İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

NATO’yu Güney Kafkasya’ya Moskova soktu

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Güney Kafkasya ziyaretinin maksadı aşikar bir şekilde seziliyor. Maksat Güney Kafkasya’yı “ele geçirmek” ve İran’ın abluka altına alınma sürecini hızlandırmak. Böylece muhtemel İran saldırısı durumunda Güney Kafkasya’nın da kullanılacağına dair mesaj vermek. Bu gibi mesajlar İran üzerinde psikolojik baskıların artmasının yanı sıra Rusya’nın da bölgeden çıkarılması anlamına geliyor. Bu konuda kilit sorun hiç kuşkusuz Azerbaycan – Ermenistan savaşı.

Son dönemde ziyarete paralel olarak çatışmaların yaşanması bu şekilde okunmalı. Hatırlanacağı üzere Azerbaycan’ın Gazah ilçesinde taraflar arasında yaşanan silahlı çatışma sonucunda her iki taraf askeri kayıp vermişti.
Çatışmanın Güney Kafkasya ziyaretine karşı yapıldığı görünüyor. Güney Kafkasya ülkeleri bilinçli bir şekilde durumu zorlaştırmakta ve ABD yetkilileri ile görüşmeler sırasında kendi taleplerini güçlendirmeğe çalışmaktadır.
Kanaatimce Clinton bölge ülkelerine paket teklifler getirdi. Bu tekliflerin içerisinde hem Gürcistan, hem de Azerbaycan ve Ermenistan da yer almaktaydı. Ancak ABD’nin temel hedefi Ermenistan’ı İran ve Rusya etkisinden çıkarmaktır. Ermenistan, Güney Kafkasya’da İran ve Rusya’nın müttefiki konumundadır.
Muhtemelen Dağlık Karabağ’ın geleceği konusunda Ermenistan’a güvenceler verildi fakat bu teklifler Azerbaycan tarafından kabul edilmeyecektir. Şu anda yaşananlar Güney Kafkasya ülkelerinin ABD’ye baskı yapma ve şantaj yapma çabasıdır. Ancak ABD’nin İran ve Rusya’yı bölgeden çıkarma isteğinin bulunması kuşku ile karşılanmamalı.
Bu durumda Rusya’nın pozisyon alması zorlaşmaktadır. Moskova yönetimi önce çıkmaza girdi. Ayrıca bu çıkmaza daha Gorbaçov döneminde girmiş ve yalnız Ermenileri desteklemeyi tercih etmişti.
Bu işin olayların henüz başında yaşandığı unutulmamalı. Bu olaylar Gorbaçov tarafından askerlerin Bakü’den çıkarıldığı süreye kadar devam etti. “Kara Ocak” ayının yaşanmamasından önce –yani SSCB askerlerinin Bakü’de sivil halka karşı katliam yapmasından önce- Azerbaycan yönetimi Ermenistan’dan daha fazla Rusya yanlısı idi. Belirtilen dönemde Moskova yönetiminin Azerbaycan ile daha pozitif ve ilginç ilişkiler kurma olanakları doğmuştu. Ancak Gorbaçov tarafından Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı ele geçirme taleplerinin desteklenmesi sonucunda Bakü yönetimi ile ilişkiler kopma noktasına geldi. Bu aynı zamanda İran ile de ilişkilerin zarar görmesi ve Azerbaycan’ın Türkiye’nin etkisi altına girmesi ile sonuçlanacağı anlamına gelmekteydi.
Belirtilen gelişmeler dönemin Moskova yönetimi tarafından yapıldı ve bundan sonra ilişkiler tek taraflı olarak gelişmeye devam etti. Şu anda durumu değiştirme çabasının sonuç doğurması imkansız denecek kadar zor gözükmektedir. Güney Kafkasya başkentlerinin üçünde de siyasi devrimlerin yaşanması durumunda ilişkiler değişebilir.
Her üç ülke ile ilişkiler benzer şekilde değerlendirilmeli. 1989 yılından sonra Gürcistan ile ilişkiler olumsuz yönde gelişmeye başladı. Bunun da bir Gorbaçov politikası olduğu unutulmamalı. Gorbaçov Zviad Gamsahurdiya’nı tekrar başkanlığa getirmeye çalıştı. Sonrasında olaylar gelişmeye başladı ve Rusya’nın da desteği ile Gürcistan Abhazya’yı kaybetti.
Yaşanan gelişmeler Moskova’yı düşman konumuna düşürdü. Bu konumun değişmesi kesinlikle söz konusu olamaz. Devlet başkanlarının değişmesi durumunda da olayların farklılık arz edeceği beklenmemeli.
Bugün yaşananlar göz önünde tutulduğu zaman Rusya ve üç Güney Kafkasya liderinin göreve devam etmesi durumunda gelişmelerin Kremlin sarayının lehine değişmesi beklenmemeli. Sadece yeni yaklaşımlar durumu değiştirebilir. Bunun içinse siyasi arenanın tamamının yenilenmesi gerekmektedir.
Mevcut durum SSCB’nin son yıllarında oluşmaya başladı. Bağımsızlığının ilk yıllarında Abhazya’yı kaybeden Gürcistan durumdan rahatsız. Güney Osetya da kaybedildi. Yani Gürcistan yaşananlardan Moskova yönetimini sorumlu tutuyor ve bunun sonucunda ABD yanlısı politika takip etmeye başladı. Ermenistan ise Rusya’nın desteği ile Karabağ’ı işgal etti. Güney Kafkasya ülkeleri içerisinde sadece Ermenistan, Rusya ve dolayısıyla da İran’a bağımlı durumdadır. Ancak Ermenistan’ın kendisi sürekli zayıflayan ve neredeyse yok olmaya mahkum bir devlet konumundadır. Ülkenin yolu kapatıldığı için Ermeniler sürekli ülkeyi terk etmektedir. ABD de bu durumu değiştiremez ve sadece bölgeye davet edilen misafir konumunda olabilir. Bu yabancı güç Ermenistan’a yaşama şansı doğurabilir.
Amerika Azerbaycan’ın da çok yönlü politikasını değiştirmeye, NATO yanlısı ve İran karşıtı pozisyona çekmeye çalışacak. Bunun gerçekleşmesi için Azerbaycan’a vaatlerin verilmesi ve bazı taleplerinin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Rusya bunu yapamaz. Çünkü Rusya sadece Ermenistan’a destek olmaktadır. Bu Gorbaçov döneminde başlatılan politikanın devam anlamına gelmektedir. Bu durumda hiç kimse Moskova yönetiminin sözlerine güvenmeyecek. Çünkü Kremlin sarayı siyasi yatırımını kaybetmiş. Yani NATO’nun Güney Kafkasya’ya hakim konumunda girebilmesi için Moskova her türlü şartları oluşturdu. NATO ise hem Rusya hem de Kremlin sarayının müttefikleri açısından vahim sonu hazırlamaktadır.
Dünya Bülteni için İbrahim Ali tarafından tercüme edilmiştir.

Yorumlar kapatıldı.