İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Velev ki Ermeni olsun!

YeniŞafak-Akit ve Star Gazeteleri arasında Ali Bayramoğlu kavgası yaşanıyor…İnternet sitesi Ermeni kökenli dedi, YeniŞafak, ‘Sahibi kadar pis iftira’ diye manşet attı.Star Yazarı ‘Ali Bayramoğlu’nu hedef gösteren gazeteci kılıklı haysiyet cellatları’ derken, Taraf Yazarı ise ‘Ali Bayramoğlu’na yönelik kötücül bir akit’ değerlendirmesinde bulundu.

25 Haziran 2012 Pazartesi – 13:10
TİMETÜRK / Haber Merkezi
Ali Bayramoğlu’nun Ermeni Kökenli olması üzerinden yapılan haberler ve gazetelerin kendi aralarında verdikleri cevaplar:
Haber Vaktim: Ermeni Kökenli
Türkiye’nin Ermenistan politikası ve terörle mücadele yöntemini yerden yere vururken, Ermenilere soykırım tezini savunan ve sürekli “açılım” öğütleyen yazılarıyla bilinen Yazar Ali Bayramoğlu’nun gerçek kimliğini gizlemeye çalışan bir “kripto” olduğu ileri sürülüyor.
Bayramoğlu’nun aslen Ermeni kökenli olduğu ancak çok yakın dostları dışında kimseyle gerçek kimliğini paylaşmadığı iddia ediliyor.Uzun bir süredir gazeteciler arasında dillendirilen Ali Bayramoğlu hakkındaki bu iddianın artık yazarı olduğu Yeni Şafak’ta da bilindiği belirtiliyor.
Habervaktim’in edindiği bilgilere göre, Yeni Şafak çalışanları, Bayramoğlu’nun Ermeni kökenli olmasına değil, “Ermenicilik yapması”na tepki gösteriyor. Yeni Şafak’tan bir yetkilinin bir dost sohbetinde, yazarları Ali Bayramoğlu hakkında “Ermeni kökenli olmasından bir rahatsızlık duymuyorum, olabilir tabi. Ama yazılarında Ermenicilik yapıyor ya, bu beni çok rahatsız ediyor” dediği öğrenildi.
DPI TOPLANTISI İÇİN GALLER’DE
İddialarla ilgili olarak Ali Bayramoğlu ile görüşerek, bir açıklamasının olup olmayacağını sormak istedik. Ancak Bayramoğlu’nun Türkiye’de olmadığı; PKK’nın paravan kuruluşu olduğu ortaya çıkan İngiltere merkezli DPI adlı örgütün toplantısına katılmak için Galler’e gittiği öğrenildi.
TÜRK KAMUOYU CEVAP BEKLİYOR
Türk kamuoyu, yazılarını ırkçı saiklerle kaleme aldığı ileri sürülen Ali Bayramoğlu’nun bu iddialara açıklık getirmesini bekliyor. En başta Yeni Şafak okurları, Bayramoğlu’nun bu iddiaların doğru olup olmadığına cevap vermesini istiyor.
YENİ ŞAFAK OKURLARI: BU BİZİM EN TABİ HAKKIMIZ
Yeni Şafak okurları “Açıklansın ki, yazılıp çizilenlerin ne düşüncelerle o şekilde yazılıp çizilmiş olabileceğini bilelim. Para verip alarak, okuduğumuz bir gazete yazarının gerçek kimliğini bilmek bizim en tabi hakkımız. Aksi bize haksızlık demektir. Bu iddiaların doğru olup olmadığına Bayramoğlu sessiz kalacaksa, gazete yönetimi cevap vermeli. Bizleri bu konuda aydınlatmalı” diyor.
YeniŞafak: Sahibi kadar pis iftira
Yazarımız Ali Bayramoğlu’nu ‘terör örgütü destekçisi ve gerçek kimliğini gizleyen sinsi bir Türk düşmanı’ olarak ilan eden Akit gazetesinin internet sitesi Habervaktim.com’a okuyucularından sert tepkiler geldi. Sitede yayınlanan uydurma haberi eleştiren okurlar, ‘Küfür Cephesi’ başlığıyla verilen iddiaları sert ifadelerle yorumladı. Kendisine yönelik ‘Gizli kripto…’, ‘Ermeni olduğunu yakın arkadaşlarından gizliyor’ gibi iddialara cevap veren Ali Bayramoğlu ise tüm yazılanların yalan ve iftira olduğunu söyleyerek, haberin hedef gösterme amaçlı olduğunu belirtti. Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert de yalanla, iftirayla gazetecilik yapmaya uğraşan kafanın Müslümanlıkla alakası olduğuna inanmadığını kaydetti.
Yeni Şafak’tan bir yetkiliye dayandırılarak yazılan iftira haberde Bayramoğlu hakkında, “Ermeni kökenli olmasından bir rahatsızlık duymuyorum. Ama yazılarında Ermenicilik yapıyor ya, bu beni çok rahatsız ediyor” yorumlarına yer verilmişti.
İLK TEPKİYİ KENDİ OKURU VERDİ
Akla ziyan iddiaları gazetecilik etiğini hiçe sayarak sıralayan maksatlı habere ilk tepki yine Habervaktim.com adlı internet sitesinin okurlarından geldi. ‘Küfür Cephesine Cevap’ başlığıyla verilen habere yorum yazan okurlar, iftiraların altında başka niyetlerin yattığını belirtti. Yorumlardan birinde “Ayrımcılıkla elde edinmek istenen ne? Ermeni olsa ne olacak? Bırakın şu ayrımcılığı da Ergenekon’un sağ kolu olarak şüphe duymayayım” ifadesine yer verilirken, bir başka yorumda ise “Cemaate / Akistlere desteğini çekenlerin ifşa olması kaçınılmaz” ifadeleri dikkat çekti.
HABERİN TAMAMI UYDURMA
İftiralar karşısında harekete geçen Ali Bayramoğlu ise, sitede yayınlanan haberle ilgili yargı sürecine başvuracağını açıkladı. Avukatı aracılığıyla siteye gönderilen tekzip metninde, “Haberlerin tamamı uydurma, iftira ve hedef gösterme amaçlıdır. Yalan kurgunun internet siteniz vasıtasıyla sanki gerçekmiş gibi kamuoyuna duyurulması hukuka aykırıdır. Sözkonusu gerçekdışı bu haberle ilgili tüm yasal haklarımızı hızlı, eksiksiz ve etkin bir şekilde kullanacağımızı da dikkatlerinize sunarız” ifadeleri yer aldı.
NEFRET SUÇU İŞLİYORLAR
Hakkındaki uydurma haberle ilgili değerlendirmede bulunan Ali Bayramoğlu, “Hakkımda bir süredir belli çevrelerde bir kampanya başlatıldı. Adı geçen internet sitesi ve gazete de buna eklendi. İnsan ciddiye almayayım diyor ama öyle boyutlara ulaşıyor ki, ürkmeye başlıyorsunuz” dedi. Yapılan haberler ve yayılan söylentilerde birden fazla suç unsurunun bulunduğunu ifade eden Bayramoğlu, şöyle konuştu: “Bu suçlardan ilki ‘hedef gösterme’. Kimliğiniz, düşünceniz, siyasi duruşunuz üzerinden yapılan hedef gösterme… Burada hem kişiliğiniz hem de kişiliğiniz üzerinden savunduğunuz siyasi düşünceleriniz ve duruşunuz hedef gösteriliyor. Bunu, Kürt meselesinin müzakere ile çözüleceği tezimize siyaset karşıtlığıyla yanıt verip, ‘DPI’ toplantıları üzerinden Kürtçülük, Ermenicilik, gizli ajanlık gibi ithamlarla, karalamayla yapıyorlar. Burada ikinci önemli nokta da, yapılanların ağır bir nefret suçu olması… Özellikle Türk düşmanlığı üzerine yapılan bir karalama kampanyası ile bunu yapıyorlar. Türk düşmanlığını vurgusunu da Kürtlük ve Ermenilik üzerinden yapıyorlar. Üstelik bu kimlikleri yani Kürtlüğü ve Ermeniliği küçümseyerek, bu kimliklere hakaret ederek yapıyorlar. Bu haberler ağır bir nefret suçudur.”
İgrenç iddiaya eleştiri yağdı
– İşte o yorumlardan bazıları
Kendisi ile değil fikirleri ile uğraşın
“Ali Bayramoğlu en zor günlerinde hakları ve harim-i ismetinin çiğnendiği günlerde inançlı insanlara sahip çıkmış vicdan sahibi bir aydınımızdır. Soyunu sopunu araştırmakla onu rencide etmekten başka bir şey yapmış olmayız. Kendisi ile değil fikirleri ile uğraşın. Belden aşağı vurmayın lütfen!” (Yetimoglu)
Ermenicilik yapmak nedir?
“Zulme uğramış bir millet hakkında ‘zulme uğradılar’ demek Ermenicilik mi oluyor?” (Bajazet)
Milliyeti mabud ittihaz edenler
“Bir insanı milliyetinden dolayı ayıplamak tek kelime ile ‘milliyeti mabud ittihaz etme’dir. Yani Allah’a şirk koşmadır. Allah katında Türk ve Ermeni’nin tek farkı imanları olacaktır. İmanlı bir Ermeni, milliyeti mabud ittihaz eden bir kimseden kat kat üstün olacaktır” (A. Kadir Ceylan)
Ben de Marslıyım, fitneye bak
“O Venüslü, diğeri Ay’dan gelme… Peki ayrımcılıkla elde edinmek istenen ne? Ermeni olsa ne olacak? Bırakın şu ayrımcılığı da Ergenekon’un sağ kolu olarak şüphe duymayayım…” (Adil-Ol)
Zavallılar!
“Allah onları ıslah etsin. İbretlik bir durum” (Halkar)
Bu kafanın Müslümanlıkla alakası yok
“Yeni Şafak’tan bir yetkilinin bir dost sohbetinde, yazarları Ali Bayramoğlu hakkında ‘Ermeni kökenli olmasından bir rahatsızlık duymuyorum, olabilir tabi. Ama yazılarında Ermenicilik yapıyor ya, bu beni çok rahatsız ediyor’ dediği öğrenildi” ifadelerini değerlendiren Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert, Ali Bayramoğlu’nun kim olduğunu o haberi yazanlardan daha iyi bildiğini söyleyerek şöyle konuştu: “Ali Bayramoğlu yazdıkları ve konuştuklarıyla kamuoyunun orta yerinde bir yazardır. Yeni Şafak’ta Bayramoğlu hakkında herhangi bir tereddüt yoktur. Ali Bayramoğlu’nu biliyorum ama yalanla iftirayla gazetecilik yapmaya uğraşan, bunu yaparken de İslam, küfür, gibi dini terimleri kullanan kafanın, Müslümanlıkla alakasını bilmiyorum…
Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu:  Galler’de işiniz ne? Buyrun Dağlıca’ya!
“Not: Bu satırlar havada kaleme alındı. ‘Azgın gruplar’ın bıkıp usanmadan karaladığı, PKK kuruluşu ilan ettiği, yalan ve iftira üzerinden psikolojik harekat malzemesi haline çevirdiği, ama özünde şeffaf ve sivil bir kuruluş olan Birleşmiş Milletler destekli DPI’ın bir gezisine katılmak üzere yoldayım.”
Diye yazıyor, Ali Bayramoğlu..
Ben de tam o sırada, PKK’lı sitelerin birisinden bir yazı okuyorum: “Bizi terörist gibi göstermeye çalışıyorlar. Biz terörist değiliz. Biz Kürtlerin haklarını almak için silaha sarıldık. Onun için Türk askerlerini öldürüyoruz. Öldüreceğiz de..”
Görüyorsunuz ya..
Ne PKK’lı olanlar teröristliği kabul ediyorlar!
Ne de PKK’nın uzantısı olan, sözde sivil toplum kuruluşları..
Herkes bir yerden not düşüyor..
Herkes, kendilerine göre bir bahane öne sürüyor..
Kimisi “Sivil toplum kuruluşuyuz” diyor. Kimisi “Hak arıyoruz, terörist değiliz” diyor.. Kimisi de, “Anayasa nasıl yapılıyor onu öğrenmeye gidiyoruz” diyor..
Kimse, teröristlere taşıdığı kurşunun hesabını yapmıyor..
Devam ediyor Bayramoğlu: “Yol arkadaşlarım arasında AK Parti milletvekilleri Mehmet Tekelioğlu, Nur Suna Memecan, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Levent Gök, BDP milletvekilleri Ayla Akat, Nazmi Gür, gazeteci Cengiz Candar, Prof. Mithat Sancar, Prof. Ahmet İnsel, Prof. Sevtap Yokuş, SETA’dan Yılmaz Ensaroğlu, Habertürk’ten Belkıs Kılıçkaya var.”
Vay canına..
AK Parti’den iki milletvekilini kafakola aldılar mı, teröristlerin yanına gitmeleri meşruiyet kazanacakmış demek ki!
İki değil, 200 milletvekilini yanınıza alsanız ne değişir, beyler?
Dağlıca’daki 8 şehidin canı geri mi gelir?
Garibanların çocukları; mezar yerine, evlerine mi dönerler?
Şu cümle de Bayramoğlu’nun: “Galler’de ‘farklılık içindeki bütünlük yollarından birisi’ni görmeye, anayasa yapım sürecini yerinde öğrenmeye gidiyoruz…”
Koca koca aydınlar, koca koca milletvekilleri.. Koca koca gazeteciler.. Galler’e gidip, “farklılık içindeki bütünlük yollarından birisini görmeye, anayasa yapım sürecini yerinde öğrenmeye çalışmaya” gidiyorlarmış.
Başka öğrenecek aracı kurum da bulamamışlar..
PKK ile bağlantılı bir kuruluşun misafirliğinde talime gidiyorlarmış!
Bu yaştan sonra, neyi nasıl öğreneceklerse..
Oysa her şey ortada.
Kürtçenin seçimlik ders olarak açıklandığı hafta, “Kürtlerin haklarını koruma” adı altında silaha sarılan PKK’nın şehit ettiği 8 askerin kanı toprağın üzerine döküldü..
Heeyyy..
Galler’e giden beyler..
Bayanlar..
Sizleri Galler değil.. Dağlıca bekliyor..
Dağlıca’nın şehidleri bekliyor..
“Gelin, bizim yaşadığımızı görün” diyor şehitler..
“Faili meçhullerin bölgesinde, tek faili meçhul kalmadı.. Ama PKK, faili meçhullerin yaşandığı günlerdeki saldırılarından daha kalleşçesini yapıyor bizlere” diyor şehitler..
Yok.. Onlar Galler’e gidecekler..
“19 Haziran’daki çatışmada 109 Türk askeri öldü.. 4 Skorsky helikopter düşürüldü. 9 helikopter de darbe aldı.. Resmi kaynaklar ise 8 askerin öldüğünü iddia etti” diyerek, attıkları yalanlarla teröristlere moral vermeye çalışan “sivil toplum kuruluşları”nın(!) yanına gidin..
Asker kanı akıtmaktan zevk alan teröristleri “hak arayıcısı” olarak gösterenlerin yanına, “anayasa nasıl yapılır” öğrenmeye gidin!..
Bomba koyup, gariban sivilleri katledenleri “Gerilla.. Kahraman.. Şehitlerimiz” diye tanıtanların yanına, “farklılık içindeki bütünlük yollarından birisi”nin metodunu öğrenmeye gidin..
Onlarca değişik etnik kökenden insanı birarada tutan Osmanlı’nın torunları olarak, utanmanız yoksa, yine de siz gidin Galler’e.. Onlarca etnik kökenden, üç tane etnik kökene daraltılmış ülkeyi bile bize çok gören, onu da ayrıştırmaya çalışanların yanına gidip, “farklılık içindeki bütünlük” arayışına koyulun..
Gözünün içindeki çapağı, karşısındaki ormanda arayanlar misali..
Beylerin verdiği bilgiye göre, misafiri olacakları sivil toplum kuruluşu(!)nu, Birleşmiş Milletler de destekliyormuş..
Desteklemeseydi, şaşardım zaten..
Kendimden şüphe ederdim.
BM olmadan.. ABD olmadan.. İsrail olmadan.. PKK bu eylemleri yapacak öyle mi?
Şaşarım sizin aklınıza..
Şaşarım, “Kürtçe ders” devriminin yapıldığı hafta, “Kürt hakları” diye silaha sarılıp, 8 askeri şehit edenlerin, dış güçlerin piyonu olmadığını zannedenlerin akıllarına!
Yazarlardan Bayramoğlu’na destek
Taraf’tan Serkan Ayazoğlu’nun haberine göre gazeteci ve yazarlar internet sitesinin ırkçılık ve nefret suçu işlediğini belirterek, tıpkı öldürülmeden önce Hrant Dink’e yapıldığı gibi Bayramoğlünun da hedef gösterildiğini belirttiler.
“BAYRAMOĞLU ERMENİ KÖKENLİ OLDUĞU İÇİN…”
Söz konusu internet sitesi, “Ermeni kökenli” ve “Ermeni tezlerini ırkçı bir saikle savunduğunu”nu iddia ettiği Ali Bayramoğlu’na gazete okurları ve çalışanlarının da tepkili olduğunu öne sürdü. Bayramoğlu’nun İngiltere’de faaliyet gösteren bir düşünce kuruluşu olan DPI toplantısına katıldığını haber veren internet sitesi, DPI’ın PKK’nın yan kuruluşu olduğunu iddia ederek yazarı açıkça hedef gösterdi. Bayramoğlu, Taraf’ın sorusu üzerine, hedef gösterme ve karalama kampanyasıyla ilgili şu yazılı açıklamayı yaptı:
Bu kampanyayı kişisel olarak nasıl algılıyorum?
Tehlikeli ve tedirgin edici olarak. Akif in mantığı ve gazetecilik tarzı öylesine süfli ve zavallı ki, önce ciddiye almıyorsunuz ama bu nokta atışları, onlarda ve çeşitli internet sitelerinde uzun süre yapılınca, ardından bu durum, gelen mesajlar, tehditler, küfürlerle bir bütün oluşturmaya başlayınca işi başka türlü algılamak kaçınılmaz oluyor. Bu, pis, soğuk ve terli bir elin size dokunmaya çalışması gibi bir şey…
Yaptıklarının anlamı ne?
İki pislik iç içe… Birincisi hedef göstermek, hem sizi hem düşüncenizi, birbiri üzerinden ikisini de hedef göstermek. Kişiler üzerinden belli düşünce, duruş ve çabaları genel kamuoyu nezdinde karalamak, itirazsız ve vurulası kılmak. Bu adamların ve sitelerin bağlantılarını dikkate alınca, belirli siyasi mücadelelerin yansımaları ve tetikçileri olduğunu da görmek mümkün. Nitekim kin kusmaya, Kürt meselesiyle müzakere, görüşme, siyaset karşıtlığıyla ve DPI üzerinden başladılar, Kürtçülük ve Ermenicilik, sinsi ve gizli ajanlık gibi ithamlarla, hikâyeler yazarak devam ediyorlar.
İkincisi, kişileri hedef yapma, düşünceyi kirleterek karalama dışında, ciddi ve ağır bir nefret suçu işliyorlar. İşin özü asılında bu yanı. En tehlikeli ve kolay kampanya, Türk düşmanlığı üzerine yapılan, hikâye yazan, tarih, ilişki ve faaliyet uyduran kampanyalardır Türkiye’de. Kimliğini gizleyen sinsi ve gizli Türk düşmanı vurgusu yapan son kampanyalarında, Kürtlüğü, özellikle Ermeniliği hem bir hakaret aracına çeviriyorlar, hem gizli, saklı, sinsi olanla özdeşleştiriyorlar. Ve onu kırılası, imha edilesi olarak tanımlıyorlar.
1915, Hrant cinayeti gibi pek çok olayı gerçekleştiren zihniyetin ve onun takipçilerinin bugün hâlâ aramızda böyle rahatlıkla ve fütursuzca dolaşıyor olması, boğucu. Ne tepki vermeli? Ben tepki vereceğim. Nefret suçu ve hedef gösterme girişiminden suç duyurusunda bulunacağım ve bunu sonuna kadar takip edeceğim, kavga edeceğim… Gazetecilerden sert tepki Habervaktim.com internet sitesine Taraf’ın konuştuğu yazar ve hukukçulardan da sert tepki var.
“İSLAM ADINA YAPMALARI ÜRKÜTÜCÜ”
Hürriyet yazan Ahmet Hakan, linç kampanyası ile ilgili şöyle konuştu:
“Bu yayın organı düşman olarak gördüğü herkes hakkında böyle yayınlar yapıyor. Bu genel bir tutumları haline geldi. Zaman zaman çok dikkat çekici biriyse hedef gösterilen kamuoyunda infial yaratıyor değilse de kimsenin umurunda olmuyor. İlkel, tamamen eskide kaldığını düşündüğümüz, pervasızca, ahlaksızca, belden aşağıya yayınlar yapıyorlar, bir de bunu İslam adına yapmaları ayrıca ürkütücü. Benim hakkımda da bu tip yayınlar yaptılar.”
Zaman yazarı Etyen Mahçupyan ise şunları söyledi:
“İçeriği tamamen uydurma olan bir haber sadece hedef gösterme olabilir. İçeriğinin bu kadar uydurma olması, bunun hedef gösterme amacıyla yapıldığını gösteriyor. Suç duyurusunda bulunulması, savcılığa verilmesi gereken bir durum. Bu eylem doğrudan nefret suçu olmasa da, arkasında nefret var.”
CİDDİYE ALINACAK BİR ŞEY DEĞİL
Yeni Şafak yazarı Hüseyin Hatemi’nin tepkisi de sert oldu:
“Bu yayın organının hedef göstermesi ciddiye alınacak bir şey değil. Bu gazetenin böyle bir gücü de yok. Ermeni olmak hedef göstermek için yeterli bir sebep değildir. Son derece çirkin ve yakışıksız bir olaydır. Bir kere Bayramoğlu Ermeni olsa ne çıkar.”
Akşam yazarı Nagehan Alçı’ya göre linç kampanyasıyla nefret suçu işleniyor:
“Bu bir nefret suçudur. Açık bir ırkçılıktır. Nefret suçlarıyla ilgili hukuki düzenleme yapılmalıdır.”
Avukat Erdal Boğan olayı hukuki açıdan şöyle yorumladı:
“Bu gibi suçlar normal hukuk devletinde en ağır suçlarla cezalandırılır.”
BU YAPILAN KABUL EDİLEMEZ
Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan’a göre ise yaşananlar kabul edilemez:
Bir insanı nesebinden ötürü eleştirmek kabul edilmez; mezkur sitede haberin dili karışık, üstü örtülü bir iddia niteliği gösteriyor.
Mehmet OCAKTAN
Ali Bayramoğlu’nu hedef gösteren gazeteci kılıklı haysiyet cellatları
Gazetecilik faaliyetinin özgürce yapılabildiği demokratik toplumlarda, editoryal bağımsızlık, tartışmasız bir medya kuralıdır.
Dolayısıyla, medya özgürlüğünün, gazetecinin haber ve yorum alanını sınırlayacak hiçbir kısıtlamaya tahammülü yoktur.
Ancak gazetecilerin, özgürlüklerini tahkim etme konusundaki gösterdikleri çaba kadar, haberleri verirken haklar ve sorumlular için de aynı titizliği göstermeleri önemlidir.
Kitlelere doğru, akli denetimden geçmiş bilgileri, en geniş ve özgür tartışmaları aktarırken kendi kendisi ile iç hesaplaşmasını da yapması gerekir.
Aksi taktirde, sorumsuzca verilen haberler ve yapılan yorumlar, medyayı giderek bir infaz alanına dönüştürebilir.
Maalesef son dönemde, özellikle internet medyası, kelimenin tam anlamıyla bir kirlilikle maluldür.
Ne yazık ki, hiçbir yasal denetime tabi olmayan internet siteleri, kişilik haklarını hiçe sayan, hedef gösteren, özel yaşama müdahale eden gazeteci kılıklı haysiyet cellatlarının istilası altındadır.
Öyle ki, bu tiplerin hiçbir kutsalı yoktur. Hiçbir ahlaki kural, medya etiği, bu faşizan zihniyetin, insanların haysiyetlerine tecavüz etmesine engel değildir.
İnsanların haysiyetleriyle oynamayı, bir meziyet olarak kabul ettikleri için, bir sabah kalkarlar ve hedef olarak seçtikleri bir kişiyi, yazarı, aydını ya da siyasetçiyi ağızlarından köpükler saçarak sitelerinde infaz ederler. Geçtiğimiz hafta Habervaktim adlı sitenin, Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu’nu hedef alan çirkin saldırısı bunun en önemli örneğidir.
İnternet sitesinin kullandığı çirkin ifadeleri buraya alıntılarken bir gazeteci olarak utanıyorum ama, galiba ibret için almakta yarar var.
“Yazar Ali Bayramoğlu’nun gerçek kimliğini gizlemeye çalışan bir “kripto” olduğu ileri sürülüyor.Bayramoğlu’nun aslen Ermeni kökenli olduğu ancak çok yakın dostları dışında kimseyle gerçek kimliğini paylaşmadığı iddia ediliyor.”
Böylesine haysiyetsizce ve süfli bir iftira olabilir mi?
Bu haberi yazan hem kişilik haklarına saldırıyor, hem de açıktan hedef göstererek nefret suçu işliyor. Tıpkı, Hrant Dink cinayetini gerçekleştiren zihniyet ve takipçileri gibi…
Deniyor ki, bu durumu sadece yakın dostlarıyla paylaşmış. Ben de Ali Bayramoğlu’nun yakın bir dostu olduğuma göre, demek ki bana da söylemiş. Bu haysiyet cellatlığını yapan gazeteci, muhtemelen bir dahaki sefere benim ve başkalarının da Ermeni olduğunu söyleyerek birilerine hedef gösterecek.
Ayrıca, bu nasıl faşist bir zihniyettir ki, Kürt ve Ermeni olmayı bir hakaret aracı olarak kullanabiliyor.
Allah’ın eşrefi mahlukat olarak yarattığı bir insanın, bir başkasını hedef göstererek, vurulmasını, yok edilmesini istemesi nasıl bir esfeli safilin durumudur doğrusu anlamak mümkün değil.
Markar ESAYAN/TARAF
Ali Bayramoğlu’na yönelik kötücül bir akit
“Ali Ağabey’i (Bayramoğlu) şahsen yaklaşık altı yıldır, yazılarından ise kendimi bildiğimden beri tanırım. Çoğunluk, yazıları ile o yazıyı yazan yazarlar arasındaki ciddi bir uçurum vardır. Yazar ve sanatçıların ürettikleri ile kendileri arasında bir uyum olması ideal bir durumdur ama istisnadır.
Ali Bayramoğlu böyle istisnalardan biridir. Hayatımda, kendisini tanıdıktan sonra sukutuhayale uğramadığım bir avuç insanın başında gelir. O bizim güzel sözümüzde olduğu gibi, “özü sözü bir” mert ve cesur bir aydındır Ali Ağabey…
Hatırlıyorum, biz Hrant Dink’e doğru yaklaşan felaketi yarım yamalak hisseder ve endişelenirken, ülkücü tosuncuklar AGOS’un kapısına dayanıp “Nefretimizin hedefisin”, “Bir gece ansızın gelebiliriz” derken ve her zaman o Hrant’ın yanında oldu. Kara günler yaşıyorduk. Kimsenin hayatı güvende değildi. Ama Ali Bayramoğlu, en ön safta dostunu korumaya, ona yapılanları deşifre etmeye çalışıyordu.
Uğursuz cinayet sonrasında da, ailenin ve hepimizin ağabeyi olmaya devam etti. Acısını yüreğine gömdü ve cinayetin gerçek müsebbiplerinin bulunması için elinden geleni yapmaya devam etti.
Ermeni halkının 1915’te başına gelenlerle toplumu yüzleşmeye çağıranların başındaydı. Şimdi değil; 1915 konusunda konuşanların hayatının tehlikede olduğu o en karanlık zamanlarda yaptı bunu. Çünkü hakikate ve adalete inanıyordu. Gerçek bir demokratın bir haksızlık ve bir iftira karşısında alması gereken pozisyonu hiçbir tereddüt göstermeden en önce alanların başında oldu.
Benim memleketime, adalete inancımı pekiştiren, Hrant Dink, Ahmet Altan gibi sayılan az değerli isimlerden biridir Ali Ağabey.
Sadece Ermeni ve Dink meselesi mi? Onun 28 Şubat’ta Müslümanlara yapılan eziyet ve linç döneminde nasıl dik bir tutum takındığını, kaç kez andıçlandığını, işini nasıl kaybettiğini, ne tür tehditler aldığını bilmeyen varsa, arşivlere girsin ve bir baksın.
Kendisini ülkenin demokratikleştirmesine ve öznesi kim olursa olsun haklı ve mağdura destek olmaya adamış bir fikir insanından bahsediyoruz. İnsanların adını anmaya korktuğu günlerde, JİTEM cinayetlerini, Kürt halkının yaşadığı zulmü köşesine en sert üslubuyla taşımış, ama daha da önemlisi, tek başına askerî vesayetin dinamosu olan EMASYA uygulamasını deşifre etmiş ve çökertmiştir.
Bir süredir Akit gazetesi ve ona bağlı habervaktim.com internet sitesinde Ali Bayramoğlu hakkında karanlık bir operasyon için düğmeye basılmış gözüküyor. Daha önce de Cengiz Çandar, Hilâl Kaplan ve Mithat Sancar için de aynı taktik uygulanmıştı. Cengiz Çandar, katıldığı bir toplantı sonrası fotoğraflanmış, “Mason Demeği’ne gidiyor” diye manşete taşınmıştı. DPI adlı bir kuruluşun toplantılarına katıldıkları için -ki bu toplantılara AK Parti ve BDP’li vekiller de katılıyordu- bu insanlar PKK’lı olarak gösterildi. İddiaların iler tutar bir tarafı yoktu. Belli ki bir yerlerde düğmeye basılmış ve bu insanlar itibarsızlaştırılmak istenmişti.
Ali Bayramoğlu’nu “Ermeni” olmakla ve teröre destek vermekle “suçluyor” bu sözüm ona dindarlar. Kripto bir Ermeni olan Bayramoğlu Ermenicilik yapıyormuş. Bu Ermenici lafı beni çok irkiltir. 2005’teki Ermeni Konferansı sırasında Ümit Özdağ’ın sıkça kullandığı bir terimdir. Akşam gazetesinde yazdığı “Ermeni tezini savunma ve milli haysiyet” (01.06.2005) adlı yazıda şöyle diyordu: “Ermenicilerin gerçek niteliği ortaya konulmalı ve onlara öyle davranılmalıdır. Bu davranış aşağılama, küçük görme, görmezlikten gelme, küçümseme, tiksinti ve gerekir ise en ağır şekilde milli zeminde hakaret etme olmalıdır.”
Belli ki Akit gazetesi ve çevresi bu kötücül misyonu üstlenmiş.
Haberler tamamen uydurma olduğu için, bunun kasıtlı yapıldığı ortada. Bunun bir sebebi olmalı. O düğmeye nerede, neden ve nasıl basıldığı bir gün ortaya illaki çıkar ve öğreniriz.
Bu karanlık komplonun ardında olanlar bilsinler ki Türkiye eski Türkiye değil. İnsanlar bu ülkede bu bayat komploların niçin tezgâhlandığını artık çok iyi biliyorlar. Hangi kötücül amaçlara hizmet ettiğini de. Artık aydınlarımızı bu zelil ejderhalara eskisi gibi yem etmeyeceğiz. Hrant Dink ve nicelerini koruyamamış olmak, hepimizin sırtında ölene kadar ağır bir yük olarak duruyor ve duracak.
Bu yalan haberin bir hedefi de Bayramoğlu’nun yazdığı gazeteyi, Yeni Şafak’ı tesir altına almaktı. Güya Yeni Şafak okurları ve yazarları da Ali Bayramoğlu’ndan çok rahatsızmış. Bayramoğlu’nun gazetesiyle ilişkisini koparmaya yönelik bu zelil yalana Taraf’ın haberinden sonra dün gazete övgüye layık bir cevap verdi. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Yusuf Ziya Cömert’in ibretlik sözlerini buraya alıntılamak isterim:
“Ali Bayramoğlu yazdıkları ve konuştuklarıyla kamuoyunun orta yerinde bir yazardır. Yeni Şafak’ta Bayramoğlu hakkında herhangi bir tereddüt yoktur. Ali Bayramoğlu’nu biliyorum ama yalanla iftirayla gazetecilik yapmaya uğraşan, bunu yaparken de İslam, küfür, gibi dinî terimleri kullanan kafanın, Müslümanlıkla alakasını bilmiyorum…”
Bu yazıdan sonra “Ermeni’ye destek Ermeni’den geldi” diye bir haber yapabilirler. Hiç şaşırmam. Bunlar eski Türkiye’nin din soslu karanlık kalıntılarından. Kimse bu zokayı yutmaz artık, bunu iyi bilsinler.”

Yorumlar kapatıldı.