İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bu mahallede insanları Kürt veya Ermeni diye devlet memuru, asker yapmamak da yok. Ergun Babahan

Mahalle baskısı

Ergun Babahan

Türkiye`yi Türk, Sünni ve laik bir cumhuriyet olarak kurup diğer bütün kimlikleri bastıra gelmişsiniz.
Dünyanın bugün geldiği noktada bu baskı politikalarını sürdürmenize imkan yok.

Yeni Diyarbakır cezaevleri kurup insanları işkenceden geçiremezsiniz, insanları kafanıza göre evlerinden alıp öldüremezsiniz, köyleri yakıp boşaltamazsınız. Çünkü dünya giderek küçülen bir mahalle ve bu mahallenin ağır bir baskısı var. Bu mahallenin baskısı demokrasi, insan hakkına saygı, hukukun üstünlüğünü herşeyin üzerinde tutma üzerine.

Bu kurala uymayanların başına ne geldiği ortada.
Ya Kuzey Kore gibi mutlak bir yalnızlığa itiliyor ya da Miloseviç gibi uluslararası yargı önüne çıkarılıyor.
Eğer göze alabiliyorsanız yapın. Göze alamadığınız için Ergenekon davası her türlü engellemeye rağmen sürüyor, Güneydoğu`daki yargısız infazların hesabı sorulmaya başlanıyor.

Bu mahallenin değerleri farklı.
Bu değerler AK Parti`yi bile rahatsız edebilecek kadar inanç veya inançsızlık hakkına saygılı.
Bu mahallede “Biz sizin içkinize karışıyor muyuz“ söylemi yok.
Aynı şekilde pisuvarı “Dine aykırı“ diye yasaklamak da yok. Böyle davranan bir kamu görevlisinin görevde kalmasına da imkan yok.
Çünkü orada her inançtan insan yaşıyor ve kararlar inançlara göre değil, hukuka uyuma göre alınıyor. Ama insanları sadece etnik kökenleri, inançları, kılık kıyafetleri nedeniyle dışlamak, temel insan hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakmak da yok.

Bu mahallede insanları Kürt veya Ermeni diye devlet memuru, asker yapmamak da yok.
Bu mahallede bu yüzden açık bir baskı var.
Bu mahalleye girmek istiyorsanız “Türkiye sadece Türkler`in olmayacak“, bu devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin olacak.

Bugüne kadar yalanlarınız, sahte efsaneleriniz ile insanları baskı altında tuta geldiniz.

Ama artık yolun sonundasınız.
Ya Kürtler`in temel insane haklarını kullanmasına saygı gösterecek ya da dışlanacaksınız.
Kürtçe yerleşim merkezlerinin adının iadesine, “İstanbul`u da Constantinople yapalım“ diyerek tepki göstermeye hakkınız ve haddiniz olmayacağını bileceksiniz.

İstanbul`un son kalan Rumları`nı sahte bir bomba haberiyle 6-7 Eylül olayları sırasında sürgün ettiğinizi, mallarına elkoyduğunuzu hatırlarsanız, böye bir teklifte bulunurken zaten yüzünüzün kızarması gerekir. Çok eleştirdiğiniz Yunanistan, Lozan mübadelesine bağlı kalıp Batı Trakya Türkleri`nin sayısını azaltmak için böyle bir tezgaha girmezken, siz bu topraklarda yüzyıllarca yaşamış Rumlar`ın sayısını bir kaç bine düşürmekle övünürsünüz.
Çünkü kafa yapınız 1915`ten bu yana değişmedi.

Partinizin adı ne olursa olsun, biraz kazıyınca İttihatçı zihniyet ortaya çıkıyor.

Ve bu mahallede artık İttihatçılara yer yok.

Yorumlar kapatıldı.