İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AP, ‘zehir zembederek’ raporu kabul etti

Avrupa Parlametosu’nun bugün kabul ettiği raporu özgürlük konusuna vurgu yapıyor Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye ilişkin bugüne kadarki en sert raporunu kabul etti. Brüksel, raporda “Türkiye’de basın özgürlüğünün gidişatından endişeliyiz” mesajı verdi

Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye ilişkin bugüne kadarki en sert raporunu kabul etti. Brüksel, raporda “Türkiye’de basın özgürlüğünün gidişatından endişeliyiz” mesajı verdi.
Gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmaları da son anda rapora eklendi. Dışişleri Bakanlığı ise raporun, “tek taraflı, gerçeklerle bağdaşmayan ve kabulü mümkün olmayan unsurlar” içerdiğini savundu.
Hollandalı parlamenter AP’nin Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten “Beni ciddi olarak endişelendiren iki nokta var. PKK’nın eylemsizliği sona erdirmesi kararı kaygı vericidir. Diğer konu da basın özgürlüğü. İfade özgürlüğünü kısıtlayan, bir ülkenin kültürünü de kısıtlar. Bir ülke için özgür olmak ve her şeyi açıkça tartışmak her ülke için hayatidir” dedi.
Son yılların en eleştirel raporu olarak tanımlanan rapora, son anda gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmaları da girdi.
Avrupa Parlamentosu, “polis ve yargı tacizine maruz kalan” Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer gazetecilerin davalarını yakından izleyeceğini duyurdu.
Raporda, “Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi gazetecilerin tutuklanmasının, yargılamalarda güven kaybına yol açabileceği” kaydedildi.
Raporda ayrıca, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla gazeteciler aleyhine açılan davalardan endişe duyulduğunun da altı sert ifadelerle çizildi.
Raporda, Türkiye’de makul sürede adil yargılama koşullarının bulunmadığına dikkat çekiliyor.
AŞIRI TUTUKLULUK SÜRELERİ
Avrupa Parlamentosu rapor ile, “Ergenekon” ve “Balyoz” davaları kapsamındaki aşırı tutukluluk sürelerinden duyduğu “kaygıyı” dile getirip, tüm zanlılar için “gerçek yargı güvencesi” istiyor.
Sadece bunlar da değil. Raporda, insan hakları ve kilit öneme sahip reformlar konusundaki yavaş ilerleme, Türkiye’deki kadınların durumundaki kötüleşme, namus cinayetleri ve zorla evlilik vakalarının artmasından duyulan kaygı da dile getirildi.
Liberallerin kabul gören bir değişiklik önergesiyle de AB’ye, ortak dışpolitika ve güvenlik politikası faslında Türkiye ile müzakereleri başlatması çağrısı yapıldı.
Liberallerin bir başka değişiklik önergesiyle, halkının çoğunluğu Müslüman, laik bir demokrasi olan Türkiye’nin Arap dünyasında ilham kaynağı olduğuna dikkat çekilerek, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın demokratikleşmesinde AB ve Türkiye’ye uyumlu çaba gösterme yönünde güçlü çağrı yapıldı.
Oylamada, Rum ve Yunan milletvekillerinin Türkiye aleyhine verdiği önergelerle 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının tanınması yönündeki önerge büyük farkla reddedildi.
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU
AP Türkiye kararında, “üniversitelerdeki başörtüsü sorununun kadınların özgür tercihine saygılı şekilde çözülmesi” çağrısı yapıldı. Türkiye’nin demokratikleşmesine verilen destek yanında açık ve çoğulcu toplum kararlılığı nedeniyle Türk vatandaşlarının ve sivil toplumun övüldüğü belgede, reformların yavaş ilerlediği savunularak, hükümetten çabalarını yoğunlaştırması istendi.
12 EYLÜL REFERANDUMU
12 Eylül referandumuyla kabul edilen anayasa değişikliğinin “doğru yönde atılmış bir adım” olarak değerlendirildiği belgede, Türkiye’de temel özgürlüklerin ve insan haklarının güvence altına alınması ve gelişmiş çoğulcu demokrasiye dönüşüm için anayasanın bütünüyle değiştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.
Hükümet ve muhalefetin bu konudaki hazırlığının memnuniyetle karşılandığı AP Türkiye kararında, yeni anayasa sürecine tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun dahlinin güvence altına alınması istendi.
İNTERNET YASAKLARI
Belgede, Türk basınında internet dahil bazı sansür eylemleri ve artan otosansürün basın özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtilerek, basının bağımsızlığının demokratik toplumlardaki hayati rolüne vurgu yapıldı. Türkiye’de medya sahipliği, bağımsızlığı ve idari kontrol sorunlarının çözümü için yeni basın yasası çıkarılması gerektiği belirtildi.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Kararda, Türk Ceza Kanunu’nun 220, 301, 314 ve 318’nci maddeleri ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 7’nci maddesi gibi birçok düzenlemenin ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam ettiği savunuldu.
Kararda, hükümete, Türkiye’deki mevzuatı gecikmeksizin gözden geçirerek ifade özgürlüğü noktasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyumlu hale getirmesi çağrısı yapıldı. Türkiye’nin yargı alanında gerçekleştirdiği reformların “takdir edildiği” belgede, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının çoğulcu demokratik toplumun işleyişinde kilit rol oynadığına işaret edildi.
SİVİL-ASKER İLİŞKİSİ
Sivil-asker ilişkilerinde sağlanan ilerlemeden dolayı Türkiye’nin övüldüğü kararda, TBMM’nin güvenlik güçleri ve savunma bütçesi üzerinde tam denetim yetkisinin güvence altına alınması talep edildi.
SEÇİM BARAJI
AP kararında, yüzde 10 seçim barajının indirilmesi önerilerek, parti çoğulculuğunu ve Türk toplumunun çoğulcu yapısını daha iyi yansıtacak şekilde seçim yasasında reform çağrısı yapıldı. Kararda, enerji faslını daha fazla gecikmeden müzakerelere açmaları konusunda AB üyeleri teşvik edildi.
KIBRIS SORUNU
AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan kararda,Türkiye’ye hitaben, “Derhal askerlerini çekmeye başlayarak, müzakereler içinuygun atmosfer oluşturulmasını kolaylaştır” ifadesi yer aldı. Belgede Türkiye’den, KKTC’deki askeri bölgelere girişine izin vermek suretiyle Kıbrıs’ta kayıp kişileri araştırmak için kurulan komiteye desteğini artırması  istendi.
Tavsiye niteliğindeki kararda, “demokrafik dengeyi” bozacağı ve çözümü zorlaştıracağı gerekçesiyle Türkiye ve KKTC makamlarına, “adaya yeni Türk vatandaşlarının yerleştirilmesinden kaçınmaları” çağrısı yapıldı.
Öte yandan kararda, “Türk hükümeti ve ilgili tüm tarafların Kıbrıs’ta devam eden müzakereleri aktif şekilde desteklemeleri ve kapsamlı çözüme somut katkı yapmaları” istendi.Belgede, BM Güvenlik Konseyi’ndeki İran’a ilave yaptırımlar oylamasında Türkiye’nin “hayır” oyu kullanmasının üzüntüyle karşılandığı ifade edildi. AP’de büyük oy çoğunluğuyla onaylanan kararda, Türkiye’nin gittikçe daha aktif hale gelen dış politikası “not edilerek”, Ankara’dan, ortak çıkarı ilgilendiren dış politika konularında AB ile koordinasyonunu yoğunlaştırması talebi de dile getirildi.
“DIŞİŞLERİ: RAPOR GERÇEKLEŞRE BAĞDAŞMIYOR”
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu’nun 2011 Türkiye raporunun Türkiye’de reformlar alanında atılan olumlu adımlara kısmen değinmekle birlikte, esas itibariyle, “tek taraflı, gerçeklerle bağdaşmayan ve kabulü mümkün olmayan unsurlar” içerdiğini belirterek, AP’nin raporlarının Türkiye açısından anlam taşımasının, “ancak ciddi, yapıcı ve tarafsız bir tutum benimsenmesi halinde mümkün olabileceğini” bildirdi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Avrupa Parlamentosu (AP) 2011 Türkiye Raporu’nun bugün Strazburg’da gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısı çerçevesinde oylanarak kabul edildiği hatırlatıldı.
“AB kurumlarının aday ülkeler hakkındaki değerlendirmelerinin, bir yandan katılım sürecinde tamamlanması beklenen gerekliliklere dikkat çekerken, diğer yandan süreci ilerletmeye yönelik olarak aday ülkeyi teşvik edici bir yaklaşımla kaleme alınması gerekmektedir” denilen açıklamada, AP Genel Kurulu tarafından Türkiye hakkında bugün kabul edilen raporun ise, Türkiye’de reformlar alanında atılan olumlu adımlara kısmen değinmekle birlikte, esas itibariyle, “tek taraflı, gerçeklerle bağdaşmayan ve kabulü mümkün olmayan unsurlar” içermekte olduğu bildirildi.
Bakanlık açıklamasında, “Müzakere eden aday ülke sıfatıyla Türkiye Avrupa halklarının temsilcisi ve AB kamuoylarının sesi olan AP’den adil ve objektif olmasını ve işlevinin gerektirdiği ciddiyeti sergilemesini beklemektedir” denilerek, “Raporda, AB’nin çıkarları gözardı edilme pahasına, malum ülkeleri temsil eden az sayıdaki parlamenterin iç siyasi mülahazalarıyla bazı hususlara yer verildiğini görmekteyiz. Bu yaklaşımı, Türkiye-AB ilişkilerinin dayandığı tarihi geçmiş, paylaşılan değer, çıkar ve hedefler ile ilişkilerimizin bugün ulaştığı nokta itibariyle mantıklı ve sağduyulu bir çerçeveye oturtmak mümkün değildir” denildi.
AP tarafından yayınlanan belge ve raporların Türkiye açısından anlam taşımasının, “ancak ciddi, yapıcı ve tarafsız bir tutum benimsenmesi halinde mümkün olabileceğinin” belirtildiği açıklamada, Türkiye’nin kazanılmış haklarına sahip çıkmaya ve AB’ye katılım hedefi doğrultusunda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğinden kimsenin şüphe duymaması gerektiği kaydedildi.
BAĞIŞ “BÜYÜK ÇELİŞKİ”
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da raporu eleştirdi. Bağış, raporda, “hem Ergenekon davasının ve darbe planlarının ilerletilemediği konusunda Türkiye’yi eleştirmesinin, hem de bu kapsamda gözaltına alınan isimlerin basın özgürlüğüne zarar verdiğini söylemesinin ciddi bir çelişki olduğunu” söyledi.
Bağış, “Raporun katıldığımız ve katılmadığımız yönleri elbette var. Ama Avrupa Parlamentosu’nun daha önce bu kadar dengeli bir rapor hazırladığını hatırlamıyorum. Özellikle Kıbrıs sorunu ve basın özgürlüğü konularında birtakım önkabuller ve önyargılar halen devam ediyor. Bunları kabul etmemiz mümkün değil” dedi.

Yorumlar kapatıldı.