İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransız Parlamentosu’nu Bırakalım, İnkara Karşı Sesimizi Yükseltelim / Let’s Raise Our Voice Againist Denial Not The French Parliament

Fransa Parlamentosu’nda 22 Aralık 2011 Perşembe günü görüşülecek olan soykırımın inkârını yasaklayan yasa tasarısına karşı Türkiye, en geniş kesimleriyle birleşmiş durumda. Devletin bildik inkâr ve tehdit politikalarına, iş kuruluşlarından tüketici derneklerine kadar sivil toplumdan gelen desteğin yani sıra, Türkiye’nin aydın kamuoyunda da yasa tasarısına karşı güçlü bir görüş birliği oluşmuş görünüyor. Yasaya karşı argümanların ortak noktası düşünce ve ifade özgürlüğü. Ermeni soykırımı da dâhil olmak üzere Fransa’nın resmen tanıdığı soykırımların inkârının yasaklanmasının düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geleceği öne sürülüyor. İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon olarak bizler, soykırım gibi bir insanlık suçunun inkârının hiçbir şekilde düşünce ve ifade özgürlüğünün gerçekleşmesi ve düşünceyi ifade hakkının kullanılması olarak kabul edilemeyeceğini savunuyor ve bunda ısrar ediyoruz. (İstek üzerine İHD bildirisinin Türkçe ve İngilizce’sini tekrar yayımlıyoruz. HYETERT) 

Bir haklin tüm toplumsal dokusu, meslekleri, sanat eserleri, tarihi mirasıyla birlikte, devlet tarafından bile isteye, planlayarak yok edildiği gerçeğinin inkârı, islenen bu suçu savunmak demektir, şiddeti aklamak demektir. İnkâr, bu yüzden düşünce özgürlüğünün bir gereği değil, Türkiye’de ve dünyanın her yerinde soykırımdan kurtulanların bugün yasamakta olan torunlarına ve soykırım kurbanlarının anısına karşı uygulanan bir şiddettir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çok sayıda kararında, şiddet içeren düşüncenin savunulmasını düşünce özgürlüğünün hayata geçirilmesi olarak kabul edilemeyeceğini hükme bağlamıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni, Aralık 1948’de kabul etmiş ve Sözleşme Ocak 1951’de yürürlüğe girmiştir. O günden bu yana insanlık tarihinin utancı olan Holokost, yani Yahudi soykırımının inkârı birçok ülkede para cezası ve hapisle cezalandırılmaktadır.
Bugün Holokost’u inkâr edenler için, Avusturya’da 6 ay-20 yıl, Belçika’da para cezası ve 1 yıl, Çek Cumhuriyeti’nde 6 ay-2 yıl, Almanya’da para cezası ve 6 ay-5 yıl, Fransa’da para cezası ve 1 ay-2 yıl, İtalya’da 3-4 yıl, Litvanya’da para cezası ve 1-10 yıl arasında hapis cezası öngören yasalar yürürlüktedir.  Başka bir deyişle soykırımın inkârının cezalandırılması ne yenidir, ne de sadece Fransa’ya özgüdür.
Yakin zamanda da bu konuda örnek olması gereken bir olay, 1 Subat2011’de Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi din adamlarından oluşan yaklaşık 150 kişilik bir grubun Holokost’un simgelerinden Auschwitz Toplama Kampı’nı ziyareti sırasında yaşandı. Ziyaret sırasında Müslümanlar adına konuşan Bosna-Hersek Reis-Ul-Ulemasi Mustafa Çeriç, Yahudi soykırımı ya da Srebrenitsa’daki Müslüman soykırımını inkâr edenlerin bu suça ortaklık etmiş olacaklarını söyledi.
Bugün muhalif kanattan Fransa Parlamentosu’nda bu yasa tasarına karşı çıkanların ikinci bir dayanağı Hrant Dink’in anısıdır. Hrant Dink 2006 yılında yabancı ülkelerin parlamentolarında inkârı yasaklayan yasa tasarılarının görüşülmesine ve bu yasaların kabulüne karşı çıkmıştı. Bugün bu yasa tasarısına karşı çıkarken devletin özel savaş mekanizmaları ile faşist odakların işbirliğiyle katledilen Hrant Dink’in bundan yıllar önce dile getirdiği düşüncelerini dayanak yapmanın her bakımdan yanlış olduğuna inanıyoruz.  Hrant Dink’in aradan geçen yıllardan sonra bugün ne düşüneceği konusunda kimsenin kehanette bulunamayacağı bir yana, esasen,  bağımsız düşünceyi savunan herkesin etki altında kalmadan kanaat geliştirme hakkinin, kendilerinin savunduğu düşünce özgürlüğünün temelini oluşturduğuna inanıyoruz.
Sonuç olarak, Türkiye’de TOBB, TÜSİAD basta olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarını, kanaat önderleri ve aydınları, devletin izlediği çizgiyi güçlendirecek şekilde Fransa Parlamentosu’na karşı kampanya yürütmek yerine Ermeni soykırımının, ayni yıllarda gerçekleştirilen Süryani/Asurî soykırımının, genelde bir bütün olarak Anadolu Rumları dâhil islenen etnik temizlik suçlarının devlet ve toplum tarafından tanınması için çaba harcamaya davet ediyoruz.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon
++++++++++
E-mail: durde@durde.org
Web: www.durde.org
Let’s Raise Our Voice Againist Denial Not The French Parliament
Broad segments of society in Turkey seem to be united against the bill penalising the denial of genocide that will be discussed on 22 of December 2011 in the French Parliament. Alongside with the state’s denialism and threats, business and consumer associations, and the support provided by civil society, Turkey’s intelligentsia too expresses ideas against the bill. The common ground for all these sectors against France is the freedom of expression. It is argued that banning the denial of Armenian Genocide is a violation of freedom of expression.  
 We, as Istanbul Branch of the Human Rights Association, Turkey, Commission against Racism and Discrimination declare that denial of a crime against humanity such as genocide has nothing to do with freedom of expression.
The denial of the annihilation of a nation with all its social system, prof essions, works of art and historical heritage by the state itself intentionally and in a planned manner, means to endorse the crime and to justify such violence. Therefore denial cannot be considered within the boundaries of freedom of speech; it is a violence against the grandchildren of genocide survivors  in Turkey and elsewhere in the world and against the memory of the genocide victims. The European Court of Human Rights in many cases ruled that freedom of expression is not applicable to expression of violence.  
The UN General Assembly adopted the Convention for Prevention and Punishment of the Crime of Genocide in December 1948 and the Convention came into force in January 1951. Since that day Holocaust denial has been punished in many countries with fines and prison sentences.
The punishment of Holocaust denial entails fine and up to 20 years’ prison sentence in Austria, fine and up to 1 year’s prison sentence in Belgium, 6 months to 2 years’ prison sentence in Czech Republic, fine and 5 months’ prison sentence in Germany, fine and 1 month – 2 years’ priso n sentence in France, 3 to 4 years’ prison sentence in Italy and fine and 1 to 10 years’ prison sentence in Lithuania. In other words the punishment of genocide denial is neither new nor specific to France.
On 1 February 2011 the Reis-ul Ulema of Bosnian Muslims Mustafa Cerić, during a visit to the Auschwitz concentration camp together with a group of 150, comprising Christian, Muslim and Jewish delegations said those who denied Holocaust or the genocide of Muslims in Srebrenica should be treated as accomplices in the crime committed. 
In the case of progressive intellectuals, another argument used against the French bill banning denial is the memory of Hrant Dink who in 2006 opposed to debates in foreign countries’ parliaments on penalising genocide denial and to the passage of such laws. We believe it is wrong by all means to base one’s opinion about today’s French bill on the views expressed years ago by Hrant Dink who was assassinated as a result of collaboration between the state’s special war apparatus and fascist elements. Not only it is absurd to speculate on what would Hrant Dink think today, but also it is fundamental to the freedom of thought  – something they uphold highly – that individuals should have the right to develop t heir own independent opinion free of others’ guidance. 
In conclusion, we invite the NGO’s; the business organisations such as Union of Turkish Chambers and Commodity Exchanges and Association of Turkish Industrialists and Businessmen; opinion makers and intellectuals to stop campaigning against the French Parliament and work for the recognition of the Armenian genocide, the Assyrian genocide and the ethnic cleansing of Greeks by the state and the society as a whole.
Human Rights Association, Istanbul Branch 
The Committee Against Racism and Discrimination

Yorumlar kapatıldı.