İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aslıhan’ın kırık parmakları…

Nihal Kemaloğlu

Devletin kayıtlarında mevcut olmadıkları açıklanan Dersim’in kayıp kızlarından Aslıhan, 1938 yılında Erzincan garında bindirildiği vagondan tam 74 yıl sonra inerek gözümüze göründü. Parmakları kırık, kaynamış ellerini dizlerinin üzerinde yan yana koyduğu fotoğrafıyla kibirli devletin olmasa da bizlerin hafıza kaydına derinden işlendi.O tarihlerde saçları kazıtılıp, sesleri kesilerek ‘kaybedilen’ binlerce Dersimli kızdan biri daha ortaya çıkarken, biz de yine Dersim katliamının acıtıcı insan hikayelerinden birine daha kulak kabartmıyorduk.Yaşayan tanıkları ve muhataplarının sayısı giderek azalan Dersim katliamının geciken hesaplaşması ve Dersimlilerin bilgece tevekkülle sadece büyüklerinin kayıp mezarlarını öğrenme isteği de aklımıza düşüyordu.

Dersim olaylarını araştırmak için kurulan TBMM Alt Komisyonu’na bugüne değin 2500 başvuru yapılırken, Adalet Bakanlığı Ankara metro yapım çalışması sırasında arşivleri üç defa su bastığı için binlerce dosyanın okunamayacak hale gelip imha edildiğini ve ellerinde herhangi bir belge olmadığını açıklamıştı.
Devlet tarihimizin mutat ‘ehlileştirme mühendisliğinin’ çocuk ruhlarına musallat olup, onların kucaklarına hayat diye bıraktıkları ucu olmayan çileye mahkum edildikleri hakikati günümüzde de öylece bize bakarken, Aslıhan’ın kızı bile 2010 yılına kadar annesini Müslüman Fatma olarak biliyordu.
Oysa Aslıhan, 5-6 yaşındayken babası Agop Kiremitçiyan’ın keşiş olduğu Halvori Wenk Köyü’nde buğday yığınları arasına saklanarak katliamdan kurtulmuş, sonra sonra kara vagonlara bindirilerek ‘kendisini’ geride bırakacağı uzun yolculuğuna başlamıştı…
Not: Haberin devamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz

Yorumlar kapatıldı.