İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kanlı Düğün 

KANLI DÜĞÜN

Ragip Zarakolu
Günlerdir, Mardinli Soney’in resmine bakıyorum, karalar giyerek nikaha giden.
Sanki Lorca’nın oyununun bir versiyonunu izliyorum.
Ne kadar güzel bir kadın, ölüme hükümlü.
Meleklere has bir güzellik yüzündeki, masumluk, hiçbir günaha bulaşmamışlık akan.
Bana Fra Angelico’nun freklerindeki melekleri anımsatıyor.
Güney Doğu yeni bir efsane daha üretti.
Nice klama, nice deng bejin anlatısına konu olacak.
Sanki Doğu Bayazıd’ın bir öyküsünü dinliyorsun.
Ya da Ahtamar’ınkini…
Mardinli Kız Ermeni, delikanlı Batmanlı Müslüman.
Kızın ailesi Kürtçe konuşuyor. Batmanlı aile Arapça.
Batmanda, çok yerde Arapça Kürtçe koşuttur zaten. Aile mutlaka Kürtçe de biliyordur.
Ve bir sürpriz daha öldürülen delikanlının ailesi de 1915 soykırımı sırasında Müslüman olmuş.
Ve hala Ermeni kimliğini koruyan akrabalara sahip
İlk düşen haberlerde ise Kızın Süryani olduğu yazılmıştı.
Alın bir bilmece daha.
Güney Doğu da kültürlerin ve kimliklerin inanılmaz iç içe geçmesi.
Çok önceleri bilmezdim, Elazığ yöresine Rumlaşmış bir Ermeni toplumunun yaşadığını.
Hay-horomların varlığını…
Süleymaniye Yahudilerinin Kürtçe konuştuğunu bilirdim de, Zaho’da Yahudilerin Süryanice konuştuğunu bilmezdim.
Ermeni ve Nasturi aşiretlerinin varolduğunu da çok geç öğrendim
Bazı kaynaklarda Hristiyan Kürtlerden söz edildiğini.
Hasılı Güney Doğu bir gizem sandığı dibi olmayan.
Nice Murathan Mungan’lar çıkıp bu gizemli öyküleri yazacak.
Soney- Zekeriya’nın olanaksız aşkı bir klam olacak.
Modernist Sömürgeci kafası ile bakanlar bu coğrafyayı asla anlayamayacak

***
19 Ocak yaklaşırken ve gerginlikler yaşanırken, aklıma filozof George Santana’nın şu sözleri geliyor: “Geçmişlerini hatırlayamayanlar onu tekrarlamaya mahkumdurlar.” Karanlık tarihlerini öğrenmelerine izin verilmeyen Türkiye toplumunda tek gördüğümüz de budur. “Gizli tarih, gizli ve şiddet içeren bir bugünü de doğurur.”
Joyce’un “Ulysseus”unda Stephan Deadalus şöyle der: “Tarih uyanmaya çalıştığım bir karabasandır.” Savunmasız durumdaki herhangi bir Ermeni’nin, Bir Kürdün, bir Rumun, bir Alevinin, bir Süryaninin acıyla tekrarlayacağı bir ifade bu. Yaşamaya devam ettikeri travmaya uygun bir kavram. Kurbanlar açısından bu miras süregelen resmi inkarla bir zehir gibidir.
***
Peter Balakian, “Hrant Dink’in ölümü Türkiye’de demokrasi hareketine katkıda bulundu; bu bağlamda, Dink bir demokrasi şehididir. Ölümü Türkiye’deki düşünce özgürlüğüne ve Ermeni geçmişine dair derinlemesine bir incelemeyi gerekli kılmıştır. Hrant’ın mirası, benim açımdan Ermeni-Türk aydın diyalogu ve dostluğunda yeni bir iklimin simgesidir. Bir zamanlar pek çoğumuz için Türkiye’ye dair derin bir soyutlama mevcutken, şimdi daha görünür ve daha karmaşık bir dünya var.”

Yorumlar kapatıldı.