İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kilise’mi Cami’ye dönüştürüldü yoksa Cami’mi Kilise’ye dönüştürüldü?

İnternet sitelerinde, Gezetelerde bir çok asılsız haber yayınlanıyor ve aslı astarı olmayan birşey için Belediye Başkanımız Muhittin DALGIÇ suçlanıyor. Bakın bu saçma sapan yazılara ve Başkanımıza suçlamalara neden olan Cami’nin aslı neymiş:Bugünlerde restore edilen ve moda haline gelen taş evlerin çoğunluğu 1850-90 yılları arasında inşa edilmiş. Alaçatı’nın en eski eserlerinden birisi Pazaryeri Camii. 1874 yılında Yuhannis Halapas tarafından inşa edilen bir kilise. 

Alaçatı Pazaryeri Camiiİnternet sitelerinde, Gezetelerde bir çok asılsız haber yayınlanıyor ve aslı astarı olmayan birşey için Belediye Başkanımız Muhittin DALGIÇ suçlanıyor. Bakın bu saçma sapan yazılara ve Başkanımıza suçlamalara neden olan Cami’nin aslı neymiş :
Editör tarafından yazıldı.
 Alaçatı’nın geçmişi Arkaik döneme kadar gidiyormuş, Antik Çağda’ki adı olan “Agrilia” şimdiler de Alaçatı’nın en gözde restoranlarından birisinin adı olarak yaşıyor. Bugünlerde restore edilen ve moda haline gelen taş evlerin çoğunluğu 1850-90 yılları arasında inşa edilmiş. Alaçatı’nın en eski eserlerinden birisi Pazaryeri Camii. 1874 yılında Yuhannis Halapas tarafından inşa edilen bir kilise. O zamanki adı Ayios Konstantinos Kilisesi. Rum Ortodoks kilisesi olarak inşa edilen yapı da Meryem ve Çocuk İsa, Vaftizci Yahya ve 12 Havarilerin ikonalarının olduğu bölüm camiye dönüştürüldüğü sırada beyaz kireçle kaplanmış, şimdilerde süren yenileme çalışmalarıyla bu ikonalar tekrar hayat buluyor. Her ayrıntı tek tek ince ince fırçalarla gün yüzüne çıkartılıyor. Caminin gerek avlusunda gerekse içinde Ege’ye özgü canlı renklerden etkilenmemek mümkün değil. Çocuksu bir heyecan kaplıyor içinizi, her detayı yakalamak istiyorsunuz. Harıl harıl çalışanlara yanaşıp işin bir yerinden tutmak istiyorsunuz. İkonalar artık iyice açığa çıkmaya başlamışlar.
Kireç arkasında onca yıldır tanık oldukları onlarca hikâyeyi anlatmak ister gibi kendilerine kulak asacak birilerini aranıyorlardı. Abartıdan uzak tavan süslemeleri, Alaçatı’ya özgü taşın dokunuşu, insan içini dolduran huzurun yanında içten içe yükselen bir kıpırtı da hissediyor. Hele ki iskelelerin üzerinde ellerinde fırçaları ile çalışan üstatları görünce zamanı biraz geri sarıp şimdilerde camii olan yapının kilise olarak yapıldığı döneme gitmek mümkün. İskelenin üzerine tünemiş Rum üstadı nakış nakış rengârenk ikonaları işlerken izleyebilirsiniz. Bugün pet şişenin içinden ince fırça ile alınıp kullanılan varağın kanı farklı rengi dokunuşu aynı. O günde tutkuyla işlenmişti bugünde.
Restorasyon bittiğinde iki farklı tarzın, hayata iki farklı bakışın en başarılı örneklerinden olacağını düşündüğüm Pazaryeri Camine yolunuz Alaçatı’ya düşerse mutlaka uğrayın. Bu arada bir Rus Atasözü’nü de hatırlatmak da fayda var “İkonalara baka baka Aziz olunmaz.”
19.yüzyıl sonlarında Rum Kilisesi olarak inşa edilen yapı, günümüzde camii işlevi görmektedir.Üç nefli,bazilikal planlıdır.Yığma moloz tas tekniğinde inşa edilmiştir.Tonozlu iç örtü dışarıda orta nef üzerinde beşik,yan nefler üzerinde sundurma çatılar ile kapatılmıştır.Batısında yer alan narteks bölümü iki katli olup,galerileri kuzey ve güney neflerin üzerine doğru kısmen uzanır.Pastoforio’nun önünde oldukça zarif mermer isçiligi gösteren yeni bir apsis inşa edilmiştir.Narteksin alt katındaki sütunlu yürüyüş yolu kapatılarak günümüzde dükkan amacıyla kullanılmaktadır.Sonradan eklenen ve dışarıdan girilen minaresi kesme tastan olup tek şerefelidir. Narteksin önündeki avlunun tabanı, siyah ve beyaz çakıl taşları kullanarak yapılan geometrik bezekli mozaik ile döşenmiştir. (Çeşme.gen.tr, Yaşar Aksoy makalesinden alıntı)
At çamuru kalsın izi mantığı ile hareket ediliyor maalesef…
http://www.alacatidanhaber.com/component/content/article/1-son-haberler/131-alacat-pazaryeri-camii.html

Yorumlar kapatıldı.