Patrik Seçimi müteşebbis Heyeti ve Yüksek Seçim Kurulu
Değerli okurlar,
Başta bizim Ermeni yazar çizerlerin bir bölümü olmak üzere, tabi onların dostu Türk yazarlar eş patrik seçimi ile görevli olduğu halde yeni patrik seçimine karar veren heyeti Yüksek Seçim Kurulu olarak tanımlıyor. Daha da ilginci, Katolikosluklarda ve Kudüs patrikliğinde defalarca uygulanmış olan eş katolikosluk ve eş patriklik Ermeni kilisesinin geleneklerinde olmadığı iddia edilirken, son üç seçimde sözü geçen ve ismi de görevi de hiçbir yerde doğru dürüst tanımlanmadığından olacak kendilerine diledikleri elbiseyi biçip, diledikleri unvanı veren bu heyetin Ermeni kilisesinin kural ve geleneklerinde varlığı iddia ediliyor.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Bu tam anlamıyla fare de file benzer ikisinin de kuyruğu vardır, yaklaşımıdır.
Önce Yükse Seçim Kurulu konusunda kısaca bilgi verelim:
Yüksek Secim Kurulu üyeleri Yargıtay ve Danıştay üyesi yargıçlar, hukukçular arasından seçilir. “Yüksek Seçim Kurulunun görevleri Anayasanın 79.maddesinde sayılmıştır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Secim Kurulunundur.” Görüldüğü gibi YSK’nin da tek görevi seçimi yasalara uygun olarak, dürüstçe yönetmek, seçim sürecinde ve sonrasında şikâyetleri incelemek ve yolsuzlukları engellemektir, hükümetin kararlarını yargılamak değil. Hükümet genel seçim yapmaya karar verirse, YSK yerel seçim veya referandum yaptıramaz. Görevi hükümetin verdiği kararı uygulamaktır.
Kendilerine Patrik müteşebbis Seçim Heyeti diyen heyetin ise, ne yaş sınırı, ne eğitim ölçüsü var. Okuma yazma koşulu bile yok. Bu heyet seçilme koşullarını belirleyen ne bir kural, ne de gelenek var. İnsaf da dinin yarısı derler Allah aşkına böyle bir kurul nasıl YSK olabilir. Tabi unutmayalım heyette iki avukat var, doğal olarak bizim iki avukat, Yargıtay ve Danıştay hakimlerine bedeldir(!) derlerse o başka.
Şimdi şu müteşebbis seçim heyetinin temeline gidelim. Bu heyetin isminden yola çıkarsak bunun bile uydurma olduğu ortaya çıkar. Müteşebbis ne demek, bir işe girişen demek. Peki, seçilmiş bir heyet girişimci olabilir mi? Bir fabrika kurmak isteyen arsa alıp, yatırım yapan kişi müteşebbistir ama bu fabrikanın yapımı için seçtiği heyet olsa olsa memur olur görevli olur.
1927 Patrik seçiminin 1863 Nizamnamesine göre yapıldığı belli. 1950 seçiminde ise ne müteşebbis lafı var ne de müteşebbis heyet. İsterseniz belgeleyelim. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yazısı aşağıda:
“Yapılan müracaata hükümetin cevaben gönderdiği 19.09.1950 ve 11824 sayılı kararname çıkarıldı. (…)19.9.950 gün ve 11824 sayılı kararname: “Münhal bulunan İstanbul Ermeni Patrikliği için yapılacak seçim yeni bir kanun ve tüzük çıkıncaya kadar ve bir defaya mahsus olmak ve atiye ait hiçbir hukuki hüküm ifade etmemek kayıt ve şartıyla aralarından seçecekleri bir intihap heyeti vasıtasıyla yapılması, İçişleri Bakanlığının 11.8.950 gün ve 42040 Sayılı yazısı üzerine Bakanlar Kurulunca 19.9.950 tarihinde kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar”1
Görüldüğü gibi burada söz edilen intihap heyeti de delegeler meclisi anlamına gelir. Seçim heyeti değil. Müteşebbis heyet sözü tutanaklarda da geçmez.
Gelelim 1960 sonrasına.1960 İhtilalı sonrası patriğin ölümünden sonra bir takım parerar ve yöneticilerin patrik ölünce patrikliğe gidip ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız diyenler gerçekten o dönemde müteşebbis olarak tanımlanmışlardır. Çünkü İhtilal olmuştur ve kalıcı bir seçim yönetmeliği yoktur. Üstelik patriklik bu dönemde epeyce yıpratılmıştır. Nitekim uzun bir çabadan sonra geçici patrik yönetmeliği yayımlanmıştır. 1961 yılında yayımlanan ve her üç seçime de esas olan yönetmelikte de müteşebbis seçim heyeti ya da seçim heyeti sözü geçmez. Ancak 1961 yılında hazırlanan ve patriklikçe yayımlanan bir bildiride ilk defa müteşebbis heyet sözü geçer. Bu bildiri koşulları da herhangi bir makam tarafından onaylanmamıştır. Burada da bu heyete de verilen yetki sadece yönetmeliği gözden geçirmek ve başvurmaktır. Aslında ihtilal sonrası olduğundan burada seçimle görevli en yüksek makam olan Patriklik Kaymakamı varken patrik seçim heyetine bu hakkın verilmesinin tek nedeni de budur.
Hiç bir yönetimde seçim kararını seçim heyeti vermez bu akla mantığa ve hukuka aykırıdır. Diğer taraftan, seçim heyetinin seçimin mahiyetini değiştirici bir karar alması da hukukla ve mantıkla bağdaşmaz. Ruhani Meclisin eş patrik seçimi kararını yorumlamak ve yeni patrik seçimine karar vermek bu heyetin işi olamaz. Devletin aldığı seçim kararını değiştirmek genel seçim yerine yerel seçim yapmak gibi karar alması mümkün değildir. Nizamnamede de seçimi yönetmekle görevli en yüksek ve tek makam Patrik Kaymakamıdır. Zaten kaymakamın seçilmesinin tek amacı patrikliği seçime götürmektir. Seçilen patriği Babıali’ye bildirmek de Patrik Kaymakamının görevidir.
1990 yılında patrik seçiminde doğan karışıklığa cevap doğrudan patriklice verilmiş, müteşebbis heyet mütalaası da patrikliğe verilmiştir. 20 Nisan 1990 tarihli patrikliğin yönetmelikle ilgili itirazının altında şu imzalar vardır: “Müteşebbis Heyet Başkanı Serkiz Cinoğlu, Ruhani Kurul Başkanı Vekili Eps. M. Mesrob MUTAFYAN, Türkiye Ermenileri Patriği Vekili Eps. Şahan S.SIVACIYAN”2
Neyse sonuç olarak, belli ki belli bir kural ve sistem olmadığından seçim heyeti hiç ilgisi olmadığı halde kendini sivil meclis olarak görüyor. Sadece sivil meclis olsa iyi yerine göre genel meclis yetkisi istiyor. Bana o dönemde verilen bilgilerde de aynısı söylendiğinden yazımıza bunu da almıştık. Şimdi bunun ne kadar yanlış olduğu ortada. Diyelim ki, bu garip heyet sivil meclis olsun. Sivil meclisin patrik seçiminde çok küçük bir rolü vardır: Patrik kaymakamını ruhani meclisle birlikte seçmek ve Ruhani Meclisten gelen listede 5 kişilik sıralamayı yapmak. Patrik Kaymakamı seçiminde artık rolü olamaz çünkü yasal olarak yoktur. Heyet bu seçimde de işine gelmediğinden olacak patrik kaymakamı seçimi istememiştir. Diğer göreve gelince, Patrik Kaymakamı, patrikliğe seçilebilecek kişilerin tam listesini hazırlayıp genel ruhani meclise verir. Ruhani Meclis listedeki üyelere oy vererek bir sıralama belirlenir. Ruhani Meclisin bu sıralaması cismani meclise verilir. Cismani meclis bu kişileri sivil açılardan değerlendirerek 5 kişilik bir liste hazırlayıp genel meclise sunar. Burada da sivil meclisin görevi sona erer. Yine bilindiği gibi bu listede olmamakla birlikte seçilme hakkına sahip her adaya meclis oy verip seçebilir.Kısacası cismani meclis olduğu için seçimin temeli üzerinde söz hakkı olduğu ciddi bir aldatmacadır. İşine geldiği zaman geleneğe sığınmak, işine geldiği zaman nizamnamede müteşebbis heyet varmış gibi Nizamnameye sığınmak, işine geldiği zaman burası özel bir bölgedir demek, işine geldiği zaman sivil meclis işine geldiğinde, YSK olmak tam bir aldatmacadır.
(1) (2) http://hyetert.com/yazi3.asp?s=1&AltYazi=Kaynaklar \> Genel&Id=470&Sayfa=1&DilId=1
Sevgiler.
Murat Bebiroğlu
Aralık 2010
Yorumlar kapatıldı.