İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kocaman Sorunlar, Bilinen Çözümler

Nurettin Değirmenci
“Kaderiniz karar anlarınızda biçimlenir.” Anthony Robbins
A-Vatandaşlar aldıkları kararlarla kendi kaderlerini,
B-Yöneticiler aldıkları kararlarla toplumun kaderini tayın eder.  

Dünya Bankası Türkiye’ye 16 milyon 400 bin dolar kredi açtı. 7-7-1950
Başbakan Süleyman Demirel, hükümetin dış borç almasını eleştirenlere, “Borç almayalım da ne yapalım? Millet başka yere mi hicret etsin” dedi. 7-7-1969
“Cari açığı bitirecek devrim 18-9-2011
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar müjdeyi verdi.
Yabancıya emlak satışının önündeki engelleri kaldıracak yasa hazırlandı. Mülk satışı başladığında ilk etapta yılda 5 milyar $ gelecek. Tıpkı Batılılara olduğu gibi paranın merkezinde oturan Rusya, Türki cumhuriyetleri ve Körfez ülkeleri vatandaşlarına da satış yapılabilecek Ekonominin en büyük problemi olarak gösterilen cari açığa çözüm yabancıya emlak satışıyla geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Kahramanmaraş’taki AK Parti 2023 Marka Şehirler Vizyonu kapsamındaki ortak akıl toplantısında müjdeyi vererek, mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesine bakmaksızın yabancıların Türkiye’den gayrimenkul alabilmesinin önünü açacak yasa taslağını hazırladıklarını bildirdi. Bayraktar, ‘Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’na getireceğiz’ dedi.” 18-9-2011 Vatan
Bir ülkeyi kapalı bölge kabul edersek; Enerjinin Sakınımı Yasası gereği, bu ülkede üretim ile tüketimin dengede olması gerekir. Olmazsa; patlamalar, çatlamalar, kırılmalar… Kaçınılmaz hale gelir.
Türkiye”nin ithalatı ile ihracatı arasındaki uçurum daralmıyor; ihracat 120 milyar dolar, ithalat 195 milyar dolar civarında bulunuyor. Böylece, Türkiye”nin her yıl borçlanma miktarı artıyor, ödediği faiz miktarı katlanıyor.
Asırlarca çalışma etkinliğine uzak kalmış bir ülkede çalışıp üretmeyi yaygınlaştırmak kolay değildir.
A-Üretmek zordur. Yeterli bilgi, beceri, araç-gereç ve sermaye gerekir. Bunun dışında bilgili, yöntemli yöneticilere ihtiyaç vardır.
B-Tüketmek kolaydır. Asırlardır Ortadoğulu toplumlar borçlanarak ve doğal zenginliklerini yabancılara peşkeş çekerek elde ettikleri paralarla tüketirler. Bir avuç rezalet içinde yaşar, çoğunluk sefalet içinde kırıntıları tüketir.
Üretime yabancı Ortadoğu toplumlarında; şu formülle üretim artar, bu formülle tüketim azalır sözleri palavradır.
Ortadoğulu toplumların yöneticileri asırlardır evrensel yasalara uzaktırlar. Evrensel yasalara uzak olanlar; evrensel mantık ve yönteme, evrensel ölçülere, evrensel denetimlere, evrensel kuruluşlara, evrensel insani değerlere uzak olurlar. Böyleleri lüks tüketimlerine devam edebilmek için iki kolay yol bilirler:
1-Zengin ülkelere, yüksek faiz oranları ile borçlanırlar.
2-Yönetimleri altında bulunan ama bütün toplumun malı olan zenginlikleri Batılı ülkelere peşkeş çeker saçıp savururlar.
Elde ettikleri nakit paralarla saraylar yaptırır, lüks arabalar, yatlar, uçaklar… Satın alırlar. Alınan borçların bedeli vardır; bu bedeli ödemek gerekir. “Borçlarımızı nasıl ödeyebiliriz, borçlarla gelecek nesiller hangi sıkıntılara katlanır, borçlara karşılık Batılı ülkelerin yöneticileri neler yapar?” Sorularını yöneticiler kendilerine sormazlar. Sürekli lüks içinde yaşamak isterler.
  “Lüks, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur; lüksün oluştuğu her yerde toplumun bir üyesi acı çeker, ama hiç kimse onun varlığından haberdar olmaz.” Dalembert
Güney Asya, Afrika ve Ortadoğu’daki aşırı lüksten ötürü, toplumların her 100 üyesinden 60-70 üyesi sürekli acı çeker.
Kapalı toplumlar yıkılıyor. İletişim Çağında hiçbir toplum kapalı konumunu koruyamaz artık. Açık toplumların evrensel kuralları, parlak nesneleri, değişik hareketleri sınırları delerek kapalı toplumlara giriş yapıyor.
“Bu ülkenin topraklarını yabancılara satamazsınız! Toraklar kanla kazanılmıştır! Canımızı verir toprakları vermeyiz!” Gibi bağırtılara kulaklarım tıkalıdır. Ancak, cari açığın toprak satarak kapatılması çözümlerine acı acı gülmemek elde değildir.
Basit ve sade bir örnekle olayı açıklayayım:
Bir vatandaş işyerini çağdaş biçime dönüştürmek için yeterli parası yoksa evini satıp ölçülü olarak gerekli yatırımlarını yapabilir. Evde oturarak geçimini temin edemez ama işyerinde çalışıp üreterek yeni ev alabilir.
Konut zorunlu ihtiyaçtır.
Eğer bu vatandaş lüks yaşantısını sürdürmek için evini satıyorsa konu başka biçime dönüşür.
Özet olarak: Yönetenler ve yönetilenler hakları olmayan lüks nesneleri tüketiyor ve Türkiye borçlanıyor. Yöneticiler dış borçlarla ya da arsa satarak borçların faizlerini ödemeye çalışıyor.
İktisat biliminin evrensel kuralları vardır. Temel kural: Enerjinin Sakınım Yasasıdır. Hiçbir ayrıntı bu temel kurala aykırı olamaz. Her insan, aile, kabile, toplum, ülke ürettiği kadar tüketmeyi hak eder. 
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Financial Times’a verdiği mülakatta, cari açık riskini kabul etti, ama riskin atlatılabileceğini de vurguladı.
Ürettiğinden fazla harcayan Türkiye’nin, bu şekilde dış şoklara açık hale geldiğini kabul eden Maliye Bakanı, ancak bu sorunun önümüzdeki aylarda ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla çözüleceğini savundu.
Türkiye’nin dış yatırım çekmeyi sürdüreceğini savunan bakan, gazetenin soruları karşısında doğrudan dış yatırımın 75 milyar dolarlık cari açığın sadece 10-12 milyar dolarını karşılıyor olmasının bir ‘sorun teşkil ettiğini kabul ediyor’.
Açığın 50 milyar dolarlık kısmı ise kredilerle (Borçlanarak) ve portföy girdileri ile karşılanıyor, ki Financial Times bu tür girdilerin özellikle küresel ekonomiye belirsizlik hakim olan ortamlarda hızla ve aniden yön değiştirebildiğini hatırlatıyor.
Cari açığın sadece yüksek iç talepten değil, ticaretin yarısından sorumlu olan AB ekonomisinde yavaşlama, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da karışıklık ve yüksek enerji fiyatlarından da kaynaklandığını belirten Bakan Şimşek ise, açığın kestirme bir çözümü olmayan, ‘Yapısal bir sorun’ olduğunu kabul ediyor.
Portföy (Kocaman servet-para çantası), yatırımcıların farklı özelliklerdeki birden fazla yatırım aracına (Nakit para, altın, döviz, vadeli mevduat, hisse senedi gibi mali mevduatlar) yatırım yapmak suretiyle oluşturduğu toplam değerdir.
Kişi veya kuruluşların portföy yapısı ve portföy yönetimi, bunların risk alma eğilimlerine bağlı olarak getiri oranlarına bağlıdır. Örneğin, faiz hadlerinin yükseltilmesi halinde, portföy sahibi tuttuğu nakit parayı vadeli mevduata dönüştürme yoluna gidebilir.
Türkiye’nin tüketici güdümlü büyümesinin dengesiz olduğu ve ekonominin gelecek yıl sendeleyebileceği uyarısı yapılıyor.
Herkes tüketmek istiyor; kimse yurttaş olmak istemiyor.
Diğer yandan Çin ile Türkiye”nin dünyada en hızlı gelişen ülkeler olduğu söyleniyor. Söylentilere kanmamak gerekir. Niçin?
1-Çin, 100 birimlik ihracatına karşılık 60 birimlik ithalat yapıyor.
Türkiye, 100 birimlik ithalatına karşılık 60 birimlik ihracat yapıyor. Çin ile Türkiye”nin kalkınması nasıl kıyaslanabilir?
Çin ekonomisi büyüdükçe gelirleri artıyor, Türkiye ekonomisi büyüdükçe borçları çoğalıyor.
2-Çin, Merkez Bankasında 2,5-3 trilyon dolara sahiptir. Türkiye, bütçesinin üçte birini faiz ödemelerine ayırıyor.
Ayrıca, Çin, gizli anlaşmalarla ABD silah üretici ve satıcılarına milyar dolarlık siparişler vermiyor. Türkiye”nin silah alımları, Türkiye vatandaşlarından gizleniyor.
*
Doğa, evrensel yasalarla tanınır. Doğaya yabancı olanlar acı gerçeklerden uzaklaşır, tatlı yalanlarla kendilerini, toplumlarını aldatırlar. Ortadoğulu yöneticiler asırlardır yalan, entrika, kurnazlık… İle toplumlarını yönetmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir.
 Ölçülü denetimlerin yapılmadığı ya da yapılamadığı ortamlarda yöneticiler yalancı olurlar.
Batılı ülkelerde okumuş, yeterli bilgi birikimine sahip Ortadoğulu yöneticilerin ikiyüzlü olmalarının nedeni; ölçülü denetimlerden yoksun olmalarından kaynaklanır. 
1-Ölçülü denetleme ile acı gerçekler açığa çıkar ve gerekli önlemlere başvurulur.
2-Ölçülü denetlemeler sonucu yasadışı uygulamalar son bulur.
Hangi denetleyici kurumlardaki çeteleri denetleme cesaretini kendinde bulabilir?
Türkiye ekonomisindeki dengesizlikler artıkça; deneylerden bildiğimiz gibi, iç ve dış siyasi, giderek askeri bunalımlar şaha kalkar. 
degirmencinurettin@gmail.com
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.

Yorumlar kapatıldı.