İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ERMENİSTAN GEZİSİ NOTLARI – 3 Ermenistan’ın diğer yüzü

Burcu Ballıktaş
Yerevan’la Yerevan dışı Ermenistan arasında gözle görülür farklılıklar var. Tüm ekonomi Yerevan’a bağlı yürüyor ve başka bölgelerde ticaret yapma şansı düşük. Böylesi bir ortamda AGİT desteğiyle kurulan merkezde bir araya gelen girişimci kadınlar da pazar bulmakta zorlanıyor.

Burcu BALLIKTAŞ / burcuballiktas@hotmail.com

Ermenistan – BİA Haber Merkezi
 03 Haziran 2011, Cuma

Debed ırmağı ve yemyeşil doğasıyla Alaverdi’deyiz. Lori eyaletine bağlı 16 bin nüfuslu Alaverdi altın ve bakır madenleriyle endüstrileşmiş bir kent. Madenleri Fransız Vallex Grubu işletiyor. Şehrin her yanında şirkete ait reklam panoları var. Vallex grubuna bağlı fabrikanın kocaman bacası “burdayım” diyerek selamlıyor bizi.

 Böylesi güzel bir kentte çarpık sanayileşmeye karşı aykırı seslerin çıkıyor olduğunu bilmek güzel. Kadınlar Birliği’nin ofisinde görüştüğümüz Larisa Paremuzyan, hetq.am’de yazan bir araştırmacı gazeteci. Lori eyaleti ve Tumanyan bölgesinin sorunlarını gündeme getiriyor. Bir kadın olarak hem politik mücadelede hem de çevre kirliliğine karşı mücadelede güçlü ve önemli bir figür olan Paremuzyan, yerel yönetimlerle ilgili harcamaları yakından takip ediyor. Kendi bölgesinde yolsuzluk, rüşvetçilik ve doğayı tehdit eden her tür girişime bayrak açmış durumda.

 “Halkın adamı” Larisa Paremuzyan

 Cesaret isteyen işlere imza atan bir kalem olarak Paremuzyan, sık sık tehditlerle karşılaştığını söylüyor. Belediye başkanlığına adaylığını koyduğu dönemde tehditler almış, evi yakılmış ama geri adım atmamış. “Ben halkın adamıyım.” diyor. Hetq.am’de en çok tıklanan Larisa Paremuzyan haberinin, Başbakan Tigran Sargsyan’ın danışmanlarından Serop Der-Boghossia’nın pedofili olduğuna dair yazısı olduğunu söylersek durumu açıklar sanırım. Paremuzyan’ın bu iddiası hem fabrika personeli, hem Alaverdi halkı tarafından yalanlanmış önce. Ancak ABD vatandaşı ve Akhtala madenlerini işleten şirketin başkanı Der-Boghossia hakkındaki iddialar polisi hareket geçirmeye ve onu tutuklattırmaya yetmiş.

Yolsuzluk, çevre kirliliği, su kaynaklarını tehdit eden hidroelektrik santraller… “ne kadar çok ortak derdimiz var” diye düşünürken sekiz köşe şapkasıyla bir amca yol veriyor sokakta. Nerede olduğumuzu unutuyoruz.
Ermeni kültürünün önemli simgesi: Khaçkar’lar

Alaverdi aynı zamanda önemli bir turistik merkez.  Yol boyu “sağınızdaki… solunuzdaki…” anonslarıyla ve engin tarih birikimiyle başımızı döndüren Mikayel Hovhannisyan rehberliğinde Haghpat ve Sanahin Manastırları’nı geziyoruz. Mikayel, Ermeniler’e özgü “khaçkar”ları anlatıyor bize. Taşın oyulmasıyla yapılan bu haçların hikayesini ondan dinlemek gerek.

Önce Haghpat’tayız. Buradaki khaçkarda diğerlerinden farklı olarak İsa çarmıhta. Mikayel’in anlattığına göre bu çizgilerde İslami etkiler de sözkonusu. Kullanılan kırmızı boya karadut solucanlarından elde ediliyormuş, formülü kayıp, günümüze ulaşmamış.
Sanahin’deki khaçkar ise büyüleyici. Desen tek bir çizgiyle başlıyor ve beş katman üzerinden hiç kırılmadan devam ediyor. Mikayel bunun sonsuzluğu simgelediğini söylüyor.

14. yy’da üniversite hizmeti veren Tatev
 Yerevan’da kısa bir konaklamadan sonra güneye doğru yola çıkıyoruz. Karayoluyla 40 dakika kadar sürecek olan Halidzor-Tatev arası derin vadiyi 5.7 km’lik teleferikle aşıp 12 dakikalık bir yolculuğun ardından Tatev Manastırı’na ulaşıyoruz. Ortaçağ boyunca önemli bir kutsal merkez olan Tatev’de aynı zamanda bir üniversite de bulunuyormuş. Depreme ve olabilecek düşman saldırılarına duyarlı inşa edilmiş “Sallanan Sütun” tam bir mühendislik harikası. Depremler ve istilalar sonucu tahrip olan manastır, restorasyon çalışmalarıyla canlandırılmaya çalışılıyor. Hem istihdam sağlamak hem de bölgeye turist çekmek amaçlı bu büyük canlandırma projesini özel sektör ve kamu fonluyor.

 Goris’li kadınların ekonomide varolma mücadelesi
 Syunik bölgesinin önemli kentlerinden Goris’teyiz. Kadınların Gelişimi ve Kaynak Merkezi’nde biraraya geldiğimiz sivil toplum örgütü temsilcileri tüm Ermenistan kentlerinde olduğu gibi bizi ilgiyle karşılıyorlar.

 AGİT desteğiyle kurulan merkez, kadınların ekonomik, sosyal ve politik yaşamdaki rolünü geliştirmeyi ve girişimciliği özendirmeyi amaçlıyor. Kadınların iş yaşamına katılması önündeki engellerden bahsediyorlar. Pratikte iş kadınlarıyla iş arayan kadınları buluşturan çalışmalar yapmışlar. Turistik amaçlı el sanatları faaliyetlerini ilk sırada tutuyorlar. Bu sayede kurdukları vakıf kadınların girişimleri için sermaye sağlıyor.

Güney gezisi boyunca olduğu gibi Yerevan’la kıyaslama yaparak anlatıyorlar durumlarını. Gerçekten de Yerevan’la Yerevan dışı Ermenistan arasında gözle görülür farklılıklar var. Tüm ekonomi Yerevan’a bağlı yürüyor ve başka bölgelerde ticaret yapma şansı düşük. İran karayolu üzerindeki Goris ve daha sonra uğrayacağımız Kajaran ve Meghri kentleri sadece bir geçiş noktası. İran’la yapılan ticaret de Yerevan merkezli. Böylesi bir ortamda kadınlar da pazar bulmakta zorlanıyorlar. Tüm gazeteler Yerevan’da basıldığı için reklam verme olanakları da yok. Yerel pazar küçük olduğu için yurtdışı ihracatını hedefliyorlar. homelandhandicrafts.org adresi üzerinden sipariş aldıklarını özellikle belirtiyorlar.

 “AB’ye nasıl gireceksiniz?”
 Goris Basın Klubü’nden Susanna Shahnazaryan ise yeni başlayanlar dışında tüm gazetecilerin kadın olduğunu belirtiyor. Çünkü erkekler para kazanamayacakları bir meslek olan gazeteciliği tercih etmiyorlar.

Ermenistan’ın genelinde olduğu gibi burada da Türkiye’ye, iç politikaya dair birçok soruyla karşılaşıyoruz. Türkiye’deki gençlerin Ermenistan algısını merak ediyorlar. Çok samimi bir atmosfer. Kadınların konumunu sorduklarında kadın cinayetlerinden başlayarak anlatıyoruz. Durumun vehameti açık. “AB’ye nasıl gireceksiniz?” diye soruyorlar, bir ağızdan “Giremiyoruz zaten” dediğimizde kahkahalar yükseliyor.

En son genç bir kadın yeni nesil Ermenistanlılar’ın algısını dillendiriyor: “Bir şey satın alacağımızda bakıyoruz Çin malıysa almıyoruz, Türkiye malını tercih ediyoruz.” (BB/ŞA)

Yorumlar kapatıldı.