İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Artık Ruhban Okulu ayıbından kurtulalım …

Mehmet Ali Birand / mabirand@e-kolay.net

Hüseyin Çelik’ in önceki gün Radikal Gazetesi’ ne verdiği demeci okudunuz mu? Nihayet, biri çıktı ve doğruları anlattı.  Ruhban okulunu kapılı tutmanın hiç bir anlamı olmadığını söyledi. Peki, ne bekliyoruz hala? Kendi vatandaşlarımıza neden eziyet ediyoruz? Ben şimdiye kadar Ruhban Okulu konusunda bir iktidar partisi mensubundan böylesine net ve açık bir yaklaşım görmedim. Bravo Hüseyin Çelik’e… “ Kapatılması da hataydı, şimdi açılmaması da…” dedikten sonra bakın nelere dikkat çekti. Üstelik konuşan kişi, Milli Eğitim Eski Bakanı, bugünün AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı:

“…Açılması önünde hiçbir yasal engel yok… İstenirse 24 saatte faaliyete başlayabilir… Bu okul Lozan Anlaşması’yla verilmiş bir haktır… Açılmaması için ileri sürülen gerekçelerin de geçerliliği yoktur…Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı orta öğretim kurulması isteniyor…. Her yönüyle makuldur… Karar alınması yeterlidir…”
Doğruları anlatmış…
En önemlisi,  Hüseyin Çelik, Ankara’daki bürokratların yıllardır tutturdukları “Karşılıklılık” yaklaşımına da karşı çıkıyor. “Biz Ruhban Okulu’ nu açalım, siz de Atina’ ya cami yapın veya Batı Trakya’ da müftü şeçiminin yöntemini değiştirin” derdik. Oysa Ruhban Okulu bizim kurumumuzdur. Bizim vatandaşlarımıza hizmet vermekle yükümlüdür. Patrik bizim vatandaşımız, bizim insanımızdır.
Hüseyin Çelik bunları ilk defa söylemiyor. Defalarca tekrarladı. Ancak bir türlü çarkları çeviremiyor olacak ki, “Artık yetti” diye haykırıyor.
Hadi artık, harekete geçin. İstediği zaman iki günde yasa çıkaran iktidar neyi bekliyor? Herkes “Evet açılmalıdır” diyor, ancak kimse kılını kıpırdatmıyor.
Bu ayıptan kurtulmanın zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir.
Not: Yazının devamı

Yorumlar kapatıldı.