Yağmur ATSIZ RSS
En başa alalım ki gümbürtüye gitmesin!
Bugün Hıristiyanların Paskalya Yortusu ve Yahudilerin Pesah (Hamursuz) Bayramı, her iki dinden mü’minlere kutlu olsun!
Paskalya Hıristiyanların en büyük bayramıdır. Bizde daha çok bilinen, daha doğrusu bilinir sanılıp da Yılbaşıyla karıştırılan Noel Yortusu (Hazret-i Îsâ’nın Doğum Günü) ikinci büyük yortudur. Paskalya, Hazret-i Îsâ’nın çarmıha gerildiği (Cumâ) ve üçüncü günü (Pazar) gökdeki (Mânevî) Babası Allâhın yanına uçduğu farzedilen günlerdir. Katolik ve Protestanlar bunu Gregoryen Takvîm’e göre, Ortodokslar ise Jülien Takvîm’e göre hesabladıkları için -zâten oynak olan- Paskalya bu iki hesâba göre bâzı yıllar iki haftaya kadar farklı târihlere denk gelebilirler. Bu yıl aynı haftaya düşmüşlerdir.
Pesah ise M.Ö. 1500 sıraları İsrâiloğullarının Mısır Esâreti’nden kurtuluşunu kutlamak üzere kabûl edilmiş bir bayramdır.
Yahudilerin hangi sebebden ötürü Mısırlılara esir düşdüğünü tam olarak bilmiyorum. Merâk edenler Türk Târih Kurumu’na başvurarak öğrenebilirler. Kurum onlara muhtemelen bundan da Ermenilerin sorumlu olduğunu (Belgeleriyle!!!) ısbât edecekdir. Bence M.S. 64 Yılı’nda dokuz gün dokuz gece süren Roma Yangını’nı çıkaran da İmparator Neron değil Ermenilerdir. Çünki Neron bir yıl önce Ermenistan’ı Roma İmparatorluğu’na bağlamışdı. Nankör millet işte… Koskoca Roma inâyet edip seni yedeğine takmış! Sevineceklerine!
Şaka bir yana, Ermenilere dâir son iki yazım beni şaşırtacak derecede geniş ilgi gördü. Bunun beni sevindiren yanı, Türk okuyucularımdan tamâmına yakın bölümünün ne demek istediğimi doğru anlamış olmasıydı. Anlamayanlardan en “nâzik” olanı bir akıl doktoruna görünmemi tavsiye etmiş.
Hayhay!
Akıl doktoru beni belki şu hususlarda “tenvîr” edebilir:
1884 basımı Alman “Brockhaus Conversationslexikon”a göre İzmir’in o zamanki (ve muhtemelen 1922’deki) nüfûsu toplam 200.000 kişiymiş.
80.000 Rum
50.000 Türk
40.000 Frenk (Osmanlılaşmış İtalyan, Fransız etc.)
15.000 Yahudi
15.000 Ermeni
Prof. K. Kreiser ve Prof. Christoph Neumann, civar bölgelerden canlarını İzmir’e atanlarla berâber 10 Eylül-03 Ekim arası 221.160 Rumun İzmir’den Yunanistan’a kaçdığını belirtiyorlar. Günde ortalama 6.911 kişi.
Yangın ise 13 Eylül akşamı başlamış.
Ermeniler Türk askeri kılığına girip Rum Mahallesi’ni kundaklamışlar.
Peki, buna göre “muzaffer” Türk Ordusu şehri istirdâd etdikden, yâni vuruşarak geri aldıkdan yaklaşık 96 saat sonra hâlâ duruma hâkim değil miymiş?
Türk askerinin kendi sırtına giyecek üniforması, hattâ Süvâri Kolordusu’nun atacak mermisi bile yokken bu hinoğluhin Ermeniler, suçu Türklerin üzerine atmak için o üniformaları nereden bulup da Türk askeri kılığına girmişler?
Hadi bunu da becerdiler, peki, bu herifler arada Ermeni Mahallesi’ni de yakacak kadar enâyi miydiler?
Ayrıca Yahudi Mahallesi’ne neden bir şey olmadı?
Fâlih Rıfkı da “Türkler yakdı” dediğine göre o da mı Ermeni ajanı?
Tasavvur buyrulsun ki Amerikalılar yaklaşık 130 dakıykalık bir tv dizisi çekiyor, 65/70 sâniyelik bir sahnede iki asker sohbet ederken biri âilesinin İzmir’den kaçma Rum asıllı olduğunu anlatıyor ve bizim anlı-şanlı matbuatımız mal bulmuş Mağribî gibi bu “haber”in (!) üzerine atlayıp iri manşetler patlatıyor. TTK devreye giriyor!
Türk İntelligantsiyası’nın acınacak hâli! Gülünç olabilme haysiyetini bile kaybedebilme ne yaman bir istîdaddır! Bunlar acabâ “Beyaz Türk” oldukdan sonra mı bu aşağılık duygusuna yakalanıyor yoksa aşağılık duygusu “Beyaz Türk” olmanın ön şartı mı?
9 Nisan akşamı Alman Birinci Kanalı ARD’de “Aghet” adlı bir belgesel gösterilecek. Aghet Ermenice “Soykırım” demekmiş.
Gözler aydın, gönüller Rûşen!
Bir hafta da bu sakızı çiğnersiniz…
Yorumlar kapatıldı.