İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Buzek: ‘Soykırım yasası AB gündemine taşınmamalı’

Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, Fransa’nın ‘soykırım yasasıyla’ ilgili AB’de de girişimde bulunmasıyla ilgili olarak ‘Fransa inkara ceza yasasını AB gündemine getirmemeli, konu ikili ilişkiler düzeyinde kalmalı’ dedi.

Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Buzek, Kıbrıs’ın müzakerelerde başlıca bir sorun olduğunu ifade etti ve ‘Türkiye’nin güneydoğusundaki durumları Kophenag Kriterleri’ne tercüme edebilmemiz mümkün değil.’ dedi.
İlgili Haberler:
Fransa’ya tepki, ‘Ankara’nın Paris’ini’ Cezayir’e çeviriyor
Bağış: ‘Fransa’nın soykırım yasası girişimi AB’de ciddiye alınmaz’
‘Soykırımı inkar’ yasası 23 Ocak’ta Fransa Senatosu’nda
Fransa’dan ‘AB çapında soykırımı inkar yasası’ girişimi
Fonu büyütE-posta ile gönderFonu küçültYazıcı sayfası
Fransa’nın ‘Ermeni soykırımını inkar etmenin suç sayılması’ yönündeki yasa tasarısını ulusal düzeyde hayata geçirme süreci devam ederken Nicolas Sarkozy’nin konuyu AB nezdinde de gündeme getirme girişiminde bulunması Türkiye ile Fransa arasında yaşanan gerginliğe yeni bir boyut ekledi.
Dün akşam bu girişim karşısında bir açıklama da Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek’ten geldi. İHA’ya konuşan Buzek, zaten yeteri kadar büyümüş olan bu meselenin artık Türkiye ile Fransa arasında ikili ilişkiler çerçevesinde çözülmesi gerektiğini ifade ederek konunun AB düzeyine getirilmemesi gerektiğini belirtti.
Buzek, “Artık bu konuyu her iki ülkenin de karşılıklı anlayışına bırakmamız lazım” dedi.
Brüksel’deki Uluslararası Gazeteciler Kulübü’nde de bir konuşma yapan Parlamento Başkanı Buzek, yine Türkiye’nin müzakereleri ile ilgili “Sizce çifte standart uygulanıyor mu?” şeklindeki soruya, Kopenhag kriterleri, Kürt meselesi ve Kıbrıs sorunu bağlamında şöyle cevap verdi: “Bildiğiniz gibi AB-Türkiye ikili ilişkileri söz konusu olduğunda elimizde çok önemli bazı sorular mevcut. Ben şahsen şans eseri Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakan bir ülkeden geliyorum. Ayrıca kendi hükümetim zamanında da yıllar önce bu yönde önemli sinyaller vermiş biriyim. Ne var ki, bizim burada hepimizin ortak paydası Kopenhag kriterleri ve ne yazık ki Türkiye’nin güneydoğusunda durumlar bizim bazen anlayabilmemiz ve kendi kriterlerimize göre tercüme edebilmemiz için kolay değil. Bununla birlikte Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili de zor sorular bulunuyor. Ben özellikle tam da bu konuda müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için Türkiye’ye gitmiştim. Bu benim Türkiye’de bulunmamın en önemli nedeniydi. Bunun nedeni de Avrupa Parlamentosu’nun çoğunluğunun bu konuya olan pozitif ilgisidir. Dolayısıyla ‘çifte standart’ gibi terimler kullanmamam gerektiği konusunda hem kendim ikna oldum hem de konuya ilgi gösteren diğer parlamenter meslektaşlarımca ikna edildim. Çünkü Kıbrıs gibi konular bizlerin üzerinde fikir ayrılığı yaşadığı ve bölündüğü konular ki, bu da demokrasilerde son derece normal” açıklamasında bulundu.

Yorumlar kapatıldı.