İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mübadele Müzesi Çatalca’da Açıldı

Mübadele Müzesi Çatalca’da Açıldı

Törene Fener Rum Patriği Patrik Bartholomeos da katıldı

Müzeyi gezen mübadiller duygusal anlar yaşadı

24 Temmuz 1920’de imzalanan Lozan Barış antlaşmasıyla Türk ve Yunan haklarının mübadelesine ilişkin bir sözleşme de imzalanmıştı. Bu sözleşme kapsamında, Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodokslar ile Rum topraklarındaki Türkler zorunlu mübadeleye tabii tutuldu. Mübadeleyi konu alan ilk müze ise İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansının katkılarıyla Mübadele Müzesi adıyla Çatalca’da açıldı. Açılışa Fener Rum Patriği Patrik Bartholomeos, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Lozan Mübadilleri Vakfı Başkanı Arif Ümit İşler, Birleşmiş Milletler (BM ) Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temcilsici Carol Batchelor ve mübadiller katıldı.

“MUTLULUĞUMUZUN YANI SIRA ÇOK DA DUYGULUYUZ ”

Lozan Mübadilleri Vakfı Korosunun 
Türkçe ve Rumca söylediği türkülerle açılan program, açılış konuşmalarıyla devam etti. Açılış öncesi bir konuşma yapan Lozan Mübadilleri Vakfı Başkanı Arif Ümit İşler, “Bizlerin öncelikle yapmak istediği Göç ve Mübadele müzesiydi. Bunu bugün kutlamanın sevincini yaşıyorum “dedi.

Birleşmiş Milletler (BM ) Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor ise, BM’nin bu müzenin açılışını büyük bir mutlulukla karşıladığını aktararak, “BM Mülteci Örgütü olarak mübadillerin geçmişte yaşadıkları bu acıyı anlayabiliyoruz.Bu müze ve müzede sergilenenler yerinden edilenlerin başına gelenleri anlamamızda yardımcı olacaktır. Bu müze sadece Türkiye ve Yunanistan’da evlerini terk etmek zorunda kalanları değil tüm dünyada yerinden ve evinden edilenleri simgeliyor “diye konuştu.

Fener -Rum Patriği Patrik Bartholomeos da kürsüye çıkarak bir konuşma yaptı. Bartholomeos konuşmasında, bu anlamlı açılışa katılmaktan duyduğu mennuniyeti dile getirdi. Bartholomeos, “Mutluluğumuzun yanı sıra çok da duyguluyuz. Zira 90 yıl kadar önce vuku bulan insanlık tarihinin en büyük zorunlu göçlerinden biri olan mübadelenin bu yakadaki mensupları için, ilk defa biz müze açılmaktadır. Bu müze yıllardır savrulmuş olanları, gelenekleri, anıları, tarihi bilgileri, eşyaları derleyecek toparlayacak ve genç nesillere aktararak onlarla paylaşacaktır. Artık bahsettiğimiz değerlerin sığınacağı bir evi olacaktır. Kendilerine basit bir ev kendi sosyal ve kültürel yaşamlarına göre inşaa edilmiş bir mekan içinde mübadillerin ruhlarının var olacağı bir yer “şeklinde konuştu.

?

“KEŞKE İNSANLAR GÖÇE ZORLANMASAYDI ”

Bartholomeos, “Bizler Patrikhane olarak, mübadelenin ilk günlerinden bugüne kadar geçen sürede dinsel kültürel eğitsel değerleri Ortodoks mübadiller ile paylaştık. Onları kaybetmenin acısını daima hissettik. Ninelerinin dedelerinin anılarını yad ediyoruz. Ruhlarının huzur bulması için dua ediyoruz. Geleneklerini paylaşıyoruz müziklerini dinliyoruz. Keşke insanlar göçe zorlanmasaydı. Keşke herkes ait olduğu ve kendi iradesiyle yaşamak istediği yerde kalabilseydi. Mutlaka daha verimli hayatlar yaşanırdı o zaman” şeklinde konuştu. Bartholomeos konuşmasının sonunda samimi arkadaşını orada görmekten duyduğu mutluluğu da dile getirdi. Bartholomeos, Gelibolu’daki Demirtepe’de 40. Piyade Alayında yedek subaylığını yaparken tanıştığı, samimi dostu Mehmet Ali Akgün’e selam da gönderdi. Bartholomeos kürsüden indikten sonra, samimi dostu Mehmet Ali Akgün ile kucaklaşmayı da ihmal etmedi. Konuyla ilgili bir konuşma yapan Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara ise, “Bugün açacağımızı bu müzeyle işimiz bitmiyor. Aksine işe hep birlikte daha yeni başlıyoruz. Müze bu konuda bize umut olacaktır; önderlik yapacaktır. Bu müzenin sayesinde Kaleiçi mahallesinin restorasyonunu gerçekleştireceğz. Bölgemiz hem iç hem de dış turizme açılacak “ifadesini kullandı

Mübadele Müzesinin açılışından sonra, Patrik Bartholomeos, Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara ve davetliler müzeyi gezdi.

88 YAŞINDAKİ VEDİA ELGÜL’ÜN GÖZYAŞLARI

Mübadillerden 88 yaşındaki Vedia Elgün müzeyi gezerken, duygusal anlar yaşadı. 1924 yılında 1.5 yaşındayken İstanbul’a anneannesinin yanına gelen daha sonra da Giresun’a giden Elgün, yaşadıklarını anlattı. İstanbul’a 9 yaşında tekrar geldiğini aktaran Elgün, “9 yaşında geldim 88 yaşındayım. Ben Atatürk’ün doğduğu yerde Cumhuriyetin kurulduğu topraklarda Selanik’te doğdum. “dedi. Müzede annesinin de üç eşyası olduğunu aktaran Elgün hislerini de paylaştı. Elgün, “İlaç aldım zaten. Çok duygulanacağım. Annem yaşasaydı 120 yaşında olacaktı. Onun ruhunu hissedeceğim gibi geliyor bana. Annemin lizözü var burada; salonuma asayım diye tablo yapmıştım. Paçalık denilen düğünün ertesi günü giyilen bileklere kadar uzanan bir elbise var.Kendi el yazısısyla burada nota defterini de göreceksiniz annemin “dedi.

Elgün annesinin eşyalarının bulunduğu bölüme gelince ise, oldukça duygusal anlar yaşadı. Mübadele için bir kitap hazırladığını ve kitaba kendi ortaokul fotoğrafını koyacağını da anlatan Elgün, “Çok duygulandım. Gayretle konuşuyorum.Ruhunu yanımda hissettim. Sanki bana bakıyordu; O kadar hissetim ki” diyerek gözyaşlarına boğuldu.

” BOŞU BOŞUNA BİZİ YORDULAR ”

1920 doğumlu İsa Erol da müzeyi gezenler arasındaydı. Müzeye bağışladığı bir eşya olmasa da, Erol’un da gözünde adeta o zamanlarda yaşadıkları canlandı. Erol, “4 yaşındayken buraya mübadil olarak geldim. Tuzla’ya geldik. Çatalca’nın içi ve Silivri’nin içinde Rumların boşalttığı yerlere biz geldik. 1924’ten beri buradayım. 86 sene falan oldu” diye konuştu.

Duygulandığiını söyleyen 90 yaşındaki Erol, “Mazimizi, geçmişimizi, yaşadıklarımızı yeni nesillere, ancak bu belgelerle anlatabiliriz. Onları böyle göstermek biraraya toplamak yeni “dedi. 1998 yılında Yunanistan’a tekrar gittiğini söyleyen Erol, “Boşu boşuna bizi yordular. Orada da yaşanabilirdi. Mutlu olabilirdik. Sonradan mübadele dolayısıyla sıkıntılar çektik. Şimdi alıştık tabii “şeklinde konuştu. (Doğan Haber Ajansı) 39 dakika önce..

Yorumlar kapatıldı.