İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan da 12 Haziran’a kilitlenmiş durumda

Elif Çakır

Yapılan anketlerde bir numaralı düşmanları “Türkiye” gözüküyor. Ama en merak ettikleri ülke de Türkiye…  Bana da hep Türkiye’yi sordular. “AK Parti’nin gündeminde Ermenistan ilişkileri yok mu, haberlerde göremiyoruz” dediler. Ümitle bakıyorlar seçim sonrasına. Gündemimiz yoğun, öncelikle iç meselelere yoğunlaştık diyorum… Anayasa ve Kürt meselesinin gündemin ilk maddeleri olduğunu, fakat seçimlerden sonra tekrar bu konunun gündeme geleceğini söyledim. Merakla ve ümitle bakan o güzleri gördüm. Şimdi de diyorum ki, Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınır bir an önce açılmalı. Komşular arasına aşılmaz sınırlar koymak, yıllarca beraber yaşayabilmiş halkları birbirinden kopartmak hoş değil. Nefret ilişkisinin aşka dönüşmesinin tam da vaktidir. Tarihî nefreti sona erdirmek elimizde. Türkiye’yi bu kadar merak edip sorular sorarlarken, bu soruların cevabı mutlaka müspet yönde olmak durumundadır. Haksız mıyım!

*****************************

Elif ÇAKIR ecakir@stargazete.com

Yas ülkesindeydim. Erivan’da. Neden bilmiyorum, gitmek üzere valizimi hazırlarken Votka Limon filminin DVD’sini de yanıma almayı planlamıştım. Filmi bir kez de Erivan’da izleyecektim, otel odasından, sislerin kapladığı gri şehre bakarken. Votka Limon filmindeki köyü görmeyi çok arzu ediyordum. Kürt yönetmen Hüner Salim tarafından çekilen filmin konusu Ermenistan’da bulunan Yezidi Kürt köyünde geçiyor. Filmi de yanıma alamadım, Erivan’daki Yezidi Kürt köylerine de gidemedim.

***

Bir yas şehri Erivan. Rengi gri. Hep bir yerlere sis çökmüş gibi. Ve mutsuz.

Buraya gelmek konusunda hiç istekli değildim. Nasıl derler ayaklarım hiç çekmedi gelmek konusunda. Erivan sokaklarında dolaşırken mahcuptum. İnsanların mutsuzluğu kadar yüzüm yerde yürüdüm. Kaçıp gitmek istedim üç gün boyunca…

Sandım ki, sokaklardan, evlerden uzanan başlar, bana merhabadan önce “Hrant’a ne oldu?” diye soracak. Bunu burada anlatamayacağımı biliyordum. Cümlelerim gidecek, harflerimi kaybedeceğim korkusuydu bendeki…

Ermenistan’ın Ararat’ı, Türkiye’nin Ağrı Dağı… Ve protokollerinin durdurulmasına sebep ihtişamlı Ağrı Dağı hâlâ karlı mayıs ayında.

Burası hep Ararat… Her yer. Sokakları, mağaza isimleri, yüksek binaların üzerindeki reklam panoları… Son derece politize olmuş bir halk, Ermenistan halkı. Akşam haberleri açtığınızda, on haberden en az dördü Türkiye’ye ilişkin. Seçim meydanlarındaki “polemikleri” de takip ediyorlar, seçim sonrasında kimin iktidarda olacağını da, Kürt sorununda çözümün nasıl olacağı konusunu da..

***

USAID (From the Amerikan People), GPOT (İstanbul Kültür Ünv. Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi) ve YEREVAN PRESS CLUP işbirliğiyle düzenlenen “Ermenistan-Türkiye Yakınlaşmasında Medyanın Katkısı” sempozyumuna katıldım.

İkinci gün konuşmacı olduğum programda, Türkiye iç siyasetine ilişkin aldığım sorular karşısında şaşırmadım desem yeridir.

Bu sempozyumda benim en dikkatimi çeken sunumlardan birisi ise Kafkas Araştırmalar Merkezi’nin yapmış olduğu “Ermenistan halkının Türkiye algısı” konulu bir alan çalışmasının sonucuydu.

Anket sonuçlarına göre, gelir ve eğitim düzeyi yükseldikçe karşılıklı olarak birbirine bakış düzeyi de pozitife doğru değişiyor. Türkiye-Ermenistan arasında gerginlik olmasını istemeyenler, komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesini isteyenlerin yaş ortalaması 18-35, Türkiye’ye negatif bakanların yaş ortalaması ise 50-61. Eğitim seviyesi yükseldikçe de Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasını isteyenlerin oranı artıyor.

Anket sorularını ve cevaplarının tamamını burada yayınlamam mümkün değil. Ancak misal, Ermeni bir genç kızın Türk bir erkekle evlenmesine olumlu bakanların oranı yüzde 1 iken, bu oran Ermenistan’ın Türkiye’yle ticari ilişkilerine yaklaşımda yüzde 45’e çıkıyor. Şimdilik Ermenistan halkının Türkiye’ye yaklaşımı bu bağlamda oldukça “mantıklı”. Ermenistan’la ticari ilişkiler devreye girdiğinde, halkındaki “önyargıyı” da bertaraf edeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok. Sonuçta, geçmiş tarihini “soykırım üzerine” kurmuş bir ülkeden bahsediyoruz. İçe kapanmış. Diaspora tarafından gettolaştırılmış bir ülke. Üç tarafının düşmanlarla kaplı olduğuna inandırılmış… Yapılan anketlerde bir numaralı düşmanları “Türkiye” gözüküyor. Ama en merak ettikleri ülke de Türkiye…  Bana da hep Türkiye’yi sordular. “AK Parti’nin gündeminde Ermenistan ilişkileri yok mu, haberlerde göremiyoruz” dediler. Ümitle bakıyorlar seçim sonrasına. Gündemimiz yoğun, öncelikle iç meselelere yoğunlaştık diyorum… Anayasa ve Kürt meselesinin gündemin ilk maddeleri olduğunu, fakat seçimlerden sonra tekrar bu konunun gündeme geleceğini söyledim.

Merakla ve ümitle bakan o güzleri gördüm. Şimdi de diyorum ki, Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınır bir an önce açılmalı. Komşular arasına aşılmaz sınırlar koymak, yıllarca beraber yaşayabilmiş halkları birbirinden kopartmak hoş değil. Nefret ilişkisinin aşka dönüşmesinin tam da vaktidir. Tarihî nefreti sona erdirmek elimizde. Türkiye’yi bu kadar merak edip sorular sorarlarken, bu soruların cevabı mutlaka müspet yönde olmak durumundadır. Haksız mıyım!

http://www.stargazete.com/yazar/elif-cakir/ermenistan-da-12-haziran-a-kilitlenmis-durumda-haber-353070.htm

Yorumlar kapatıldı.