Siyasete girmekten imtina eden Patrik yanlış anlaşılabilecek kelimelerden özenle kaçınıyor. Kelimeleri dikkatle seçiyor, kimseyi kırmamaya çalışıyor.
AK Parti hükümetinden memnun…
Tüm bu hassasiyetinin yanında AK Parti Hükümetinin kendilerine yönelik icraatlarından duyduğu memnuniyeti gizlemiyor Bartholomeos.&nbsp;<strong>Kıbrıs sorunundan muzdarip…“Kıbrıs sorunu ne olacak” diye bize soran Patrik, “sizce ne olacak” sorusu karşısında hüznünü gizleyemiyor: “Kıbrıs sorunu en büyük zararı bize verdi. 6-7 Eylül olayları, İstanbul’dan gönderilen 15 bin Rum. Bunlar aileleriyle birlikte 30 bini buldu. Kıbrıs sorunu bizim için çok üzücüdür” diyen Patrik, konu üzerinde daha fazla konuşmaktan kaçınıyor.
3 bin civarında Rum kalmış…Bizde şu an İstanbul’da kaç Rum kaldığını soruyoruz, 2 bin 500- 3 bin kadarmış.
Bize sorular soruyor…
Bartholomeos’la görüşmeye gitmeden önce kendisiyle ilgili bazı araştırmalar yaptığımdan çok zeki olduğunu biliyorum. Zeka ve makam birleşince ortaya mağrur bir kişi çıkacağını beklediğimden biraz rahatsızım. Ne var ki Patrik’in sıcak ve samimi tavrı bu çekingenliğimi de alıp götürüyor. Sorular soruyor Bartholomeos. Bizi tanımak istiyor
Ve veda…
Yaklaşık 40 dakikalık görüşmeden sonra Patrik’i fazla rahatsız etmemek için izin istiyoruz. İstanbul’a geldiğimizde kendisine uğramak düşüncesiyle daha erken tarihlere randevu alıp alamayacağımızı soruyoruz. Özel kalem müdürünün telefonunu ve mail adresini almamızı öğütleyen Patrik tekrar Ramazanımızı ve Bayramımızı kutluyor. Fotoğrafların çekilmesinin ardından Patrikhane’den ayrılıyoruz.
Ordodoks Dünyasının ruhani önderi…
Fener Rum Patrikhanesi 250 milyon inanana sahip Ortodoks dünyasının ruhanî önderi konumunda olan bir kurum. Zaten Patrik Bartholomeos’da Otosefal Kiliselerin dahi bu doğrultuda hareket ettiklerini vurguluyor.
Bartholomeos kimdir?
Bartholomeos Fener Rum Patriğidir. Ekim 1991’de Patrik I. Dimitrios vefat edince, yerine sağ kolu Kadıköy Metropoliti seçildi. Gökçeada’da doğan ve Heybeliada Ruhban Okulu’nu birincilikle bitiren Bartholomeos 2 Kasım 1991’de görevi devraldı.1963-1968 yılları arasında askerlik dönüşü, Patrikhane’nin sağladığı burs ile yurtdışına gönderildi. Sırasıyla, Pontifical Oriental Institute, Roma (Italya); The Ecumenical Institute, Bossey (Isviçre) ve University of Munich (Isviçre)’de eğitim gördü. The Oriental Institute of The Gregorian University’de doktora yaptı. Daha sonra sıkça başvuracağı, “Kutsal Kanunların Kodifikasyonu ve Ortodoks Kiliseleri’nin Şeriatı” konulu doktora tezini hazırladı. Bu çalışmaları sırasında Türkçe hariç 6 dili (Yunanca, Latince, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Almanca) akıcı bir şekilde kullanmayı öğrendi. Eğitim ve dil olarak yetişmesini Avrupa’da tamamlayınca, 1968 yılında tekrar İstanbul’a alındı. Heybeliada Ruhban Okulu’nun Dekan Yardımcılığı’na getirildi. Hamisi Athenagoras tarafından Archimandrite (Papaz’ın bir üstü) makamına yükseltildi.
Athenagoras vefat edince, yerine 1972 yılında I. Dimitrios patrik seçildi. Yeni patrik, Patrikhane Özel Bürosu’nu kurarak başına Bartholomeos’u getirdi. Dimitrios, 1973’te sağ kolu Bartholomeos’u Metropolit (Patrik makamından bir önceki makam) seviyesine yükseltti. Bartholomeos, Ocak 1990’da Kadıköy Metropolitliği’ne atanıncaya kadar, Patrikhane Özel Bürosu Başkanlığı görevini sürdürdü.
Kendini Manastıra kapatmadı
Bartholomeos, Patrikhane Özel Bürosu’ndaki görevi boyunca, kendisini manastıra kapatıp, ibadet eden bir ruhban olmadı. 1968’den 1991 yılına kadar din adamından çok, bir diplomat gibi çeşitli uluslararası organizasyonlarda görev aldı. “Society of Canon Law of the Oriental Churches (Doğu Kiliseleri Dini Kanunları Toplumu)” adlı birliğin kurucu üyesi oldu. Başkan yardımcısı olarak görev yaptı. The World Council of Churches (Dünya Kiliseler Birliği)’de 8 yılı başkan yardımcılığı olmak üzere 15 yıl görev yaptı. 1990’da “Ortodoks Diasparası” için oluşturulan “Kutsal ve Büyük Sinod için Ortodokslararası Komite”nin de başkanlığına getirildi. 2 Kasım 1991’de Patrik makamına gelince, yıllardır uluslararası toplantılarda edindiği tecrübe ve çevre birikimini kullanmaya başladı. Göreve geldiğinden bugüne kadar Moskova’dan Etiyopya’ya, Ingiltere’den Japonya’ya kadar bir çok ülkeyi ziyaret etti.
Fener Rum Patrikhanesi
Sadrazam Ali Paşa Caddesi’ndeki Patrikhane, Ortodoks Rumlarının en kutsal mekanı. 1602 yılında bugünkü binasına taşınan Patrikhane, şimdiki görüntüsüne 1800’lü yıllarda yapılan esaslı restorasyonla kavuştu. Patrikhaneye üçlü bir kapıdan giriliyor. Basamaklardan yukarı doğru çıkıldığında ana kapı karşımıza geliyor. Ana kapı, 1821 yılındaki Mora İsyanı’nı desteklediği gerekçesiyle idam edilen Patrik V.Grigorios ve üç metropolitin burada idam edilmesi anısına kapalı tutulmakta, giriş sol kapıdan yapılmakta. Soldaki kapıdan patrikhane kilisesi Aya Yorgi’ye geçilir. Mevcut bina
1700’lerde bazilika tipinde inşa edilmiş.
Türkiye’de resmî olarak Fener Rum Patrikhanesi, dünyada Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi olarak anılan kurum, 250 milyon inanana sahip Ortodoks dünyasının ruhanî önderi konumunda olan bir kurum. Zaten Patrik Bartholomeos’da Otosefal Kiliselerin dahi bu doğrultuda hareket ettiklerini vurguluyor.

Yorumlar kapatıldı.