İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Acının, Gözyaşının Ülkesi Mardin’de Süryani Halkı Kürtaj Ediliyor

Zeynep Tozduman
18.06.2012 günü yargıtayın Mardin’deki Mor Gabriel davası ile ilgili son kararı “SÜRYANİLERİ İŞGALCİ” buldukları haberleriyle, bir kez daha hukuka olan güven yıkılmıştır.

Süryanileri İşgalcı olarak gören Yargıtay, ya Süryani tarihini bilmiyor, yâda yabancıların mülk edinme yasasından, bu ülkenin asli unsuru olan Süryani halkını yararlandırmamak veya son kalan Hıristiyanları korkutup, usandırıp, terör estirme adına bu kararı vermiştir. T.C, Mor Gabriel manastırının tapu kayıtlarına bakmadan önce, Anadolu’da bugün faal olarak hizmet veren binlerce cami ve medrese arazilerinin mülkiyet ve tapularına baksınlar, hangisinin tapusu var diye. O zaman anlarız, ne kadar adaletli bir ülkede yaşadığımızı.
Son dönemlerde basın ve medya yoluyla sürekli Süryani halkı karalanmakta ve senaryolar yazılmaktadır. Oysaki biz Türk’ler 1071’de Orta Asya’dan at sırtında gelirken, Süryani halkı yaşıyordu Turabdin denilen bu yerlerde. Dağdan gelip, bağdakini kovmak buna derler. Ne bitmez, tükenmez bir halkmış bu Süryaniler, kova, kova (etnik, ekonomik, kültürel, dilsel katliamlarla) bitiremedik.
Bu toprakların 5000 yıllık en kadim halkı olan Süryaniler, Mezopotamya dediğimiz bölgede hep vardılar ve dünya var oldukça da varlıklarını sürdürecekler. Osmanlıdan bu yana yaşadıkları acı ve katliamlarla bu gün Türkiye genelinde 18000 Süryani kalmıştır. Seyid RIZA’nın dediği gibi “Yazıktır, Günahtır, Ayıptır beyler” yapmayın, durdurun şu talanı. Kıraç bir arazi için, keçinin bile otlamadığı bu yerler için 2008’den bu yana yüreklerine ektiğiniz acı ve korku tohumları yetmedi mi henüz? Ki, böyle bir karara imza attınız? Süryani halkına cihad mı, ilan ediyorsunuz? Sayıları Turabdin’de 3000 kalan Süryanilere, çoğunluğun faşizmi mi bu?
Süryani halkı için, ikinci Kudüs sayılan bu yere yazık etmeyin desek şu saatten sonra ne fayda. Karar verilmiş, hüküm kesinleşmiş. Bundan gayrı AHİM yolu göründü Süryani halkına. O arazilere birkaç yıl sonra, bir cami dikerlerse hiç şaşırmam. Nasılsa gavurun malı!!!
Birde tam bu günlerde “Süryanilerin, BATMAN’nın Beşiri ilçesindeki Kira dağı eteğindeki tarihi manastır temizlenip İNANÇ turizmine kazandırılacak, V. yüzyıla ait Mor Kuryakos manastırında temizlik çalışması başlatılıyor” diye bu devlet utanmadan basın demeçleri veriyor. Bugüne değin ahır olarak kullanılan bu manastır temizlenir elbet, ya yüreklerinizdeki kirler nasıl temizlenir beyler? İnanç Turizmine kazandırılacak bir manastırın, cemaati olmayan bir manastırın, SÜRYANİ halkına ne faydası var ki.
İşlevi olan Manastırlara (Mor Gabriel) bile el koyan bir anlayış ancak şöyle der: Gelsin paralar, Gelsin turistler, bu toprakların en kadim sahipleri Gitsin gâvurlar. Var olan, emek verilen Mor Gabriel manastırının topraklarını hazine arazisi olarak ellerinden çal. İnanç turizmi safsatasıyla da, Süryani halkıyla oyun oyna. Süryaniler yolunacak kaz mıdır? Bu yalanları beşikteki bebeler bile yutmaz artık, Ey yönetenler!
Geçtiğimiz Nisan ayında Mardin Artuklu üniversitesinin Rektörü Avrupa’da yaşayan Süryanilere şöyle çağrıda bulunmuştu; “Dünyanın değişik yerlerine göç etmiş bütün Süryanilere ve diğer etnik ve dini kimliklere sahip hemşerilerimize şu çağrıda bulunuyorum. Mardin’e, doğduğunuz, kendinizi ait hissettiğiniz bu topraklara geri dönün. Süryani Kadim Patriği İğnatiyos Zakka I. Iwas’a da, şu davetimi sunuyorum: Cumhuriyetimizin ilk zamanlarında yaşanan ihmal ve hatalarımızdan dolayı Suriye’ye taşıdığınız Patriklik Merkezinizi tekrar Mardin’e, teessüs olduğu bu topraklara taşıyınız. Başımızın, gözümüzün üzerinde yeriniz var” dedi.
Nasıl, kime ve hangi hukuka güvenerek dönmeli Süryaniler, sizce sayın rektör? AKP’nin rektörü böyle diyor, aynı AKP’nin Yargıtayı ise Mor Gabriel’in topraklarına el koyuyor.
Tıpkı Kürtler, Ermeniler gibi, Süryanilerde yaşadıkları dört ülkede hep aynı acılara maruz kalmaktadır. Daha geçen hafta Suriye’de 1962 yıllık Süryani Ortodoks kilisesi savaş bahanesiyle vuruldu. Savaş bahane, İslam coğrafyalarında Kiliseleri vurmak şahane mi?
1915’lerden bu yana Ortadoğu ve Mezopotamya coğrafyalarında salt Hıristiyan oldukları için katledilen kadim Süryani halkının son kiliseleri de bir bir yok edilmektedir. Bir ülkede yaşayan halkların Anadilini, Dinini, kültürünü, kutsal yerlerini, yok saymak faşizmdir. 
Agathe Criste bir romanında der ki, “Eski günahların gölgeleri uzun olur.” Ne çok eski günahlarımız ve ayıplarımız var bizim? Aydınlık bir gelecek için, karanlık bir geçmişle yüzleşmeden, ne barış gelir bu ülkeye, nede demokrasi.
Bu ülkede 100 yıllardır değişen tek şey, ezilen halkların dayanışmaları sonucu yükselen mücadeledir. Yönetenler hep aynı amaçla varlıklarını sürdürmüşlerdir. Egemenlere göre, tek tipçi bir Türkiye için her şey mubahtır. Çağdaşlıkmış, AB kriterlerine uymakmış hepsi teferruat.
Süryani halkı ve dostları olarak bizler diyoruz ki, söz olsun, ant olsun ki, Mor Gabriel manastırı gerçek sahiplerinin ellerine geçene dek Bitmeyecek ve sürecek bu kavga. Turabdin rüyalarımız gerçek olana dek.
ZEYNEP TOZDUMAN / zeynoege [zeynoege@mynet.com]

Yorumlar kapatıldı.