İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarihçiler arşivler açılırsa konuşur

Mesut Çevikalp
Doç. Dr. Şakir Batmaz, “Başbakanımızın özrü gibi genelkurmay başkanımızın Dersim arşivini açma kararı da tarihî önemde. Umarım dersim arşivlerinin ardından diğer konularla ilgili belgeler de tasnif edilir ve araştırmacılara açılır. Askerin bu tutumu Emniyet, MİT ve Dışişleri Bakanlığı’na da örnek olmalı. Zira her biri yüz binlerce, milyonlarca belgeye sahip bu kurumların arşivleri de tasnif edilmemiş veya tasnif edildiği hâlde araştırmacılara kapalı. Tasnifi illa kendileri yapacak diye bir konu da yok. İsterlerse Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nden personel ve bilgi desteği alabilirler. Zaten orta ve uzun vadede bu arşivlerin Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde toplanması daha sağlıklı olacak. Eğer Türkiye, Ermeni meselesini ortak tarih komisyonu ve tarih araştırmaları üzerinden tartışmada samimi ise kapalı tutulan askerî ve sivil arşivlerini araştırmacılara açmalı…  Ermenistan’da maalesef bu tür bir ortam yok. İşin doğrusu Ermenistan ‘gelin, arşivlerimizde çalışın’ dese elimizde Ermenice bilen tarihçimiz, uzmanımız yok.”

***************
Doç. Dr. Şakir Batmaz, Ermeni meselesini tarihçilerin tartışmasını isteyen Ankara’nın kapalı tuttuğu arşivleri bir an önce açması gerektiğini söylüyor. Zira ‘soykırım’ iddiaları konusunda eski ve klişe söylemler Türkiye’nin elini güçlendirmiyor.
Fransa ile ilişkilerinin sözde ‘soykırım’ üzerinden gerilmesinin ardından Türkiye, 1915’te yaşananların tartışmasının tarihçilere bırakılması gerektiğini bir kez daha yineledi. Ermeni meselesinin ulusal ve uluslararası arenada siyaset malzemesi olarak kullanılmasının sorunu daha da çetrefilli hâle getirdiğini öne süren Türkiye, konunun tarihçilere havale edilmesi gerektiği tezini savunuyor. Bu bağlamda kurulacak ortak tarih komisyonuna arşivlerini açmaya hazır olduğunu belirtiyor. 2009’da İsviçre’nin Zürih şehrinde imzalanan ‘normalleşme’ protokollerinin kadük kalmasına bakmaksızın bu yöndeki tavrını hâlâ koruyor. Ancak bu hissiyata rağmen arşivlerle ilgili somut bir adımın atılmadığı da görülüyor. Türkiye’de Ermeni meselesiyle ilgili ne kadar belge var? Bunlar hangi arşivlerde tutuluyor? Tasnif durumları nasıl? Yabancı araştırmacılar istedikleri arşivlerde çalışabiliyorlar mı? Cevap bekleyen benzeri soruları ve arşivlerimizin hâlini Ermeni meselesinde önemli makaleler kaleme alan, yurtiçi ve dışındaki arşivlerde çalışmalar yürüten Doç. Dr. Şakir Batmaz ile konuştuk.   
-Fransa ile yaşadığımız gerilim sonrası Ankara bir kez daha Ermeni meselesinin arşivler üzerinden konuşulması gerektiğini yineledi. Türkiye’deki arşivler bu tür bir çalışmaya hazır mı?
Türk yetkililerinin geçmişteki çetrefilli konuların aydınlatılmasını istemesi, bunun için arşivleri referans göstermesi çok önemli bir adım. Ancak bu inisiyatifin gereği olarak sivil ve askerî arşivlerde herhangi ciddi bir adım atılmadı. Ermeni meselesinde zengin belgeye sahip olan Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Dairesi (ATASE) ile Dışişleri Bakanlığı, arşivlerini hâlâ anlamsız bir sahiplenmeyle araştırmacılardan uzak tutuyor.
-Tamamen mi kapalılar?
ATASE arşivinde araştırma yapmak için aylar süren bir güvenlik soruşturmasından geçiriliyorsunuz. Soruşturmada hangi kriterlerin esas alındığı bilinmiyor. Eğer soruşturmayı geçerseniz talep ettiğiniz konuya ilişkin belgeler arşivden çıkarılıyor. Ancak sizden önce askerî uzmanlar tarafından inceleniyor. Uygun görülen evrak herhangi bir fotokopi veya dijital ortama aktarma fırsatı verilmeden, yine askerî uzmanlar nezaretinde size belirli saatler içinde veriliyor. Siz de yetiştirebilirseniz el yazısıyla transkripsiyonunu çıkarıyorsunuz. En genel ifadesiyle ATASE arşivlerinde çalışmak çok verimsiz ve güç. Benzer durum Dışişleri Bakanlığı için de geçerli. Arşivler sivil yapıda olmasına rağmen Cumhuriyet tarihimiz boyunca araştırma izni verilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Araştırma talepleri, arşivin bir bölümünün tasnif edilmemiş olmasından dolayı kolaylıkla geri çevrilebiliyor. İyi imkânlara sahip bu kurumların arşivlerini neden tasnif ettirmediği sorulmalı. Elimizdeki arşivleri yeterince kullanamadığımız için sözde ‘soykırım’ iddialarına karşı kendimizi klişe söylemlerle savunmak zorunda kalıyoruz. Bu da dünyadaki inanılırlığımızı zayıflatıyor.
-1915’te yaşananların daha iyi anlaşılması için hangi arşivlerde çalışma yapılmalı?
Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Cumhuriyet Arşivi’nde hatırı sayılır oranda belge mevcut. Bunun yanında özellikle ATESE, Dışişleri ve Emniyet arşivleri araştırmacılara açılmalı. Başbakanlığa bağlı olanların dışındaki arşivlerimizde ciddi tasnif eksikliği var. Bu eksiklikler hızla giderilmeli. Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinde de son 20 yıldır hummalı bir tasnif çalışması sürdürülüyor. Bugüne kadar birçok konuya ilişkin yaklaşık 50 milyon belge tasnif edildi. Ermeni sorunu ile alakalı tasnif edilen arşiv belgelerinin yayına dönüştürülmesi işi de hızla yürütülüyor.
-Türkiye’nin Ermeni sorunu ile alakalı yayınları sınır ötesinde algıyı değiştirmede etkili oluyor mu?
Üzerinde durulması gereken noktalardan biri bu. Ne yazık ki arşiv referanslı da olsa yayınlarımız uluslararası camiada itibar görmüyor. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün, Türk Tarih Kurumu’nun veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yani resmî kurumların ücretsiz, düşük ücretlerle dağıttığı çalışmalar faydalı olmakla birlikte uluslararası platformda meselenin çözümüne yönelik bir işlev görmüyor. Bu tür arşiv referanslı çalışmalar, ancak think-tank kuruluşları veya üniversitelerden çıkması hâlinde etkili olabiliyor. Söz konusu çalışmaları, bir Türk, bir yabancı üniversitenin ortak çalışması şeklinde yayımlamaya gayret etmeliyiz. Zira hedefe bu yolla ulaşmamız daha mümkün.
-Başbakan Erdoğan’ın Dersim özrünün ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel tasnif ettikleri Dersim belgelerini yakın zamanda araştırmacılara açacaklarını duyurdu. Adımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakanımızın özrü gibi genelkurmay başkanımızın Dersim arşivini açma kararı da tarihî önemde. Umarım dersim arşivlerinin ardından diğer konularla ilgili belgeler de tasnif edilir ve araştırmacılara açılır. Askerin bu tutumu Emniyet, MİT ve Dışişleri Bakanlığı’na da örnek olmalı. Zira her biri yüz binlerce, milyonlarca belgeye sahip bu kurumların arşivleri de tasnif edilmemiş veya tasnif edildiği hâlde araştırmacılara kapalı. Tasnifi illa kendileri yapacak diye bir konu da yok. İsterlerse Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nden personel ve bilgi desteği alabilirler. Zaten orta ve uzun vadede bu arşivlerin Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde toplanması daha sağlıklı olacak. Eğer Türkiye, Ermeni meselesini ortak tarih komisyonu ve tarih araştırmaları üzerinden tartışmada samimi ise kapalı tutulan askerî ve sivil arşivlerini araştırmacılara açmalı.
-Ermeniler de dâhil olmak üzere yabancılar açık arşivlerde rahatlıkla çalışabiliyor değil mi?
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri bu konuda dünya standartlarını yakalamış durumunda. Etnik köken, din ve ülke ayrımının olmaması, sadece dakikalar süren başvuru süreci, talep edilen belgelerde kısıtlamalara gidilmemesi yüzümüzü ağartıyor. Ermeniler gibi konuya ilgi duyan tüm araştırmacılar belgelerle rahatlıkla çalışabiliyor. ABD veya İngiltere arşivlerindeki çalışma şartları bundan farklı değil.
-Türk araştırmacılar Ermenistan’da çalışabiliyor mu?
Ermenistan’da maalesef bu tür bir ortam yok. İşin doğrusu Ermenistan ‘gelin, arşivlerimizde çalışın’ dese elimizde Ermenice bilen tarihçimiz, uzmanımız yok. 2006’da 5 gün Erivan’da kalıp akademi çevresini inceleme imkânım olmuştu. Akıcı Türkçe konuşabilen, Ermeni meselesine hâkim araştırmacı ve öğrencilerle karşılaştığımda şaşırmıştım doğrusu. Etkili Türkoloji bölümleri var. Türk siyasetinden edebiyatına kadar geniş yelpazede önemli sorulara muhatap oldum. Şahit olduğum atmosfer bana Ermenilerin Türkiye’yi iyi çalıştığını hissettirdi.
-Türk üniversiteleri de Ermenice öğretiyor artık…
‘Ermenice’, bölüm olarak ilk Nevşehir ve Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde açıldı. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde seçmeli ders olarak okutulmaya başladı. Son olarak Kadir Has Üniversitesi’nde de Ermenice kursu açıldı. Ancak ilgi oldukça düşük. Öğrenciler iş odaklı düşündükleri için Ermenice öğrenmeye mesafeli. Geçiş döneminde devlet bir müddet bu alanda çalışanlara teşvik sağlayabilir. Yakın gelecekte zaten Ermenice bilenler birçok farklı kurumda, iyi imkânlarda iş bulacak. Bu şahsi öngörüm değil, uluslararası konjonktürün bir gereği.
-Meselenin tartışılabilmesi için Türkiye ve Ermenistan’ın yanında hangi ülke arşivlerinin açılması lazım?
ABD, Rusya, Lübnan, İran, Azerbaycan, İngiltere ve Fransa’da hatırı sayılır Ermeni arşivleri var. Ayrıca İstanbul’daki Ermeni Patrikhane’sinin bir bölüm arşivi Kudüs’te. Türkiye’nin isteğiyle oraya taşınmıştı. Boston’da da Taşnak arşivleri bulunuyor. Ortak tarih komisyonu kurulursa öncelikli Başbakanlık Osmanlı, Boston ve Kudüs arşivleri elden geçirilmeli. Ermeni meselesinde Rus arşivlerini ihmal ettik. Türk Tarih Kurumu, Rus arşivlerinde bazı çalışmalar yürüttü; ama ciddi bir çalışma ortaya konulamadı.
-Ermeni sorununda Erivan’a daha yakın duran Rusya konuyla ilgili tüm arşivlerini Türk araştırmacılara açar mı?
Meselenin siyasî yönü de var elbette. Rusya’nın Erivan üzerindeki nüfuzu sürüyor. Ermeni ve Karabağ sorunlarının halli Rusya’yı da etkiler. Türkiye’nin arzu ettiği normalleşmenin sağlanması için Moskova’nın oyuna dâhil edilmesi şart. Moskova, çekinceleri giderilirse çözüm noktasında önemli bir rol üstlenebilir. Artan ilişkilerin, ‘Güney Akım’ üzerinde sağlanan birlikteliğin Ermeni meselesine yansıması sağlanabilir.
-Türkiye bu noktada başka neler yapmalı?
Rusya, Lübnan, Latin Amerika ve İran gibi Ermenilerin veya 1915’le ilgili arşivlerin bulunduğu ülkelere lisansüstü çalışmalar için öğrenci gönderilmeli. Bunun yanında İstanbul Ermeni Patrikhanesi başta olmak üzere ülke içindeki belgeler yeniden taranmalı. Ermenice cazip hâle getirilmeli ve daha fazla kurs açılmalı. Ayrıca Diaspora Ermenileri ile yüz yüze temas sağlayacak yeni programlar oluşturulmalı. Zira haklılığımızı tüm dünyaya yansıtabilmemizin yolu bir bakıma sınır ötesinden yeni belgeler çıkarmamıza bağlı.

Yorumlar kapatıldı.