İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ERMENİLERLE 2015 MÜCADELESİ, ASALA YENİDEN Mİ?

Utku Çakırözer

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve bakanlık üst düzey yöneticileri, geçen hafta Türkiye’nin yurtdışındaki tüm büyükelçilerini Ankara’ya çağırarak Türk dış politikasını önümüzdeki ay ve yıllarda meşgul edecek konular üzerinde görüş alışverişinde bulundu. Ele alınan konulardan en önemlisi Ermeni meselesiydi.Aralık ayının son günlerinde ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerindeki Türkiye büyükelçiliklerine elektronik postayla tehdit mesajları ulaştı. Hepsinin ortak noktası 1973-1985 yılları arasında Türkiye’nin yurtdışındaki temsilciliklerine saldırılar düzenleyen ancak 80’li yılların sonunda devre dışı bırakıldığına inanılan Ermeni terör örgütü ASALA imzası taşımasıydı. Tek merkezden gönderilmiş izlenimi veren ve “Sakın yok olduğumuzu sanmayın. Hesabınızı göreceğiz” tehdidi içeren mesajların diğer ortak yönü zamanlamasıydı.
Media Watch

Hepsi de Türk büyükelçiliklerine, Ermenilerin, ABD Temsilciler Meclisi’nde Ermeni soykırım iddialarının kabulüne ilişkin karar tasarısını oylatma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığı 22 Aralık tarihinden hemen sonra ulaşmıştı. ASALA düzenlediği saldırılarda aralarında diplomat, güvenlik görevlisi ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşını öldürdüğü için tehdit mesajları Ankara’da alarm etkisi yarattı. Tehdit giden Türk büyükelçilerin görev yaptıkları ülkelerin yetkili makamları tehdit mesajları konusunda bilgilendirildi ve Türk diplomatik temsilciliklerinin korumasının arttırılması istendi. Konu, Ankara’daki büyükelçiler toplantısında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da katıldığı güvenlik oturumunda da tartışıldı.
2015 planı: Bir karar ve bir film
Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin, Ermenilerin soykırım tezlerini dünyaya kabul ettirme girişimlerini durduracağı hesaplanıyordu Ankara’da uzun bir süredir. Ancak hem imzalanan protokollerin iki ülke tarafından bir yılı aşkın süredir onaylanmamış olması, hem de Ermeni diyasporasının hazırlıklarına ilişkin Ankara’ya gelen bilgiler bunun çok uzak ihtimal olduğunu ortaya çıkarmış durumda. Bu nedenle, büyükelçilerle Ermeni meselesi üzerine ayrı bir oturum düzenlenmesi ihtiyacı doğdu.
Ankara’ya ulaşan bilgilere göre başta ABD’de yaşayanlar olmak üzere tüm dünyadaki Ermeni diyasporası 2015 yılına hazırlanıyor. Ermeniler soykırım yaşandığını iddia ettikleri 1915 tehcirinin 100. yıldönümü için kendilerine önemli hedefler koymuş durumda.
Bunların birincisi ve en önemlisi ABD yönetiminin soykırım iddialarını kabul eden bir adım atması. Yani ya Başkan’ın 24 Nisan açıklamasında bu yer alacak ya da ABD Kongresi’nin bir kanadından bu yönde bir karar çıkarılacak.
Eğer bunlardan birini başarabilirlerse bunu takip eden ikinci adım, önce uluslararası sigorta şirketlerini ardından da rücu yoluyla Türkiye’yi tazminata mahkûm ettirmek olacak.
Ankara’ya ulaşan bilgilere göre Ermeniler 2015 için dev bütçeli ve tanınmış oyuncuların rol alacağı bir film de çekmeye hazırlanıyor.
Ankara’nın kafası karışık
İşte bu bilgiler ışığında yapılan Ankara’daki büyükelçiler toplantısında Ermenilerin planlarını bozmak için Türkiye’nin neler yapması gerektiği konusu masaya yatırıldı. Ancak “beyin fırtınası” biçimindeki toplantıdan net bir karar çıktığını söylemek zor. Önerilerden biri “Türkiye’nin de karşı atağa geçerek olaylara ilişkin kendi filmini yapması”.
Bir başka tartışılan konu hukuk alanında atılacak adım: “Türkiye tek taraflı olarak Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na gitsin mi?”
Ermeni oturumunda en fazla tartışılan konu Ermenistan ile normalleşme sürecinin akıbeti olmuş. Normalleşmenin Ermeni tezlerine karşı Türkiye’nin elini güçlendireceği yönündeki geleneksel görüşe karşı, hatırı sayılır miktarda büyükelçi söz alarak “Ermenistan ile imzalanan protokollerin iptal edilmesi gerektiği” yönünde görüş bildirmiş.
Devletin önemli görevlerinde bulunmuş isimlerin de aralarında yer aldığı bazı büyükelçilerin ise Dışişleri Bakanlığı’nın Ermenilerin soykırım iddialarını dünyaya kabul ettirme girişimleri konusunda daha sert tepki göstermesi gerektiği uyarısını yapma ihtiyacı hissetmiş olması da dikkat çekici bir ayrıntı.
Anlaşılan o ki Ermeni meselesi 2015 yılına giden bu süreçte Ankara’yı çok daha fazla meşgul edecek temel bir gündem maddesi haline dönüşüyor…

Yorumlar kapatıldı.