İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ayasofya kavgası

Rıza Zelyut   / e-mail: zelyut@gunes.com

Ayasofya’yı kendisi için kapatmak isteyen vatandaşa soruyorum: ‘Sen burada namaz kılmak istiyorsun; evet hakkındır; kıl. Ama ya İstanbul’da oturan Rum vatandaşımız da kendi dedelerinin yaptığı bu tapınağa gelip dinsel tören yapmak isterse ne olacak? O da bu ülkenin  vatandaşı sen de bu ülkenin vatandaşısın. Sana verilecek hakkı ondan nasıl esirgeyeceksin? Bu çağda buna hakkın var mı?’ Peki çözüm nedir: Çözüm; 1935’te kurulan düzendir. Bu büyük yapı; müze olarak işlevini sürdürmelidir.

*******
Bugün Ayasofya Müzesi olarak bilinen yapı; bir Hıristiyan tapınağıdır. Ayasofya’nın Latince ismi Sancta Sophia ya da Sancta Sapientia biçimindedir. Bu büyük tapınağı, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen, M.S. 532 – 537 yılları arasında yaptırmıştır. Aya Sophia patrik katedrali; 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bu mekan 1935 yılından beri ise müze olarak hizmet vermektedir. Şimdi bu müzenin yeniden cami olarak hizmete açılması için bir kesim medyada kampanya başlatılmış bulunuyor.
DÜNYA KÜLTÜR MİRASI
Ayasofya; sadece  Müslümanlar için değil Hıristiyanlar için de kutsal bir mekandır. Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkanti olan Konstantinopolis’ten (İstanbul) kalan en önemli belgedir.
İlgililerden aldığım bilgiye göre; geçen yıl bu müzeyi gezen insan sayısı 3 milyon iki yüz bine ulaşmış.
Bu ne demektir biliyor musunuz? Ayasofya 7 gün açık olsa; günde 10 saat de ziyaretçi girebilse; saat başına bin kişi eder.
Her saat bin insanın içine girip gezdiği; incelediği çok dar bir alanı düşünün… Bir de burada 5 vakit namaz kılmaya kalkışın. Bu işin anlamı namaz kılmak olmaz; başka bir şey olur.
Yakındaki muhteşem Sultanahmet Camii (Mavi Camii) dururken illa da ben orada namaz kılacağım demek; ibadet amaçlı değildir; siyasal amaçlıdır. Bu inat, bu direnç, bu el koyma tavrı; bir dünya başkenti olan İstanbul’u; çadır devletinin  sıradan bir şehrine dönüştürmek olur.
Ayasofya’yı kendisi için kapatmak isteyen vatandaşa soruyorum: ‘Sen burada namaz kılmak istiyorsun; evet hakkındır; kıl. Ama ya İstanbul’da oturan Rum vatandaşımız da kendi dedelerinin yaptığı bu tapınağa gelip dinsel tören yapmak isterse ne olacak? O da bu ülkenin  vatandaşı sen de bu ülkenin vatandaşısın. Sana verilecek hakkı ondan nasıl esirgeyeceksin? Bu çağda buna hakkın var mı?’
Peki çözüm nedir: Çözüm; 1935’te kurulan düzendir. Bu büyük yapı; müze olarak işlevini sürdürmelidir.
Not: Yazının tamamı aşağıdaki linkten okunabilir.

Yorumlar kapatıldı.