İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İzmirli bin 300 Musevi, vakıf yönetimi için ilk defa sandığa gitti

İzmirli Museviler, azınlıklara mal varlıklarını tek çatı altında toplama imkanı veren yasa kapsamında tarihlerinde ilk defa sandığa gitti… başkanlığa aday olduğunu belirten Jak Kaya, “Yeni tescil edilmiş olan İzmir Musevi Cemaati Vakfı’nın yönetim kurulu seçimlerini yapıyoruz. Yasa gereği yönetim kurulunun 7 kişiden oluşması gerekiyor. Bu İzmir Musevi Cemaati’nin tüzel kişilik kazanmasıyla ilgili, bugüne kadar cemaat vardı ama tüzel kişiliği yoktu. Bu vesileyle şimdi bir vakıf şemsiyesi altında bütün taşınmazlarımızın bir araya getirilmesi mümkün olacak. Tapuda vakfımızın adına tescili mümkün olacak. Ve böylece daha kapsamlı bir uygulama yapmış olacağız.” dedi.

*************
İzmirli Museviler, azınlıklara mal varlıklarını tek çatı altında toplama imkanı veren yasa kapsamında tarihlerinde ilk defa sandığa gitti. İzmir’de yaşayan bin 320 Musevi, 18’i sinagog, 4’ü dükkan olmak üzere toplam 22 yapının mülkiyetini alabilmek için oy kullandı.
        Alsancak 1390 Sokak’taki lokalde gerçekleşen oy kullanma işlemi ilgi gördü. İzmir Musevi Cemaati Başkanı Jak Kaya, vakıflarının 13 Aralık 2011 tarihinde tescillendiğini; ancak yönetim kurulunun belirlenmesi için seçim yapılmasına karar verdiklerini belirtti. Kaya, 14 kişiden oluşan bir çarşaf liste hazırladıklarını, bunlardan 7’sinin üstü çizilerek 7 kişilik yönetik kurulu oluşturulacağını ve içlerinden birisinin vakıf başkanlığını üstleneceğini kaydetti. Noter huzurunda yapılan oylamada başkanlığa aday olduğunu belirten Jak Kaya, “Yeni tescil edilmiş olan İzmir Musevi Cemaati Vakfı’nın yönetim kurulu seçimlerini yapıyoruz. Yasa gereği yönetim kurulunun 7 kişiden oluşması gerekiyor. Bu İzmir Musevi Cemaati’nin tüzel kişilik kazanmasıyla ilgili, bugüne kadar cemaat vardı ama tüzel kişiliği yoktu. Bu vesileyle şimdi bir vakıf şemsiyesi altında bütün taşınmazlarımızın bir araya getirilmesi mümkün olacak. Tapuda vakfımızın adına tescili mümkün olacak. Ve böylece daha kapsamlı bir uygulama yapmış olacağız.” dedi.
    VAKIF YASASI ÇOK OLUMLU
    1936 yılından bu yana yaşanan sıkıntının giderilmesini olumlu bulan Jak Kaya, “Bu çok olumlu bir uygulama, bu vakıflar yasamız öteden beri konularla ilgili değişikliklere uğradı. Bu arada tabi daha önce çeşitli nedenlerle azınlık cemaatlerinin ellerinden çıkmış, kaybetmiş oldukları bir takım taşınmazlar bu vesileyle gereği doğrultusunda iade edildi. Doğrusu buydu, maliki onlardı. Cemaatler bunları kanıtladılar. Ve iade edildi, ediliyor. İzmir’in böyle bir durumu yok aslında. Yani bizim elimizden alınmış, kaybedilmiş taşınmazlarımız yok. Biz sadece adımıza çeşitli isimlere kaydedilmiş taşınmazlarımız var. Kimisi cemaat adına, kimisi hahambaşılık adına, kimisi boş, çeşitli böyle dağınık bir statü içinde olan taşınmazlarımızın tümünü aynı şemsiye altına, isim altına toplamış olacağız.” şeklinde konuştu.
200-300 YILLIK BU ESERLER RESTORE EDİLECEK
Vakıf şemsiyesi altında bu eserlerin restore edileceğini anlatan Kaya, “Ne olacak ondan sonra. Bu taşınmazlarımızın bir kısmının onarılması gerekiyor. Eski eserler bunlar. Bir takım sinagoglar var Havra Sokağı çevresinde. Eskiden Musevi cemaati oralarda yerleşik olduğu için o havralar o zamandan kalma. Bunlar 200-300 yıllık eserler. Tabi bunları muhafaza etmemiz çok önemli, İzmir kenti açısından, kültürümüz açısından, ülkenin bir değerini kazandırmak açısından çok önemli. Bunların bir kısmını elden geçirdik ama daha elden geçirilmesi, restore edilmesi gereken bir hayli mülk var. Mezarlıklarımız var, onların da vakıf adına kaydı için çalışmalar yapacağız. Böylece belli bir süre içinde bütün taşınmazlar aynı vakfın kapsamı içine alınmış olacak.” diye konuştu.
LOZAN ANLAŞMASINDA İZMİR VAKIF KURMADI
Lozan Anlaşması’ndan sonra İzmirli Musevilerin vakıf kurma girişimine gitmediğini ifade eden Kaya, “Vakfın bugüne kadar kurulmamasının nedeni 1936 yılında bir Vakıflar Yasası’na Lozan Anlaşması’ndan sonra getirilmiş bir mecburiyet vardı. Bütün azınlık toplulukları ellerindeki tüm taşınmazları bir beyannameyle beyan edip bunları vakıf haline getirmek mecburiyetindeydi. Bu İstanbul’da yapıldı. İzmir’de bu beyanname verilmedi, verilmeyince İzmir’de vakıf oluşamadı. Öyle bir ihmal, o zaman nedenini bilemiyorum. 1936 beyannamesinin verilmemesi nedeniyle İzmir’de vakıf oluşturulamadı.”

http://www.haberaktuel.com/izmirli-bin-300-musevi-vakif-yonetimi-icin-ilk-defa-sandiga-gitti-haberi-555612.html

Yorumlar kapatıldı.