İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye Ermenistan ilişkilerinde Pechakucha

Türkiye Ermenistan ilişkilerinde Pechakucha 

9 Aralık 2010 Perşembe, 00:25 DOĞAN ERTUĞRUL AÇIK GÖRÜŞ 

Ermenistan Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde inisiyatif STK’lara geçmiş durumda. Ancak Türk ve Ermeni STK’ları arasında siyasete ilişkin hedefler konusunda önemli bir anlayış farkı var.

DOĞAN ERTUĞRUL

Gazeteci

Ermenistan’la, ‘Futbol diplomasisi’yle başlayan ve protokollerin dondurulmasıyla çıkmaza giren normalleşme sürecinde inisiyatif bir süredir STK’lara geçmiş durumda. Ankara iç politik riskler taşıyan bu konuyu en azından bir süre daha gündemde tutmamakta kararlı görünüyor. Zaten AK Parti’ye kadar Türkiye, her yıl yaşadığı ‘Nisan Sendromu’ hariç, ilişkilerin seyrinden rahatsız da görünmüyordu. Oysa Erivan için durum farklı. Sınırların açılması ve normalleşme Erivan için sadece iyi komşuluk arayışı değil, ekonomik refah ve bölgesel meşruiyet ayrı zamanda. Bu yüzden Ermeni STK’ları ilişkilerin gelişmesi için daha istekliler. Bu çabalar ABD’den ekonomik ve siyasi destek görüyor. İki ülkenin medya, iş dünyası, üniversiteleri arasındaki görüşmeler teşvik hatta finanse ediliyor. Bölgesel krizlerde inisiyatif almaktaki ağırkanlı tavrımız göz önüne alınırsa, şaşılacak bir şey de yok.

Siyasetten kaçıyorlar

Ancak diplomasinin dondurulduğu bu aşamada Türk ve Ermeni STK’ların etkinliğinin önünde bazı engeller olduğu görülüyor. Türk ve Ermeni STK’ları arasında siyasete ilişkin hedefler konusunda önemli bir anlayış farkı var. Ermenistan’la ilişkilerde önemli inisiyatifler olan (Global Political Trends Center) GPOT direktörü Prof. Mensur Akgün’ün son Erivan toplantısında belirttiği gibi, Türk tarafı STK’lar aracılığıyla siyaseti etkilemek, politikalar oluşturmak ve önermek gerektiğine inanıyor. Ancak Ermenistan STK’ları, daha ekonomik sosyal ve kültürel nitelikli etkinliklerden yana görünüyorlar. Şüphesiz Ermeni STK’ların siyasete mesafeli duruşlarının altında ülkenin siyasi atmosferinin etkisi küçümsenemez. Çünkü sadece STK’ların değil, Türkiye’de kamuoyu ve siyaset üzerinde baskı kuran medyanın bile Ermenistan’da etkinlik alanı çok sınırlı. O kadar ki ülkenin en çok satan gazetesinin tirajı bile birkaç bini aşmıyor. En çok reyting alan televizyonların izleyici sayısı da yine birkaç binle sınırlı. Türkiye’de ise Futbol diplomasisi ya da protokollerin imzalanması sürecinde STK’lar ve medya siyaseti cesaretlendiren ve teşvik eden bir işlev gördü. Her iktidar için siyasi risk anlamına gelebilecek adımlar, Ahtamar Kilisesi’nde ayine izin verilmesi de dahil olmak üzere, -onlara bu cesareti veren de siyasetin bu konuda aldığı inisiyatifti şüphesiz- kamuoyunun ve medyanın önemli desteğini aldı.

Bu nedenle yine Akgün’ün altını çizdiği gibi eğer atılan adımlar protokollerin uygulanması, sınırların açılması, ekonomik ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesine katkı gibi sonuçlar doğurmazsa, STK’ların çabalarıyla alınan yolun ilk siyasi krizde yok olma tehlikesi var.

Ermenistan STK’ları Karabağ ve Azerbaycan konusunda çok katı bir tutum izliyor. Toplantıya katılan birçok isim Erivan-Ankara ilişkileri ve iki ülke STK’larının girişimlerine Azeri STK’larının dahil edilmemesi -Ki Eurasia Partnership Foundation’ın (EPF) böyle bir çabası olduğunu biliyoruz- gerektiğini öne sürdü ısrarla. Diplomatik olmaya çalışan ancak öfkeli bir dille Azerilerin dahil edilmesinin çabalarını sonuçsuz bırakacağı tekrarlandı. Azerilerin dahil edilmemesi anlaşılabilir ve belki de daha doğru olur ama Ermeni STK’larının ısrarı kategorik bir karşı çıkış gibi görünüyordu, ki bunun sorunların çözümüne katkı sağlamayacağı açıktır.

Son olarak, getirilen bazı önerilerin fazla Amerikanvari olmak gibi bir zaafı olduğunu düşünüyorum. EPF’nin önerisi -o eğlenceli- Pechakucha’yı örnek verebilirim. Oradan öğrendiğimiz kadarıyla Japonca ‘fiskos’ anlamına gelen Pechakucha tasarım öğrencilerinin projelerini sunması için geliştirilmiş bir model. Hatta İstanbul’da da birkaç kez geniş katılımlı Pechakucha etkinlikleri yapılmış. Model mimari projeyi 20 farklı görsel malzeme eşliğinde ortalama 20’şer saniye içinde anlatmaktan ibaret.

Fiskos etkinlikleri…

EPF Türk ve Ermeni gençlerin öteki algılarını ve belki de daha başka temaları görsel malzeme üzerinden birbirlerine anlatmaları önerildi -bana nedense modernleşmek için her köye bir piyano sloganını hatırlattı- toplantıda. Hatta daha anlaşılır olsun diye, bir uzman bize dünyanın farklı bölgelerinde çoğunlukla gençlerin yaptıklarını Pechakucha örneklerini gösterdi. Haksızlık etmek istemem ama benim aklımda en çok, belki de algıda seçicilikle ilgilidir, farklı yüz ifadeleriyle Yunanlı sanatçı Nana Mouskuri ile ilgili olan kaldı sadece. Başka katılımcılar katalogdan kendilerine daha ilginç gelen iş’leri gösterdiler. Ancak hepimizin ortak ilgisine mazhar olan nü ile soft porno arasında gidip gelen 20 görsel malzemeden oluşan işti. Doğal olarak bu iş toplantının havasının biraz hafiflemesine yol açtı. Hatta uzun süre Türkiye’deki Ermeni karşıtı çevrelerin böyle bir etkinliğe verebilecekleri tepki üzerinde eğlenceli yorumlar yapıldı. Öyle ya ‘ötekini/düşmanı’ cinsel eylem üzerinden nitelemenin geniş bir tarihi vardı, toplumumuzdaki Ermeni algısının bu yargıya büyük katkılar yaptığı su götürmezdi. Neyse ki Pechakucha Türk ve Ermeni gençler için önerilen ne tek ne de en önemli etkinlikti. Başka işbirliği alanları tartışıldı ayrıntılı olarak. Ancak Pechakucha benim aklımda o duymaktan pek hoşlanmadığımız bölgesel şartların ne denli önemli olduğunun ironik bir sembolü olarak kaldı.

dogaertug@yahoo.com

Yorumlar kapatıldı.