İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dink davasında karar çıktı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin bugün görülecek 25. duruşmada karar çıktı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal, adam öldürtmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu. Tuncel ve Hayal, “örgüt üyeliği'” suçundan ise beraat etti. Kararın açıklanmasının ardından mahkeme salonunda arbede çıktı.

2’si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 25. duruşmasında son sözü sorulan tutuklu sanık Yasin Hayal, mahkemeye tehditler savurarak, “Kalemimi kıracak delikanlı arıyorum” dedi.
10 Ocak’ta görülen 24. celsede Mahkeme Başkanı Rüstem Eryılmaz, “Artık bir karar vermek istiyoruz” demiş, sanıklar Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu, Ahmet İskender, Mustafa Öztürk ve Tuncay Uzundal’ın avukatlarına bugünkü duruşmada hazır bulunmalarını bildirmişti.
KALEMİMİ KIRACAK DELİKANLI ARIYORUM
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’e son sözleri soruldu. Söz alan Yasin Hayal, iddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcılarından, şu an ki Başsavcıvekili Fikret Seçen’e duruşmada küfürler yağdırdı.
Hayal, “Bu salonlarda birçok Anadolu çocuğunun kalemleri kırılmıştır. Bakalım benimki de kırılacak mı? Buradan meydan okuyorum, bakalım hangi delikanlı benim kalemimi kıracak. Kalemimi kıracak delikanlı arıyorum” diye konuştu.
Son sözü sorulan Erhan Tuncel ise, “Ben bu yolda bir aile, bir gençlik, bir istikbal kaybettim, vatan sağ olsun” dedi.
Erhan Tuncel’den ‘Che’li, ‘Mevlana’lı savunma
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 2’si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 25. duruşması başladı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal katıldı. Davanın tutuksuz sanıklarından Ersin Yolcu da duruşmada hazır bulundu.
TUNCEL’İN AVUKATI: “OLAY BİR ERGENEKON OLAYIDIR”
Kadriye Ceylan’ın müdahillik talebinin reddedildiği duruşmada, sanık avukatları savunma yapmaya başladı. Sanıklardan Erhan Tuncel’in avukatı Erdoğan Soruklu, müvekkili Tuncel’in “ısmarlama bir fail” olduğunu savundu.
Soruklu, “Büyük Birlik Partisi (BBP) bağlantısı da ısmarlama bir bağlantıdır. Olay bir Ergenekon olayıdır. Ama bu sanıkların bir örgüt oluşturduğu fikri boş bir iddiadır. Müvekkilimin mensubu olduğu tek örgüt, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’dür. Orada yardımcı istihbarat elemanı olarak çalışıyordu. Yasin Hayal ve Erhan Tuncel aynı noktada durmamaktadırlar. Yasin Hayal başka bir ilişkiler ağını temsil etmektedir” dedi.
CHE, DOSTOYEVSİ VE MEVLANA’DAN ALINTI
Daha sonra son savunmasını yapan sanık Erhan Tuncel, 3 bölümden oluşan savunmasının bir bölümünü yazılı, bir bölümünü de sözlü yaptı. Cinayetin azmettiricisi, planlayıcısı ve tetikçisinin Yasin Hayal olduğunu iddia eden Tuncel, savunmasını Che, Dostoyevski ve Mevlana’dan alıntılarla sürdürdü.
Erhan Tuncel, savunmasına kendisini “ağırlaştırılmış tutuklu” diye tanıtarak başladı. Daha sonra “Tüm inançlar yanlıştır” şeklinde başlayan bir şiir ve Yazar Buket Aşçı’nın bir köşe yazısını da okuyan Tuncel, savunmasına Dostoyevski’nin “Bazen susarsın. Yenilmiş sanırlar seni, eksik ve yaramaz. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz” ve Mevlana’nın “Önce Lafa Bakarım Laf mı Diye Sonra Adama Bakarım Adam mı Diye” sözleriyle devam etti.
Tuncel, “Susmadım, kendimi savunmadan cinayeti olduğu gibi anlattım” diyerek Ramazan Akyürek’in Ergenekon’a dokunan kişi olduğunu iddia etti.
Susmayıp konuştuğu için Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın pasifize edildiğini öne süren Tuncel,  Hrant Dink cinayetini Keloğlan masalıyla anlattı.
Eylemin Ergenekon eylemi olduğunu söyleyen Erhan Tuncel, bu cinayetin bağımsız bır örgüt tarafından işlenmediğini öne sürdü.
“Gerçek bır devrimci dünyada tüm haksızlıkları benliğinde hissedendir” sözleriyle Che’den alıntı yapan Tuncel, kendisinin sadece Trabzon Emniyeti adlı örgüte yardımcı istihbarat elemanı olarak üye olduğunu belirtti.
Daha sonra savunmasının “Bir derin devlet ve bir cinayet masalı” başlıklı bölümünü okuyan Tuncel, “Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde…” diye başlayarak cinayet sürecini anlattı.
Masalının Ezop esintisi içerdiğini söyleyen Tuncel, Faruk Erem’in, “suçluyu kazı altından insan çıkar” sözünü hatırlattı.
KARAR VERİLECEK UYARISI
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 2’si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına, kararı açıklamak üzere ara verdi.
Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Rüstem Eryılmaz’ın karar vereceği yönünde uyarısında bulunması nedeniyle bu duruşmaya müdahil avukatlar ile bütün sanık avukatlarının katıldığı görüldü.
Duruşmada, Kadriye Ceylan adlı bir kadının davaya müdahil olmak amacıyla mahkemeye dilekçe gönderdiği belirtilerek, Ceylan’ın dilekçesinde ”Oğlu Tolga Baykal Ceylan’ın 10 Ağustos 2005 tarihinden beri kayıp olduğu, gazeteci Mehmet Baransu’ya gönderilen bir ihbar mektubunda Ceylan’ın sanıklardan Osman Hayal ve arkadaşları tarafından işkenceye uğrayarak öldürüldüğünü öne sürdüğü” iddia ederek, mağdur olması nedeniyle davaya müdahil olarak katılma talebinde bulunduğu aktarıldı.
Bu taleple ilgili görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, talebin CMK’nın yasal koşullarını taşımadığını ve yerinde olmadığını belirterek, talebin reddine karar verilmesini istedi.
Tutuksuz sanıklardan Osman Hayal’in avukatı Eda Salman da Savcı Usta’nın görüşüne katıldığını bildirdi.
Mahkeme heyeti, Kadriye Ceylan’ın suçtan zarar gördüğüne ilişkin bilgi ve belge olmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine hükmetti.
Duruşmada daha önce sunduğu mütalaası sorulan Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, mütalaasının aynen geçerli olduğunu ve tekrar ettiğini belirtti.
Söz alan Dink ailesinin avukatlarından İsmail Cem Halavut, Savcı Usta’nın geçen duruşmada sunduğu beyanlarıyla ilgili söyleyeceklerinin olduğunu belirterek, Usta’nın sadece Hrant Dink’in cinayetine odaklanarak gerçeği göremediğini savundu.
Avukat Halavut, Hrant Dink’in Türkiye’deki azınlık politikalarını eleştiren haberler üzerine hedef seçilip tehdit edildiğini ve öldürüldüğünü öne sürerek, Dink’in bu tür haberler yazmaması durumunda hedef seçilmeyeceğini ve öldürülmeyeceğini ifade etti.
Savcı Usta’nın mütalaasında Dink cinayetiyle ilgili ”Ergenekon” örgütünün Trabzon hücre yapılanmasını işaret ettiğini anlatan Halavut, oysa cinayetin sadece Trabzon hücre ayağıyla gerçekleşen bir cinayet değil, daha kapsamlı bir örgüt tarafından işlenmiş olabileceğini söyledi.
Avukat Halavut, cinayette ihmali olan kamu görevlileri için defalarca mahkemeye başvuruda bulunduklarını ve bu görevlilerin yargılanmasını istediklerini hatırlatarak, bu taleplerine rağmen örgütün kapsamının ortaya çıkmadığını, Dink cinayetinin Malatya Zirve Yayınevi katliamı ve Trabzon’daki Rahip Santoro cinayeti olaylarıyla yönlerinin olmasına rağmen illiyet bağı kurulmasını sağlayacak delillere ulaşılamadığını ve kamu görevlilerinin yargılanması durumunda davaya ilişkin daha fazla delil toplanabileceğini dile getirdi.
Savcı Usta’nın cinayete ilişkin örgütün Trabzon hücre yapılanmasına işaret ettiği halde Trabzon emniyetinin yargı karşısına çıkarılmamasını sorgulamadığını ve kamu görevlilerinin yargılanmasının üst örgütün deşifresi açısından önemli olduğunu belirten Halavut, Savcı Usta’nın sanıklardan Osman Hayal ile ilgili tespitinin dışında diğer tespitlerine kısmen katıldıklarını söyledi.
Tutuksuz sanıklardan Osman Hayal’in yargılama sırasında çelişkili ifadeler verdiğini ve savcının belirttiğinin aksine cinayet sırasında Trabzon’da değil, İstanbul’da olduğunu düşündüklerini aktaran Halavut, Osman Hayal’ın de ”adam öldürmeye iştirak” ve ”örgüt üyeliği” suçlamasından cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
Avukat Halavut, bütün sanıkların ayrı ayrı cezalandrılmasını talep etti.
‘KARAR DEVLETİN KARARIDIR’
Duruşma öncesinde Beşiktaş’taki Barbaros Parkı’nda toplanan ve kendilerini ”Hrant’ın arkadaşları” olarak tanıtan grup, duruşmanın yapılacağı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine kadar yürüdü.
Adliye binasının önünde çeşitli sloganlar atan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu ile gazeteci ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu grup adına yapılan basın açıklamasında, ”Biz Hrant için, içeride neye göre karar vereceklerini biliyoruz. Bu karar devletin kararıdır. Emniyetiyle, jandarmasıyla, istihbaratıyla, yargısıyla, medyasıyla, hükümetiyle, muhalefetiyle 5 yıl önce Hrant’ı aramızdan almaya karar vermiş olanlar şimdi adalet saraylarında bir karar daha verecekler” denildi.
”Biz bitti demeden, bu dava bitmeyecek” ifadesi kullanılan açıklamada, 2 gün sonra, 19 Ocak’ta Taksim’de Hrant’a doğru yürüneceği ve sokaklarda olunacağı duyurusu da yapıldı.
Grup üyeleri, duruşmanın bitimine kadar adliye önünde bekleyişlerini sürdüreceklerini açıkladı.

http://haber.mynet.com/dink-davasinda-karar-cikti-611669-yasam/

Yorumlar kapatıldı.