İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Basında Radikal devrim şart  Ahmet Erdoğan

Radikal devrim şart 

02/11/2010 2:00

Basın kaliteli ürün için yeniden organize olabilirse diğer sektörlere pozitif etkisi devasa olacak. Bu nedenle ‘Medyada Radikal Devrim’ istiyoruz.

AHMET ERDOĞAN (Arşivi)

Tartışmayı tartışmalıyız, kaliteli bilgi üretimini organize edebilmek amacıyla. Çünkü hem birey hem de toplum ve devlet düzeyinde bütün kararlarımız ve eylemlerimiz dolayısıyla başarı ya da başarısızlığımız sonuç olarak ürettiğimiz bilginin kalitesine dayanıyor. Basına yönelik eleştirilerin genelikle savunmacı tepkilere yol açması temel görevi eleştiri olan basın kurumunda oluşmuş yerleşik çıkarların kurumun su gibi ihtiyacı olan eleştiri ve özeleştiriye kapalılığını gösteriyor. Oysa medyada içeriksel bir ‘Radikal Devrim’e ihtiyaç var.
Eleştiriye kapalılıkta basın istisna değil. Türkiye’de Batı demokrasilerine özgü hükümet, medya, parlamento gibi kurumlar isim olarak var, ama önemli bir farkla: Batı’daki işlevsel etkinliklerinden yoksun olarak, yani kuruluş amaçlarına uygun verimli ve etkin üretimde bulunamıyorlar.

Kavramsal düzey
Bu etkinsizliğin kavramsal düzeyde çeşitli nedenleri var. Bu kurumlar üretmeleri gereken ürünlere uygun etkin bir organizasyondan yoksunlar (yatay ve dikey işbölümü, koordinasyon, iletişim, denetim vb). İkincisi, kurumların iç işleyişini düzenleyen kurallar da işlevsel değil, yani amaca uygun etkinliği arttırmaya yönelik değil. Dahası, uzmanlıktan ve profesyonellikten yoksunluk. Bir işe o işi en iyi yapacak donanımlı insanı atamak yani iyi yönetimin en temel ilkesi Türkiye’de hâlâ kural değil. Dördüncüsü, felsefesizlik, bu kurumlarda ve çalışanlarında hedef kitlelerine dünya standartlarında en kaliteli ürünü sunmayı hedefleyen bir felsefeden yoksunluk.
Dolayısıyla gerçekliğin bilimsel analizine dayanan doğru politikaların geliştirilemeyişi ve uygulanamayışı. Nihayet, bu uygulama temelinde politikaların değerlendirilip geliştirilmesiyle daha etkin politikalara ve uygulamalara ulaşamamak. Dolayısıyla sorunlarımızı çözerek daha iyi bir hayat kalitesini kendimiz için yaratamıyoruz.
Ülkenin iyi yönetimi açısından basının temel işlevlerinden biri toplumu iktidarın çeşitli alanlara ilişkin politikaları ve uygulamaları hakkında bilgilendirmek. Diğeri, toplumun sorun ve taleplerini ifade etmek. Üçüncüsü, eleştiri, yani iktidarın politika ve uygulamalarını derinlemesine analiz ve yorumlarla eleştirel olarak denetlemek; çeşitli sorunlar üzerine toplumsal tartışmayı örgütleyerek sorunlara alternatif çözümler üretilmesine katkıda bulunmak. Günümüzde, dördüncüsü, pazarı (firmaları ve ürünlerini) eleştirel olarak denetlemek.

Siyasetin söylemleri
Ülkemizde basının bu işlevlerini lâyıkıyla yerine getirdiğini ne yazık ki söyleyemiyoruz. Akademik çalışmalar basının ağırlıkla siyasetin söylemlerini topluma taşımakta bir araç olarak kullanıldığını, ajanslardan haber aktardığını ve tartışmanın köşe yazarlarıyla yürütüldüğünü gösteriyor. Basın organları iktidar yanlısı ya da iktidara karşı duruşları nedeniyle amaca uygun verimli üretimde bulunamıyor. Uzmanlık çok az. Temel sorunumuz eğitimde bilinen tek uzman Milliyet’te Abbas Güçlü. Üstelik sağlıklı bilgi üretilmesinin temel koşulu olan uzman araştırmacılık istisna. Haber yorum ayırımı yetersiz. Haberler yorumlu veriliyor, dahası haber yorumu okuyucuya şırıngalamak için kullanılıyor. Yani toplumu bilgilendirmek yerine beyinler manipüle ediliyor. Bunun nasıl bir aptallık olduğunun maalesef farkında değil bu ‘gazete’ler. Basının toplumla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve temel bilgi üretim merkezleri üniversitelerle bağları zayıf. Uzmanlığa ve araştırmacılığa dayalı bilgi üretiminden yoksun bir basının iktidarı verimli biçimde eleştirel olarak denetleyebilmesi mümkün değil.

Köşe yazarları
Toplumsal tartışmanın her gün her konuda yazan köşe yazarları üzerinden örgütlenmesi yetersiz ve yanıltıcı. Uzmanlaştığı alan(lar)da araştırmaya dayalı analitik yazılar yazan yazarlarımız olsa da genelde uzmanlaşma yok ve istekli düşünme (wishful thinking) egemen. Gazeterlerde tartışma köşesi yerine köşe yazarları kurumlaşmış durumda. Her yerde rekabet var, köşelerde yok. Bu sistem kaliteli ürün üretmeyi teşvik etmiyor, kaliteyi düşürüyor ve tartışmaya katkıyı azaltıyor.
Basının işlevlerini yerine getirerek ülkenin iyi yönetilmesine gerekli katkıyı yapabilmesi için iktidardan ve sermayeden editoryal bağımsızlık olmazsa olmaz koşul. Basın organlarının kendi özgürlükleri için, AB yada ABD’den medet ummak yerine, ortak tavır geliştirmesini beklemek toplumun hakkı. Basın özgürlüğü ancak basının kendi mücadelesiyle yerleşebilir.
Basının işlevlerini yerine getirebilmesi için kaliteli bir yönetim, organizasyon ve iş kuralları gerek. Dahası basın organları ve çalışanları işlevlerini verimlice yerine getirmelerini sağlayacak bir basın felsefesini benimsemeli. Basın ahlâkını benimsemiş uzman editörler ve muhabirler tercihan doktora en azından mastır yapmış olmalı; eğitim, çevre, sağlık, parlamento, Çin, Irak muhabiri gibi. Gazeteciler üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde saha araştırması yaparak haber(-analiz) üreten uzmanlardır. Örneğin Hollanda da abone olduğum gazetenin, NRC Handelsblad, Türkiye muhabirinin haber-analizleri ilgili tüm kesimlerle -politikacı, bürokrat, sivil toplum kuruluşu, uzman akademisyen, vatandaşlar vs- görüşülerek hazırlandığı için bana Türkiye’deki bir gazetenin aynı konudaki haberinden daha doyurucu bilgi veriyor.
Uzman habercilerin haberleri gazetenin ilgili sayfasındaki uzman editörlerin kontrolünden geçerek yayımlanır. Böylece gerçekliğimiz hakkında daha gerçekçi bilgiler üretebiliriz; bu temelde iktidar daha etkin denetlenerek yönetimin kalitesi arttırılabilir; toplum daha gerçekçi bilgilendirilerek eğitilmesine katkıda bulunulmuş olunur; halen egemen olan komplocu, genellemeci, indirgemeci ve istekli düşünmeci düşünme tarzı yerine bilimsel (liğe yakın) analitik ve metodolojik düşünme, mantık yürütme tarzı okuyucuya verilebilir.
Rasyonel ve verimli bir tartışma, bilimsel yayınlara benzer şekilde, basın tarafından da organize edilebilmeli. Gazetenin uzman muhabirleri bir kamusal görev olarak objektif haber üretmeli. Başyazı gazetenin ilgili uzmanları tarafından yazılarak imzasız yayımlanmalı. Tartışma sayfasındaki makale köşelerine yazılan yazılar bölümün editörler kurulu tarafından kalite kriterlerine uygunsa ve tartışmaya özgün katkı yapıyorsa yayımlanmalı. Ayrıca bilim âleminden, siyasetten, bürokrasiden, sivil toplum örgütlerinden uzmanların makalelerine yer verilmeli. Basının yöneticileri ve çalışanları toplumsal sorumluluklarının gereği kurumlarını yüksek kaliteli ürün üretebilecek şekilde yeniden organize edebilirlerse bunun diğer sektörlere positif etkisi devasa olacak. Bunun için ‘Medyada Radikal Devrim’ istiyoruz.
(Ahmet Erdoğan: Siyasetbilimci)

Yorumlar kapatıldı.