Değerli Okurlar,
Aşağıda siyah harflerle yazılan Patrik Seçimi Müteşebbis Heyetinin 1 numaralı duyurusu ile ilgili açıklamaları ve eflatun normal harflerle yazılan cevapları duyurunun aralarında okuyabilirsiniz.
PATRİK SEÇİMİ MÜTEŞEBBİS HEYETİNDEN
DUYURU – No:1
13.01.2010 tarihinde yapılan olağan toplantıya katılan üyelerin oybirliğiyle alınan karar ile duyuru ekinde bir örneği sunulan dilekçeyle, Patrik Seçimi için İçişleri Bakanlığına sunulmak üzere İstanbul Vilayetine başvurulmuştur.
-Sayın Müteşebbis Heyet üyeleriyle önce bir konuda anlaşalım. Eğer bu heyet Eş patrik değil de Patrik seçimi müteşebbis heyeti ise hala hayatta ve istifa etmemiş olan Patrik Hazretlerinin bir nedenle görevden alınmış olması gerekir. Müteşebbis heyet seçildiğine göre patriğin görevden alındığını var sayarız diyorsanız, bu da mümkün değildir, çünkü makamın boşaldığına karar vererek patrik Hazretlerini sağken, görevden alacak bir kurul ya da kişi yoktur. Kaldı ki, hastalık, sair nedenlerle patrikliğin boşalması anlamına gelmez. Görev yapamayacak kadar hasta olsa dahi, Patrik ölene ya da istifa edene kadar patriktir ve onu Babıâli dışında herhangi bir nedenle görevden alacak bir makam yoktur. O halde eğer Patrik sağ ve görevden alınmamışsa Patrik seçimi müteşebbis heyeti kurulamaz, kurulursa işlevi olmaz, olamaz. O halde Patrik Hazretlerini hangi kurum ya da kişi görevden aldı? Eğer görevden alınmamışsa sizin Patrik seçimi müteşebbis heyeti olmanız mümkün değil. Sizin varlığınız ancak Ruhani kurulun eş patrik seçimi kararına ve bu karara dayanarak yapılan eş patrik müteşebbis heyeti seçimine dayanır. Bazı gazetelerde Patrik seçimi müteşebbis heyeti denmesi, size yasal bir dayanak sağlamaz. Bu durumda ya eş patrik seçimi için görev almayı kabul etmeniz ya da istifa etmeniz gerekir çünkü Patrik hala sağdır ve görevden alınamaz. Diğer taraftan eş patrik seçiminde aday olan üç din adamlarımız da eş patriklikten yana olduklarını ve eş patrikliğe aday olduklarını açıklamışlardır.
1. Kadim örf ve adetler ve daha önce yapılan Patrik Seçimlerinde uygulanan hukuki prosedüre göre, Patrik Seçimine ilişkin başvurunun, mutlak surette Müteşebbis Heyeti tarafından yapılması gerekir.
-Cumhuriyet döneminde yapılan son seçimlerde seçim başvurusu müteşebbis heyetlerce yapılmışsa da bu konuda ne bir hukuki kural, ne de bir düzenleme vardır. Bu dilekçenin Ruhani Kurul başkanı ve patrik vekili tarafından verilmeyeceği konusunda da bir düzenlemeden söz edilemez. Kaldı ki, başvurunun resmen kabulü ve işleme girmesi zaten bu başvurunun geçerliliğini göstermektedir. Aksi halde dilekçenin geri çevrilip, iadesi gerekirdi.
İleri sürüldüğünün aksine, Müteşebbis Heyet, sadece patrik seçim işlerini düzenlemek üzere oluşan bir heyettir. Dolayısıyla Müteşebbis Heyet, oluşturulmasını isteyen herhangi bir iradeden bağımsız olarak, sadece patrik Seçim prosedürünü uygulamak gerçeğiyle hareket eder.
-Müteşebbis Heyetin sadece patrik seçim işlerini düzenlemek üzere oluşan bir heyet olduğu da sadece bir yakıştırmadır. Yeni patrik seçmek ne kadar müteşebbis heyetin işi ise eş patrik (Atoragits Badriark) seçmek de o kadar müteşebbis heyetin işidir. Aslında eş patrik seçmek için seçilen müteşebbis heyette, eş patrik seçimine karşı olan kişilerin yer almasının da etik olduğu söylenemez.
Seçim müteşebbis heyeti, 20. Yüzyılın ikinci yarısından 1863 Nizamnamesine göre patrik seçiminin mümkün olmaması nedeniyle, bir defalığına seçilen delegeler tarafından patrik seçilmesine karar verilince, bu delege seçimini düzenlemek üzere kurulan bir heyettir. Kısacası müteşebbis heyet, görevi seçimi yasalara uygun olarak yönetmek olan sıradan ve geçici bir seçim heyetidir. 1863 dahil hiçbir kanun ve yönetmelikte yeri yoktur. Seçimle görevli bu heyetin yasaları ve gelenekleri yorumlamak gibi bir görevi ve yetkisi de yoktur. Sadece dört patrik seçiminde uygulanan bu sistemin gelenek oluşturduğu da çok tartışmalıdır.
Müteşebbis heyeti görevlendiren otorite görevi de tanımlar. Müteşebbis heyet elbette herhangi bir iradeden bağımsız olarak hareket eder ama durumdan vazife çıkararak kendini genel meclis hatta Babıâli ilan edip Patrikliğin herhangi bir nedenle boşaldığı sonucuna vararak sağ patriği görevden alıp, kendisinin varlık nedeni olan eş patrik seçimi kararını yok sayarak yeni patrik seçimine gidemez.
Kaldı ki, Patrik seçmek gerekçesi dışında, hiçbir gerekçeyle böyle bir müteşebbis heyeti oluşturulamaz.
-Bu da garip ve geçersiz bir yorumdur. Patrik seçimi için müteşebbis heyet seçileceği gibi eş patrik seçimi de pek ala müteşebbis heyet oluşturulabilir. Böyle bir heyetin kurulmasına hiçbir yasal ya da geleneksel engel yoktur. Zaten oluşturulmuştur da, ne var ki heyet görevini unutup yeni patrik seçimine gitmeye kalkışmıştır. Ruhani Kurul seçilen heyetin seçimiyle ilgili olarak vilayete verdiği dilekçede de seçilen heyet eş patrik seçim heyeti olarak belirtilmiştir. Seçilen heyet verilen görevi yapsaydı, artık eş patrik seçimi müteşebbis heyeti olacağını da kanıtlanmış olacaktı. Cumhuriyet döneminin patrik seçimlerinde nasıl ilk kez müteşebbis heyet uygulaması yapılmışsa, eğer yeni bir heyet seçilirse artık eş patrik seçimi için de müteşebbis heyetin kurulacağı anlaşılacaktır.
Müteşebbis Heyetin Ruhani Kurul dahil, hiçbir cemaat kurum ve kuruluşunun talimatıyla hareket etmesi söz konusu olmadığı gibi, kendi içinde bağımsız, objektif ve tarafsız bir heyet olarak çalışması zorunludur.
Müteşebbis Heyetin görev ve yetkisini bu şekilde tanımladıktan sonra, artık bu heyetin görevinin eşpatrik seçimi için oluşturulmuş olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Zira 9 Aralık 2009 tarihli, Patrikhane Resmi Bülteni olan Lraper’de; 10 Aralık 2009 tarihli Jamanak, Marmara ve Agos gazetelerinde de ilan edildiği gibi, cemaat vakıf yönetim kurulları başkanları tarafından Patrik Seçimi Müteşebbis Heyeti oluşturulmuştur.
-Bu da bir yanıltmadır. Ruhani Kurulun bütün kararlarında, hatta müteşebbis heyet kurulması için girişiminde daima eş patrik seçimi dile getirilmiştir. Çünkü başka bir nedenle seçime gidilemezdi. Ruhani Kurul başkanı başbakanla görüşmesinde eş patrik seçimine gidileceğini açıkça beyan etmiş ve bu beyan sözünü ettiğiniz bütün gazetelerde ve ulusal basında yer almıştır. Nitekim bu konuda resmi başvuru da eş patrik olarak yapılmış ve kabul edilmiştir. Ruhani Kurulun bile patriklik makamının herhangi bir nedenle boşaldığı gerekçesiyle sağ patriği görevden almaya hakkı ve yetkisi yoktur. Patriklik ve Katolikosluk tarihinde hiçbir Katolikos ya da Patrik görev yapamayacak kadar hasta olduğundan görevden alınmamıştır.
Gelenek ve göreneklerimizin kaynaklandığı nizamnamede var olmayan ve bazı çevrelerce uygulanması istenen eşpatrik seçim yöntemi, her ne sebep ve saikla olursa olsun benimsenemez. Böyle bir girişim, mevcut cemaat içi gelenek ve göreneklerine aykırılık teşkil eder.
-Gerçekten iddialar mantığı zorluyor. Öncelikle eş patrikliğin Nizamnamede olmadığı doğrudur. İyi de hangi kanun her şeyi kapsar, eğer kanunda yoksa içtihatlara bakmak, gelenek ve göreneklere bakmak hukuki değil midir? Diğer yandan bu gün Nizamnamenin neredeyse en fazla yüzde onunu uygulayabildiğimiz de gözden uzak tutulmamalıdır. Asıl garibi ise, durmadan Nizamnameyi ileri süren heyetin, Nizamnamede müteşebbis heyet ya da patrik seçimi müteşebbis heyeti olup olmadığını aklına getirmemesidir. Eğer Nizamnameye dayanacaksak zaten sizler yoksunuz demektir. Çünkü Nizamnamede ne müteşebbis heyet vardır, ne de müteşebbis heyet seçimi. Eş Patriğin hangi cemaat içi gelenek göreneklere aykırı olduğu da doğrusu merak konusu. Eş Katolikoslar seçilmişken, Patriklik makamının benzer şekilde seçim yapması mümkünken, Türkiye Ermenileri Patriği makamının, diğer üç makamdan ayırarak sadece iç gelenek ve görenekleri esas almak da ayrı bir temel yanlıştır. Eş patrik seçimi cemaatin büyük çoğunluğu, Ruhani Kurul ve cemaat vakıflarının yöneticileri tarafından kabul edilirken bu heyet iç gelenek ve görenekleri belirleyip, aykırılık iddiasında bulunması da gariptir.
2. Bu yasal ve doğal işlevi nedeniyle Müteşebbis Heyet, bir patrik seçimi sürecinde cemaat içi kişi, kurul veya kurumlardan, seçime dair gelebilecek her türlü itiraz ve benzeri taleplerin çözüm yeridir.
Müteşebbis Heyeti muhatap almayan ve yazılı olmayan, ayrıca, basın yayın yoluyla, keza sanal ortam kullanılarak ileri sürülen iddia ve görüşlere, Müteşebbis Heyetin bir yanıt vermesi söz konusu olamaz.
-Müteşebbis heyetin seçimle ilgi konularda sadece seçimle ilgili itiraz ve benzeri taleplerin çözüm yeri olması, onlara yetkilerini aşarak ve görevlerini unutarak Patriği görevden alıp, yeni patrik seçimine gitmelerinin gerekçesi olamaz.
Ne gazetelerin ne de sanal ortamda yazanların müteşebbis heyetle bir derdi var. Sorun olmayan yetkilerin kullanılması, aldıkları görevi yerine getirmemesidir. Yoksa kimseye cevap vermeleri beklenmiyor, yeter ki üzerlerine aldıkları görevi hakkıyla yerine getirsinler.
3. Gelenek ve göreneklerimize göre mevcut patrik ölmeden veya istifa etmeden, yeni Patrik Seçimi yapılamaz şeklindeki görüşlere gelince;
Yukarıda açıkladığımız gibi Müteşebbis Heyet rastgele oluşturulabilecek nitelikte bir heyet değildir. Bu heyetin oluşturulmasının cemaatimizce de kabul edilen tek gerekçesi, patrik seçim gereksiniminin doğmasıdır. Müteşebbis Heyetin göreve getirilmesi, mevcut Patriğin sağlık sorunları nedeniyle Patriklik görevini daimi surette yerine getiremediği gerekçesine dayanmaktadır. Nitekim oluşturulan müteşebbis heyet de, ilk toplantısında, patrik seçiminin koşullarının var olduğundan hareketle görevi kabul etmiş ve o yöndeki çalışmalarına başlamıştır. Görev üstlenen heyetin tek bir sıfatı vardır; o da “Türkiye Ermenileri Patrik Seçim Müteşebbis Heyeti” dir.
Müteşebbis Heyet, herhangi bir cemaat kurul veya kurumunun bir organı olmadığı gibi, görev ve yetki sınırları da herhangi bir kurum veya kurulca saptanamaz ve değiştirilemez.
Kadim örf ve adetlerimizin kaynağı olan Nizamnamede (Madde2) patriğin ölüm ve istifası dışında da makamın boş kabul edilmesini gerektirecek sair sebeplerin varlığından bahsedilmektedir. Mevcut Patriğimizin uzun süreden beri sağlık sorunları yaşaması ve bilindiği gibi, sağlığının görev yapmasını engelleyici mahiyette olması esaslı bir sebeptir.
Müteşebbis Heyet, öncelikle Patrik seçimiyle ilgili öteden beri süregelen genel hukuki durumu uygulamaktan geri düşmemek ve mevcut hukuki konumu tartışmalı hale sokmamak yükümlülüğü altındadır. Duygusal ve vicdani sebepler gözetilerek söz konusu yükümlülüğü yerine getirmekten kaçınamaz.
-Müteşebbis heyetin mantığını izlemek gerçekten çok zor. Müteşebbis heyet “Yukarıda açıkladığımız gibi Müteşebbis Heyet rastgele oluşturulabilecek nitelikte bir heyet değildir. Bu heyetin oluşturulmasının cemaatimizce de kabul edilen tek gerekçesi, patrik seçim gereksiniminin doğmasıdır” diyor. Yani kısacası müteşebbis heyet seçildiğine göre Patrik ölmüş ya da istifa etmiş ya da doğan boşluk nedeniyle görevden alınmıştır diyor. Cidden garip bir mantık, sağ olan Patrik Hazretlerini görevden alacak bir makam olmadığını bile bile alınan bu karar tam anlamıyla karakuşi bir karardır. Bunun, biz cenaze merasimi yapmak üzere görevlendirildiğimize göre, o kişinin sağ olması bizi ilgilendirmez biz ölü kabul ederiz ve gömeriz demekten de farkı yoktur.
Müteşebbis heyet, Nizamnamenin ikinci maddesinde yer alan çeşitli nedenlerle patrikliğin boşalması hükmüne dayanarak Yeni patrik seçimi yapmaya karar vermektedir. Önce şu 1863 Nizamnamesini ele alalım. Nizamnamenin 2. Maddesinin ilk fıkrası şöyledir:
“Patriğin ölümü ve istifası ya da çeşitli nedenlerle patriklik makamının boşalması durumunda Ruhani ve Cismani meclisler birleşerek bir kaymakam (Değabah) seçer ve Babıâli’den onaylanmasını ister.”
Öncelikle müteşebbis heyet söz konusu fıkranın işine geldiğini sandığı bölümü görüp fıkranın son bölümünü nedense -dikkatsizlikten olacak- görmüyor. Eğer patrik ölmüş, istifa etmiş ya da sair nedenlerle makam boşalmışsa ilk yapılacak şey Patrik seçmek değil, Patrik Kaymakamı (Değabah) seçmektir. Patrik Zaven Der Yeğiyayan istifa etmeden ülkeden kaçmak zorunda kalınca, boşluk nedeniyle hemen Değabah seçilmiştir. Kısacası müteşebbis heyetin garip yorumu doğru olsaydı öncelikle patrik kaymakamı (değabah) seçilmesi gerekirdi. Seçilmemiştir, çünkü böyle bir boşluk söz konusu değildir.
Nizamnameye dönersek, görüldüğü gibi üç halden söz edilmektedir. Ancak Nizamnameyi yapanlar istifayı düzenlediği halde, üçüncü yani patriklik makamının boşalması hali ile ilgili bir düzenlemeye gerek görmemişlerdir. Görev yapamayacak kadar hasta olmanın Nizamnamedeki boşalma anlamına geleceği zorlama bir yorumdur. Eğer böyle bir amaç olsa neden açıkça patrik görev yapamayacak kadar hasta olursa istifa etmiş sayılır denmesin. Kısacası bu gün 1863 Nizamnamesi tamamen yürürlükte olsaydı ve arkadaşlarımızın dediği gibi patriklik makamında boşluk olduğu iddia edilseydi, önce hastalık boşluk sayılmaz denecek sonra da, boşluk doğduğu kararını verecek bir organ mevcut olmadığından, işlem yapılamaz, patrik görevden alınamaz cevabını alacaklardı. Peki, nizamnameyi yapan heyetin istifayı düzenlerken, sair nedenlerle boşluk doğmasını düzenlememesini nasıl yorumlayabiliriz? Yarım asırdan fazla yürürlükte kalan bir kanunda böyle bir açığın görülmemesi mümkün mü? O zaman neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmamıştır? Çünkü kanımca burada sözü edilen, hastalık nedeniyle görevini yapamamak değil, doğrudan Padişah ve Babıâli’nin tasarruflarıyla ilgilidir. Yani Padişahın patriği görevden alması, sürgüne göndermesi gibi halleri kapsar. Bu durumlarda ayrıca her hangi bir meclis kararına ihtiyaç duyulmayacağı için boşluğu saptayacak ve patriği görevden alacak bir mekanizmaya ihtiyaç duyulmamıştır. Nitekim 1922 yılında hükümetin baskısı yüzünden ülkeden kaçmak zorunda kalan Patrik Zaven Der Yeğiyayan ülkeye dönemeyeceği için boşluk olduğu kabul edilerek Patrik Kaymakamı (Değabah) seçilmiş, kaymakam meclis tarafından onaylanmış ama Patrik istifa etmediği için 1927 yılına kadar seçim yapılmamıştır.
Ayrıca Babıâli tarafından onaylanmayan 1859 ve onaylanmadan iki sene uygulanan 1861 Nizamnamelerinde bu sair nedenlerle makam boşalması fıkrası yoktur. Sanırım sonradan devletin empoze etmesiyle eklenmiş, muhtemelen böyle durumlarda seçim yapılmadan direnç gösterilmesi engellenmek istenmiştir. Unutmayalım ki sene 1863 ve Padişahın yetkileri de sınırsızdır.
Diğer taraftan Ermeni Ortodoks Apostolik kilisesinin asırlardır uygulanan geleneklerine göre hastalık nedeniyle görev yapamayacak durumda olan Katolikos ya da Patrik görevden alınamaz. Nizamnameyi yapanların kilisemizin yüzlerce yıllık geleneklerini çiğneyerek böyle bir kararı hem de 1863 yılında alması, hayal bile edilemez.
Patrik Hazretlerinin hastalığı da görev yapmasına engel ama onu görevden alacak bir makam yok. Şu noktayı tekrar açıkça belirtelim Nizamnamede ve Ermeni Ortodoks Apostolik kilisesinin geleneklerinde hiçbir makam patriği görevden alma yetkisine sahip değildir. O halde müteşebbis heyet nasıl eş patrik seçmekten vazgeçip yeni patrik seçmeye karar veriyor? Bu arkadaşların seçimden önce söylemeleri gerekenleri, müteşebbis heyet olarak söylemeleri de tuhaf bir çelişki. Madem eş patrik seçimine karşıydınız neden bunu baştan söylemediniz, neden eş patrik seçimi yapılacağı her yerde yazılıp çizilirken, adaylar eş patrikliğe aday olduklarını söylerken bir şey söylemediniz de seçildikten sonra eş patrik seçimine cephe aldınız? İkinci olarak de ki, bu hükme göre Patriklik makamı boşalmış kabul edilsin, bu konuda karar vermek müteşebbis heyetin işi midir? Şu anda Patrikliğin tek kurulu olan Ruhani Meclisin bile sahip olmadığı bir yetkiye hangi hakla, hangi yetkiyle müteşebbis heyet kullanmaya kalkışıyor, anlamak mümkün değil. Sanırım tarihimizde Nizamnameyi, onunla yetinmeyip kilisemizin yüzlerce yıllık geleneklerini yorumlayan bir müteşebbis heyet hiç görülmedi. Yeni Patrik seçmek için, müteşebbis heyet seçmeden, vakıfları müteşebbis heyet için toplantıya çağırmadan, önce patrik kaymakamı (Değabah) seçilmesi sonra da bir kurum ya da kişinin sağ olan patriği görevden alması gerekir. Kısacası yeni patrik seçimi için makamın boş olduğu da bu nedenle Patriğin istifa etmiş ya da yok sayılacağına karar verecek bir makam yoktur. Çeşitli (sair) nedenleri hastalık olarak yorumlamak da geleneklerimize ve asırlık uygulamaya göre tamamen dayanaksız ve yersizdir. Eğer bu yorum geçerli olsaydı, bu güne kadar görev yapamayacak kadar hasta olan her Katolikos ya da Patrik görevden alınırdı.
Ayrıca Eş Patrik seçimiyle görevli Müteşebbis Heyet, görev yapamayacak kadar hasta olan patriğin görevden alınabileceği sonucuna varan yorumu yüzlerce yıllık kilisemizin geleneklerini değiştirmektedir. Bu yoruma göre Ermeni Ortodoks Apostolik kilisesinin 4 önemli makamında oturanlar bundan böyle görev yapamayacak kadar hasta olurlarsa görevden alınabilecektir. Olacak şey değil.
Ancak özellikle belirtmek isteriz ki, Mesrob II Patrik Hazretlerinin gelecekteki hukuki ve sosyal konumunu gözetmek ve kollamak, müteşebbis heyet üyeleri dahil, cemaatimizin tüm üyelerinin, kurum ve kurullarının vicdani yükümlülüğü ve onurudur.
-Doğrusu bu günah çıkarmayı da kabul etmek mümkün değil. Siz kalkın Ruhani Kurulun ve Vakıfların kabul ettiği eş patrik seçimini yetkiniz olmadığı halde iptal edip yeni patrik seçimine gidin. Patrik Hazretlerinin unvanını elinden almak isteyin, yetmezmiş gibi ardından da Patrik Hazretlerini milletin insafına bırakın. Bu cemaatin vicdanı ve onuru Patrik Hazretlerinin sahip olduğu patriklik unvanını ölünceye kadar taşımasıdır, unvanı elinden almak değil.
Cemaat mensuplarına saygıyla duyurulur.
PATRİK SEÇİMİ MÜTEŞEBBİS HEYETİ BAŞKANLIĞI
SONUÇ:
1.- Eğer müteşebbis heyet kendisini yeni patrik seçmek üzere görevli sayıyorsa, hastalık nedeniyle Patrik görevden alınamayacağından ve Patrik sağ ve istifa etmedikçe yeni patrik seçimi yapılamayacağından müteşebbis heyet amacının ve görevinin gerçekleşmesinin imkânsızlığı nedeniyle kendiliğinden fesholur.
2.- Müteşebbis Heyet eş patrik seçimi için görevlendirildiği halde kendince yorumlar yaparak yeni patrik seçmeye karar vermişse kendilerini seçen, kendilerine bu görevi veren kişi ve kurumların isteğine, iradesine karşı bir işlem yaptıkları için hem hukuken hem etik olarak aldıkları yetki ve vekâleti iade etmesi, istifa etmesi gerekir.
3.- Müteşebbis Heyet yarattığı kaosu sürdürmeye devam eder ve istifa etmezse, Ruhani Kurul çok haklı olarak yukarıda belirtilen nedenlerle Müteşebbis Heyetin görevden alınması yolunda girişimlerde bulunabilir.
4.- Eğer Ruhani kurul müteşebbis heyetin görevden alınmasını sağlar ve yeni bir eş patrik seçim müteşebbis heyeti seçilmesine karar verirse, bu defa, bu heyet seçiminde ilk toplantılarda istifa etmek gibi garipliklerin yaşanmaması için hem Ruhani Kurulun hem de vakıf başkanlarımızın önerecekleri kişilerle önceden görüşüp olurunu aldıktan sonra aday göstermeleri doğru olur.
Sevgiler.
Murat Bebiroğlu
murat.bebir@gmail.com
Yorumlar kapatıldı.