İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Barev Hayastan”[1]

Burcu Ballıktaş / burcuballiktas@hotmail.com
Uzak geldim, uzağa gidiyorum”[2] diyerek çıkmıştım yola. İstanbullu bir Ermeni olan Sevag Şahin Balıkçı’nın askerliğini yaptığı sırada hayatını kaybetmesi tartışılıyordu o günlerde. Yine o günlerdeİnsanlık Anıtı’nın yıkımına başlanmıştı ve Fransa’da Soykırımı İnkar Yasa teklifi reddedilmişti… Ermenistan’ı eyalet eyalet gezerken ne kadar çok söz borçlandığımın farkında olarak eve döndüğümde tam onbir sene önce defterime not düştüğüm ama nasılsa unuttuğum Yeğişa Çarents[3] dizeleriyle karşılaştım.

ERMENİSTAN GEZİSİ NOTLARI – 1

İki Ermenistanlı arkadaşla, ilk kez ziyaret ettiğim Kars’ı Andranik’ten dinlemek çok değişik bir deneyim. Kars kalesi tam karşıda yükselirken çocuklar uçurtmalarının peşindeler. Bizse aşağıya, Vartan’ın Köprüsü’ne gidiyoruz. “Taş Köprü” olarak bilinen bu köprünün hikayesini anlatıyor Andranik.

Kars – BİA Haber Merkezi

 01 Haziran 2011, Çarşamba
“Uzak geldim, uzağa gidiyorum”[2] diyerek çıkmıştım yola. İstanbullu bir Ermeni olan Sevag Şahin Balıkçı’nın askerliğini yaptığı sırada hayatını kaybetmesi tartışılıyordu o günlerde. Yine o günlerde İnsanlık Anıtı’nın yıkımına başlanmıştı ve Fransa’da Soykırımı İnkar Yasa teklifi reddedilmişti…

Ermenistan’ı eyalet eyalet gezerken ne kadar çok söz borçlandığımın farkında olarak eve döndüğümde tam onbir sene önce defterime not düştüğüm ama nasılsa unuttuğum Yeğişa Çarents[3] dizeleriyle karşılaştım. “Selam” diyordu Çarents, “Uzak yakın yoldaşlara, dünyalara, güneşlere / Ateş gibi ruhlara, / Yalım yalım yanan ruhlu herkese, / Güneş gibi sarı sıcak ruhlarına onların, / Bu kudurmuş ölüm kalım kargaşasında / Kurban giden o canlara selam, selam…”

Ermenistanlı arkadaşlar hep ismimizin yanına “jan” ekleyerek çağırıyorlardı bizi. İşte bu yazacaklarım da o canlara “selam” olsun.

1. BÖLÜM –

“Bir otobüs turuna katıldım, hayatım değişti” gibi bir cümle kurmaya kalkabilirim rahatlıkla. Evet, bir otobüs turuna katıldık. Her gün sabah başka bir şehre doğru yola çıktık. 1915’in açtığı gedik orta yerde dururken onlarca insana dokunduk. Medyada sıklıkla “toprak talebi” gibi argümanlara sıkıştırılan problemin hem geçmişteki hem bugünkü izlerini sürerek birbirimizi anlamaya çalıştık. “Ülkeler arasında nasıl bir ilişki?” diye sorarken gündelik hayatta ne kadar birbirimize benzediğimizi keşfederek güzel dostluklar biriktirdik.

Ermenistan’daydık

Yerevan Basın Kulübü, Kültür Üniversitesi Küresel Politikalar Eğilimler Merkezi (GPOT) ve Internews Armenia’nın ortaklaşa projelerinden biri olan otobüs turuna Türkiyeli ve Ermenistanlı gazeteciler davet edilmişlerdi. Ben de bianet.org adına oradaydım.

Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine dönük projelerden biriydi bu. İki ülkede medyanın probleme ilgisini arttırmayı amaçlayan projenin, otobüs turuyla eş zamanlı yürüyen; gazeteciler arasında bir “değişim programı”, iki ülke öğrencilerinin birbirlerinin ülkelerinde çekecekleri belgeseller, Ermenistan-Türkiye politikalarının tartışılacağı yuvarlak masa toplantıları ve talk-show vb. televizyon yapımları gibi etkinlikleri de var. Tüm bu projelerin medyaya, sorunun çözümüne dönük sorumluluğunu hatırlatması dileğimizdir.

“Beyaz, uykusuz, uzakta..”[4]

Yolculuğun Adana’dan başlayıp Antakya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Van üzerinden Kars’a ulaşan Türkiye ayağına katılamadım. Kars’ta dahil olduğum Ermenistan ayağı ise Gürcistan’ın Akhaltsike kenti üzerinden Gyumri-Alaverdi-Yerevan-Goris-Meghri-Yerevan rotasını izliyordu.

İlk uğrak yeri olan Kars’ın gündeminde İnsanlık Anıtı vardı. Biraraya geldiğimiz Politikars internet portalı yöneticisi, Kafkasya Kültürleri Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda mimar Ali İhsan Alınak “İç yaralayıcı bir durum” diyor. Ona göre sistemin gittikçe sağa kaydığını gösteren ve uluslararası baskılara kulaklarını tıkayıp milliyetçi unsurlara mesaj vermek anlamına gelen bu yıkım için dijital ortamda başlattıkları imza kampanyasından bahsediyor Ermenistanlı arkadaşlarımıza. Kendisinden ısrarla iyimser yanıtlar bekleyen sorular havada kalıyor.

Alınak, Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler kadar Kars’ın da bir tarafını kapatan ve ekonomisini olumsuz etkileyen sınır kapısı meselesi konusunda karamsar: “Kapı 1992’den beri kapalı. Her yıl ilişkilerin düzeltilmesi adına açılacağı söyleniyor. Ama bu bir cesaret işi, yüz yıl öncesiyle yüzleşme olmadan açılacağını düşünmüyorum.”

Bir Ermeni rehberle Kars sokakları

Kars’tan ayrılmadan İnsanlık Anıtı’nı görüntülemek istiyoruz. Ermenistan’daki tüm toplantılarda gönüllü olarak tercümanlığımızı üstlenen Andranik İspiryan rehberliğinde Kars sokaklarındayız. Andranik Türkoloji okumuş Muş kökenli bir Ermeni. Ermenice, Türkçe, İngilizce ve Rusça yayın yapan haber sitesi news.am yazarlarından. Beni tanıtırken bianet hakkında kendine ait olumlu izlenimleri aktardığını fark ediyorum. Sadece bianet’i değil tüm haber kaynaklarını yakından ve çok dikkatli takip ediyor Andranik. Hatta  geçtiğimiz yıl sınırın açılması için eylem yapan bir partinin yöneticisini hatırlayamıyoruz, imdada Andranik yetişiyor.

İnsanlık Anıtı’nın yıkılmasında ihaleyi alan Afşin İnşaat çalışanları görüntü almamızı istemiyorlar. Onlara göre bu Türkiye’yi olumsuz yansıtmak olur. Çalışanlardan biri aşağıda naylon kaplı gecekonduları işaret ederek, “Bu heykele bu kadar para aktarırken şu yoksullağa bakın” diyor. Kars’ta temel sorun işsizlik ve yoksulluk çünkü. Belki de daha inandırıcı olsun diye yakasındaki parti rozetini fark ettirmemeye çalışarak çıkardığını görüyorum.

Vartan’ın Köprüsü ve Çarents’in Evi

İki Ermenistanlı arkadaşla, ilk kez ziyaret ettiğim Kars’ı Andranik’ten dinlemek çok değişik bir deneyim. Kars kalesi tam karşıda yükselirken çocuklar uçurtmalarının peşindeler. Bizse aşağıya, Vartan’ın Köprüsü’ne gidiyoruz. “Taş Köprü” olarak bilinen bu köprünün hikayesini anlatıyor Andranik. Bu köprüden hiç ayrılmayan Deli Vartan sonra kendini Kars Çayı’na bırakıyor.

Bir sonraki durağımız “Ermeniler’in Nazım Hikmet’i” olarak bilinen Yeğaşi Çarents’in evi. Kars’a gelen her Ermeni’nin buraya mutlaka uğradığını öğreniyorum. Ama Kars doğumlu şairin evi yıkıntı halinde. İstanbullu bir Ermeni burayı satın alıp müzeye çevirmek istemiş ama sahibinin yüksek bir miktar istemesi üzerine alamamış. Evin karşısındaki demir köprü ve bir zamanlar evin önünde yer alan park dizelerine yansıyor Çarents’in. Ve aslında o andan itibaren Ermenistan yolculuğu başlıyor benim için. Çarents uğurluyor, eve dönüşte de o karşılayacak. (BB/ŞA)

 (Devam edecek.)

1 “Merhaba Ermenistan”

 2 Oktay Rifat’ın bir şiirinden
 3 1897 Kars doğumlu Ermeni şair. 1937’de Stalin rejimi tarafından idam edildi.
 4 Cemal Süreya’nın “Kars” adlı şiirinden

http://www.bianet.org/bianet/azinliklar/130395-barev-hayastan-1

Yorumlar kapatıldı.