Sayın Çieçek’e ulaşacak bir email adresi bulamadım. Bu nedenle de Açık Mektup yazmayı uygun gördüm.
MB
Sayın Cemil Çiçek,
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
ANKARA
Sayın Bakanım, gazetelerde bir konuşmanızda “80’den önce ideolojik terör, 80’den sonra sağ-sol terörü… Sadece Ermeni terörü de değil, Ermeni terörü ile PKK terörü arasında yakın işbirliği var, bunlar kan kardeşidir. O devreden çekildi, işi bu tarafa verdiler. Zaten, özür dilerim, bir kısım teröristlerin sünnetsiz oluşu, size çok şeyi ifade ediyor demektir. Yani bu, bir rivayet falan değil, biz kimin ne olduğunu iyi biliyoruz” dediğinizi okuduk.
Kabul etmek gerekir ki –maalesef- bu konuda ne ilksiniz, korkarım ne de son olacaksınız. Bir halkının varlığı, uzun bir süre kart-kurt sözleriyle görmezden gelindi. Bu sözler tutmayınca bir halkın varlığını inkar etmek amacıyla yeni teoriler geliştirildi. Profesör unvanlı bilim adamları ve eski bakanlardan bile Kürt meselesi yoktur Ermeni meselesi vardır diyenleri gördük. Profesör unvanlı, eski Türk Tarih Kurumu Başkanı, “Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak ‘Türkmen asıllı’ olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise ‘Ermeni kökenli’ olduğunu gördük. Ülkeyi bölmeye çalışan ‘TİKKO ve PKK’ terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor. TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir” diyor. Bir yandan Kürt halkının varlığını inkar ederken, diğer yandan Alevi Kürtlerin tümünü Ermeni ilan ediyordu. Burada amaç bir yandan bir halkın varlığını inkar ederken bir yandan da terörü Ermenilere mal etmek. Nitekim TİKKO ve PKK’nin Ermeni hareketi olduğunu söylüyordu. Allah aşkına bir milyon mu, beş milyon mu olduğu bilinmeyen bu Alevi Kürtlerin hepsini aynı kefeye koyup Ermeni ve daha kötüsü terörist ilan etmek hangi bilimle, hangi vicdanla bağdaşır.
Sayın Bakanım, bazı bakanlıkların ve bir çok resmi kurumun web sitelerinde bile görülen bu ve benzeri iddialar halkın zaten yıllardan beri günah keçisi ilan edilen Ermeni toplumuna karşı duyduğu kin ve nefreti artırmaktan başka nasıl bir yararı olabilir. Teröristler arasında bazılarının sünnetsiz olmasından yola çıkarak teröristlerin Ermeni olduğunu söylemek kusura bakmayın ama ne bilimle, ne de insafla bağdaşır. Öncelikle, çok az da olsa askerde sünnet edilen Türklerin varlığı biliniyor. İkinci olarak, dünyada yaşayan Müslüman ya da Musevi olmadığı için sünnetsiz olan milyarlarca erkek varken, her sünnetsize Ermeni demek insafla bağdaşır mı? Üçüncü olarak PKK içinde bazı Ermenilerin varlığı Ermenileri terörist ilan etmek için yeterli olur mu? Siz, herhangi bir örgüt ismi vermeden bir Ermeni teröründen söz ediyorsunuz. Böyle bir sözün PKK’ya Kürt terörü demekten farkı yoktur. PKK’ya Kürt terörü demek ne kadar yanlışsa, bazı Ermeni teröristlerin varlığı Ermeni terörü demek o kadar yanlıştır. Bu gün El Kaide içinde bir çok Türk’ün varlığı biliniyor. Buradan yola çıkarak, bir Türk teröründen söz edilebilir mi?
Böyle bir iddianın halkın kin ve nefretini artırmaktan başka nasıl bir yararı olabilir? Biz kimin ne olduğunu biliyoruz diyorsunuz, o zaman bütün bir halkı, milleti terörist ilan etmek yerine PKK içindeki Ermenilerin isimlerini neden açıklamıyorsunuz?
Sayın Çiçek, Başbakanın 13 Mayıs’ta yayımladığı genelge Cumhuriyet tarihinde bir ilkti. İlk kez bir başbakan azınlıkların lehinde bir genelge yayımlıyordu. Bu vesile ile Sayın Başbakana yazdığım 28 Haziran tarihli mektubun bir bölümünde şöyle demiştim:
“İlk defa bir Başbakan, gayrimüslim cemaatler aleyhinde yapılan kin ve düşmanlığı teşvik edici yayınlara karşı yasal işlem yapılmasını ve ilk defa uygulamadan kaynaklanan sorunların giderilmesi için hassasiyet gösterilmesini istiyor.
Sayın Başbakanım, bütün bu ilklerin, birkaç yıl öncesine kadar Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu tarafından bile yabancı kabul edilen, açıkça söylenmese bile içimizdeki hançer ya da potansiyel iç düşman olarak görülen gayrimüslim azınlıkların, artık tali değil asli unsurlardan biri olduğunu söylenmesinin gerçek bir zihniyet devriminin, gerçek bir paradigma değişikliğinin işaretleri olduğu kesin. Bu nedenle size çok teşekkür ederim.
Sayın Başbakanım, ben, izninizle bu genelgede yer almayan bazı sorunlarımızı da size arz etmek istiyorum.
Öncelikle, azınlık gruplarıyla ilgili büyük toplumun ön yargılarını yok etmenin en önemli yolunun eğitim olduğu düşünüyorum. Sayın Milli Eğitim Bakanları tarafından son senelerde pek çok defa dile getirilmesine rağmen ders kitaplarından azınlıklara karşı kin ve nefreti artıran onları hain ve düşman gösteren bölümler hala çıkarılmamıştır. Yine bir çok bakanlığın, TBMM ve başta Türk Tarih Kurumu olmak üzere çeşitli resmi ya da yarı resmi kurumların web sitelerinde yer alan benzer bölümlerde hala kaldırılmamıştır.”
Sayın Bakanım, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak yaptığınız bu konuşmanın Başbakanın genelgesiyle çeliştiğini düşünüyorum. Ne yazık ki, sizin konuşmanız da, biz Ermenilere karşı duyulan kin ve nefreti artırmaktan başka bir yarar sağlamayacaktır. Korkarım, bu konuşmanız, herhangi bir gazetede çıkacak yazıdan çok daha etkin olacak ve medyada günlerce yer alacak ve Başbakanın söz ettiği kin ve düşmanlığı teşvik edici yayınlardan çok daha fazla zarar verecektir.
Saygılarımla.
Murat Bebiroğlu
murat.bebir@gmail.com
Yorumlar kapatıldı.