Sibel ARNA
İki buçuk yıl önce İstanbul Nişantaşı’nda açtıkları Closh isimli butiklerinde kilise düğünleri için elbise de tasarlıyorlar, Nebahat Çehre, Dolunay Soysert, Tuğba Topbaş, Beren Saat, Helin Avşar gibi ünlüleri de giydiriyorlar.
Siz nereden tanışıyorsunuz?
Serli: Çocukluk arkadaşıyız.
Birlikte bir marka yaratmaya ve butik açmaya nasıl karar verdiniz?
Serli: Ben Mimar Sinan Üniversitesi Seramik Bölümü’nü bitirdikten sonra modacı Bilge Mesci’nin asistanı olarak çalışmaya başladım. Moda ile ilgili bir iş yapacağım okul yıllarından belliydi. Selvin de Yeditepe Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü’nü bitirdi ve London College Of Art’ta tasarım kurslarına katıldı. Döndükten sonra ona, kendime ait bir marka yaratmak istediğimi söyledim. Tekstilci olan babası da bize destek oldu ve Closh macerası böyle başladı.
Closh’u açarken kafanızda nasıl bir marka yaratma fikri vardı?
Serli: Eskiden ilham alacağımız kesindi. Ben ilk başta bir şapkacı açmak istiyordum. 225 parçalık bir şapka koleksiyonum var. 18 tanesi, daha ben ortaokuldayken babaannemden miras kaldı. O gün bugündür şapka topluyorum. Lisedeyken gittiğim resim kursu Cihangir’deydi. Her defasında Çukurcuma’ya uğrar, eski şapka alırdım. Ama maalesef şapkacı açamadık. Çünkü para kazanamayacağımızı düşündük. Kıyafette karar kıldık.
Selvin: Fransız butiklerinin havasını taşıyan bir yer istedik. İlk zamanlar daha fırfırlı elbiseler dikiyorduk. Karıştırdığımız tarih kitaplarından ilham alıyorduk. Kilise düğünü elbiseleri, gelinlikler, kortej kıyafetleri tasarlıyorduk. Ama son 6 aydır daha minimal bir tarz yakaladık. Böylece daha fazla insana hitap etmeye başladık. 18. yüzyıla ait detayları hálá kollarda, eteklerde kullanıyoruz.
Koleksiyonunuz elbise ağırlıklı mı?
Selvin: Genelde elbise… Ama kış aylarında palto, kazak, tişört, panço da yapıyoruz. Yaz aylarında vaftiz, düğün ve davetler için elbise ve gelinlik tasarlıyoruz.
Gelinliklerinizin çizgisini tarif edebilir misiniz?
Serli: Enteresan bir yelpazemiz var. Helenistik gelinliklerden, 1800’lü yıllara ait gelinliklere kadar uzanıyor.
Malzemelerinizi nasıl seçiyorsunuz?
Selvin: Elimiz hiç ucuz malzemeye gitmiyor. İpeğin en kalitelisini, Swarovski’nin gerçeğini kullanıyoruz. Sırf bu yüzden modacı Cemil İpekçi bizi çok destekliyor.
Nasıl yani?
Selvin: Bir gece Salomanje’ye yemeğe gelmiş. Geçerken bizim vitrinimizi görmüş, kıyafetleri çok beğenmiş. Ertesi gün öğle saatlerinde sırf bizi tanımak için dükkana geldi. Bu kadar iyi malzeme ile üretim yaptığımız için tebrik etti.
Renk kullanmayı seviyor musunuz?
Serli: Bana kalsa siyah-beyaz ve uçuk pembeden başka renk kullanmam. Bu konuda özürlüyüm. Renkliliğimizi Selvin’e borçluyuz. Zaten karakterlerimiz de ters. Ying Yang gibiyiz… Ben siyahım, Servin beyaz.
Bu dükkanın müşterileri kimler?
Selvin: Helin Avşar, Ceyda Kadayıfçıoğlu, Özlem Sertel, Hande Acar, Nebahat Çehre, Beren Saat, Kadir Topbaş’ın gelini Tuğba Topbaş gibi hanımlar bizi tercih ediyor.
Farklı çizgilerden farklı kadınlar… Arada kilise düğünleri için de tercih ediliyorsunuz? Bu çok renklilik nasıl oluştu?
Tamamen dükkanın konumu ile ilgili. Ve yaptıklarımız kulaktan kulağa yayıldı. Müşterilerimiz her sene katlanarak arttı. Bursa’da bir düğün ailesi giydirdik ve bu ilde çok ün kazandık. Her hafta en az iki müşteri Bursa’dan kalkıp geliyor.
HELİN AVŞAR’IN KOLSUZ GÖMLEĞİ TUĞBA TOPBAŞ İÇİN KOLLU DİKİLDİ
Serli Keçoğlu ve Selvin Parunakyan yaptıkları tasarımı müşterilerine göre değiştiriyorlar. “Tasarımın orjinalini müşterilerine giydirmek telaşında değiliz. İçinde mutlu hissetmeleri bizim için çok daha önemli” diyorlar. Bu sebeple Helin Avşar’ın giydiği lacivert kolsuz fırfırlı gömleği, Kadir Topbaş’ın gelini Tuğba Topbaş için uzun kollu olarak dikmişler.
İlk yorum yapan siz olun