Zeynep Tozduman
Öyle çok sıcak gündemler yaşayan bir ülkeyiz ki, belki de bu yüzden çok çabuk unutuyoruz. Yâda bu yüzden tüketiyoruz hem kendimizi, hem geleceğimizi.
Geçtiğimiz hafta KESK çalışanlarına %3 maaş zammını layık gören hükümet, iş; milletvekili maaşları oldu mu?5 dakikada şipşak meclisten geçiveriyor. Roboski’nin 150.günü oldu hala KİM VURDU? Sorusuna henüz bir cevap yok! devletin etkili ve yetkili ağızlarından. Derken, İstanbul İHD’nin düzenlediği ve İzmir HDK’nin ve de Didim EMEP ilçe örgütünün destek verdiği Aydın/Yenipazar’da Kayıp yakınları ve Cumartesi anaları, Mehmet Ağar’ı cezaevi önünde (Pardon tatil evi) protesto etmeye gitmişlerdi. Analar protesto etmeye, Korkut Eken patentli, taşıma faşistler provokasyon yaratmaya gelmişlerdi anlaşılan Yeni Pazar ilçesine. Basın ordusu ve AYDIN Cezaevi önüne izlemeye giden kitlenin sağduyulu davranması sonucu çok şükür ki herhangi bir olay yaşanmadan bu eylemde sona erdi. Diyorduk ki, bu kez de basına başbakanın Kürtaj ve sezaryen ile ilgili demeci düştü. AKP’nin el atmadığı tek kurum vajinamızdı. O’nada en nihayet el atıldı. Günde beş kadın, Kadın cinayetlerine kurban giderken failler eli kolu geziyor ama başbakandan tık yok. Kürtajda oluruz, sezeryanda, bedenimiz bizimdir.
Bu ara SÜRYANİLERLE ile ilgili İslamcı bir basında ( Milli Gazete) Araştırmacı yazar Doğan Bekin, imzasını taşıyan haber çoktan unutulmaya yüz tuttu bile. Hani Ne! demiştik olur olmaz her yerde kullandığımız, duygusal patentli ‘Unutursak Kalbimiz kurusun. ’cümlesini ne çabuk unutuverdik. Arşivdeki tozlu raflara mı? Girdi bu sözcük.
Bu ülkede, her gün Tekçi anlayışların, nefret ve ayrımcılık söylemlerinin giderek arttığına tanık oluyoruz hep birlikte. Nereye? Gidiyoruz.
Oysaki bu ülkenin altı bin yıllık en kadim halkı olan Süryanilerin ‘’Urfa’da toprak satın alması akabinde Büyük Asur imparatorluğunu mu? Kurmak istiyorlar düşüncesini ileri sürerek aba altından sopa göstermek; Korku imparatorluğunu yaratmaktır. Yüzyıldır hep aynı senaryo, vurulup, düşenler ayrı. Dün, 1915’de vurulan Süryani halkı, bu güne değinde yasalarla vurulmuştur. Azınlık tabir edilen ama azınlık haklarından yararlandırılmayan, ulus-devlet olmayan tek halktır Süryaniler. Yasaların vurduğu yetmedi, son dönemde İslamcı ve faşist basın tarafındanda sürekli vurulmaktadır.
2009 yılından beri Süryanilerin anavatanı olan Mardin/Midyad’da 1600 yıllık Mor Gabriel manastırını toprak ve arazi davası yüzünden bu kez de mahkemelerle vuruyorlar. 1978’den günümüze değin 77 faili meçhul cinayet ile vuruldular yetmedi! Papazları tehdit edildi, rahipleri kaçırıldı, Kiliselerinden çanları çalındı yetmedi!. Hıristiyan inancına bağlı bu halk neredeyse mahalle baskısı dediğimiz olaylardan dinlerini bile örtülü yaşamak zorunda kaldılar yetmedi. Nüfusları Mardin’de 3000’e düşürüldü yetmedi.. Ne istiyorsunuz? Süryanilerden..
Yüzlerce Kiliseleri ve manastırları ahıra çevrilmiş yâda kaderine terk edilmiş durumda, ama Kültür bakanlığından tık yok. Yeri gelmişken paylaşmak isterim. Geçtiğimiz ay İzmir’in Seferihisar ilçesinde bir Cami, cumhuriyet döneminde sözde ahıra çevrilmiş diye, AKP-CHP polemiklerine tanık olduk basın ve medyadan. Kendi kutsallarımız oldu mu? Şahin, Azınlıkların kutsal yerleri oldu mu? Gündeme bile getirilmez. Camiye çevrilen, Eve dönüştürülen Kiliseleri saymıyorum bile. Kendi kutsalına ne kadar saygılıysan, bir başkasının kutsalına da o kadar saygılı olmalısın ki, İnsan olabilelim. Birde tersinden düşünelim. Azınlıklar, camiyi ahıra çevirsinler, bakalım bu ülkede yaşatırlar mı? Onları hiç.
Vicdan deriz hep Vicdan, Vicdan ve hoşgörüyle bakamadıktan sonra ötekine, yürek sadece bir organdır. Geçtiğimiz Ağustos ayında ek bir genelge ile Azınlık mallarının iadesi yasasından yararlandırmamak için, karşılarına Demokles’in kılıcı gibi, 1936 beyannamesi şart koşulunca Azınlıklara bu hakkın pek bir getirisi olmadı. Avrupa’ya karşı bir parmak bal çalmaktı bu genelge. Bakın! İşte biz Vakıf mallarını iade ediyoruz, onlar almıyorlar demek içindi.
‘’Osmanlı döneminde toprakları 28 milyon metrekareye ulaşan ancak şu anda 875 bin metrekareye düşen ülke toprağının bu son çıkarılan yasayla birlikte bu sefer kuvvetle değil, parayla satın alma’’ yoluna gidildiğini belirten Doğan Bekin, “Büyük İsrail devletinin kurulması için yapılan çalışmaları herkes bilmektedir. Ancak bunu tamamlayacak bir başka önemli faktör de Güneydoğu da Büyük Asur Devleti ile ilgili toprak satın alma ve toprakların el değiştirme süreci başlayacaktır”
Şeklinde konuşan ırkçı yazar Süryanilere cihat açmış durumda. Doğan Pekin sözlerini şöyle sürdürüyor’’ Süryanilerin Urfa’da toprak almak istemesi Büyük Asur imparatorluğunu yeniden kurmakmış. ’’ buna kargalar bile güler. Uzun yıllardır Süryanilerle ilgili araştırmacı bir yazar olarak hiç tanık olmadım bu düşünceye. Üstelik toprak almak istemelerinde ne sakınca var ki, yada şöylede diyebiliriz o topraklar kimindi? Bir zamanlar… Uzaydan gelip insanlar almayacağına göre…
Aslında burada amaç, Diasporada yaşayan Süryanilerin SEYFO(Kılıç yarası)anıtları dikmeleri ve son dönemlerde Mor Gabriel meselesini Avrupa kamuoyuna taşımaları yüzünden yeniden Vurulmak isteniyor. Keşke Süryaniler Urfa’dan, Mardin’den, Hakkâri’den hele hele benim yaşadığım şehir İzmir’den toprak satın alsa. Süryanilerle hep birlikte aynı halaya dursak, Türkiye’nin her şehrinde. Tıpkı bir zamanlar, her şehirde yaşadıkları gibi. Bu toprağın çocukları onlar ve her insan kendi toprağına yakışır. Anayurtlarına yeniden dönüşleri ise medeniyetin, ekonominin, insanca yaşamanın kalitesini artırır. Şahit olduğum o kadar çok olay var ki ,Turabdin (Süryani mitolojisine göre Mardin ve civarına verilen isim)’de bırakınız satın almayı, tapu kayıtları olan gayrı menkullerini işgal eden fırsatçı yöre halkı(Korucular Kürtler )Süryanilerin kendi yerlerini bile parayla satmaya kalkıyorlar. Yâda işgal ettikleri bağ-bahçe arazileri elden gidecek kaygısıyla korkutup kaçırmak isteyenlerle dolu. Amiyane tabirle, yolunacak kaz gibi görmekteler Süryanileri. Devletin geçtiğimiz günlerde çıkardığı bir yasa ile yabancıların mülk edinme yasasını kanımca Doğan Bekir şöyle yorumluyor; Ülkesindeki halkların alması Yasak, emperyalist ülke, yurttaşları için serbest.
Gelin dostlarım! Bu faşizan söylemlere inat, anayurdunuza dönün, alabildiğiniz kadar toprak satın alın. Bu ülkeyi, bizler ırkçı ve şeriatçı kafalarla değil, gerçek sahipleri olan, sizin gibi hoşgörülü, Aydın halklarla paylaşmak istiyoruz. Biliyorum ve inanıyorum ki, o topraklar ancak ve ancak sizinle huzur bulacak, sizinle güzelleşecek.
Yorumlar kapatıldı.